Herkesi besleyen ışık, bulursan, olmadığı yerde karanlık ve el yordamı. genel de yoktur, şaka gibi, ayrıcalık kazandırmak için kalabalıktan uzaklaştırılmış olsa gerek, özel ışık gibi düşünülmüş.
Bir buharlaşma halinin yürüyen izi, ihtimal dahilinde dahi olmayan görünümün, ihtimalindan alınan zevk, kalabalık uzaktayken anlamlı yakınlaşınca öz yitimi gibi algılanabilecek bir olmamışlık hali gibidir. Olmanın son referansı kendine gömülü kendini aşan ihtimalı gözardı etmemek. Ya da hepsini unutmak ki hatırlamanın olmazsa olmazı. Gerçek hatırlama.
Düş düşüşle başlıyorsa, düşünülmesi gerekenin uzağına düşülmüştür, o zaman düşleri düşünmenin düşlere ne yararı var, düşe maruz kalındığın da düşün imkanı, düşün kendini imhasıyla gerçeğin boyut kazanması ve mümkünün kazanılması, ki unutuşun dehlizlerinde doğan hatırlamanın taşıdığı uzak, gömüldüğü yere yakın.
Sevin, rüzgar sarınca bağı, kabartırsa yaşam dalgasını,
her yanda bir ölünün ta dibe indiği yer burası, anılarla
karmakarış yer, bahçe değil, kutsal kalıntılar korunağı.
Duyduğun kanat sesleri bir uçuş değil, sonrasız kucağın
sarsıntısı, bir potada bu ıssız toprak parçası, öz
değiştirmede, bil. Bir kaynaşmayı çevirir bu sarp duvar.
Düşersin ilerlesen o seni kurtaran hayaletin belki, yatışır
burda öyküler, son verilmiş hep edimlere, geleceğin bir
oyunu var.
Eugenio MONTALE, İtalyanın dahi şairi, 1975 Nobel Ödülü,
Çev. Sait MADEN.
Güzelim, ölümlüler. Taştan bir düş gibiyim.
Ve ozana taş gibi dilsiz, sonsuz bir sevi,
sunmak için yapılmış, bu göğüs, bu can evi.
Her varlığın eriyip yok olduğu, yüreğim.
Duyusal açıklığın giriş aralıkları ulaşılmamışın akan iklimine yakınlaşmada en can alıcı noktayı kendinde toplar ve uzayan bir kimlik edinme sürecine öncelik sağlar, yükselişle varılanla, dönüşle kavuşan aynı noktanın kesiştiği evrensel uzamda bütün kayıpların tekrar hatırlanma ihtimaline yansır. Kolay gelsin.
Güzelin kandaki dolaşımı, sonsuza bağlantılı zamandışılığın zamana karışması, kaynama noktasındaki yaşam pınarı, geçişlilik ve devamlılık da gene güzel ile mümkün, davranış ve içsellik taşıyıcısı, geriye kalan güdüler. Kolay gelsin.
Aynının sonsuz tekrarı zamanın aynası ki zamandışıkla içiçelik özünü oluşturur, yani gerçek canlılık, hayalin gerçeğe ulaştığı yer ya da rüyanın gerçekliğe uyanışı, hakedilirse. Kolay gelsin.
1801 de sadece 28 yaşında ölen Novalis, mistik tecrübesinin katkılarıyla aktardığı bilgilere bakarsak, felsefe dili ve şiirle, yalnızca madde hayaldir ve anlatılamaz, yani zamandışılık, sonra mucize vatan diyor, ışıksa yeni bir birliğin işareti, ölüm de bir yenmedir, sartre ın ifadesiyle şiir kaybeden kazanıyor oyunudur, yani yenilmek gerçekte hiç de yenilmek değildir, tabii dünya sahnesindeki oyunun kurallarına sadık kalıp, haketmişsen. Sartre ateisttir amacı bu değil ama, tespiti mistiklerce doğrulanabiliyor, işte bu ışığın yeni birliğine Novalis mucize vatan diyor, yani zamandışılık evreni, gelelim 12. yüzyıla - ışığın karanlıklardan - bedensel bağlardan - sıyrıldığı - ışığın gerçek kaynağı karanlık - yani şimdinin üstündeki gölge dünyanın açmazlarının kökeni - devam ediyor, sıyrıldığı ölüm melekesi, - gene bir mistik Mevlananın neden ölüm için düğün gecesi dediği biraz daha net - beden bitti, artık bedenle alakamız kalmamakla birlikte ışık alemine çıkar - diyor, - 700 yıl sonra Novalisle aynı ifade, değişen bir şey yok, Novalisin madde hayaldir dediğine, Berkeley - bir din adamı ve Amerikada bir üniversitenin de adı, - algılayan bir canlı yoksa madde yoktur diyor, yani aslında gerçek madde, - canlılık, - asıl geri kalan herşey ölü, bir yanılsama sadece, geçici bir mekansallık, gelelim - Ahiret yurdu gerçek hayat, ah bilselerdi. Kuran, kendi ağzından, ve - hiçbir yer buradır, burdan ötesi - gökhan, 21 Kasım 2004, novalisin - madde hayaldir - i ile örtüşüyor, yani zamandışılık bir hayal olan madde hali değil, canlılık hali, onun için yaradan gerçek hayat ahirettir diyor, novalis mucize vatan, bütün tarihin mistiklerin de ortak - zamandışılık,- yeni vatan, burası sadece sürgünde bir sınav mekanı geçişlilik için, kendini ispatlaman onun için gerekli. Bilim de isterse üzerine çalışır, engel olan yok, ama, bu bilgiler Novalisin çok genç yaşta dediği gibi bilimsel kafanın işi değil, çok daha başka dinamikleri var, mesela giordano bruno nun ifadesiyle, Tanrı hadi derse coşkun ateş olacağın, kaynağı bu. Tabii böyle saçmalıklarla ilgilenmeye gerek yok, Celal Şengör Hocamızdan şaşmayın, sonuçta bilim, beni okumanız gereksiz, vakit kaybetmeyin, herkes kendi çizgisini takip etsin. Kolay gelsin.
Kutsal sadece ve sadece kendisidir, yeryüzünde varolmuş hiçbir canlının ayrıcalığı yoktur, başka hiç bir unvanın da, herkes eşit, kendini ona ispatlamakta, anayasa da, öncesindekilerde son haliyle de hep aynı şeyi söyler yeni bir şey yok, ve binlerce yıldır biliniyor, ödülü de cezası da size ve davranışlarınıza bağlı, oyunun temel kuralı. inkar da kabul de, iyisi de kötüsü de, o kadar imkan genişliği ondan. Karar tamamıyla sizin. Kolaylıklar.
Birbirleriyle savaşan aynalarla, başka
gövdelerin arasında kendine yol açan
gövdelerle, ah, şafağın kıyısına doğru,
sen, bu zamanla, başka bir zamanın
arasındaki kanın molası.
O Zihin, dünyanın en yüksek yeri,
bacı zihin, çağırır seni gökyüzü,
cehennem arası sınırlara. Dahası,
araştır yüce ara¹sını doğanın eğer
Tanrı hadi derse, coşkun ateş olacağın.
Giordano Bruno, 1600
Mistik bir vizyon sahibi olarak, sonsuzluk diye bir şey var dediği için kifayetsizlerce yakılarak öldürülür, şimdi kim yanıyordur. Kolay gelsin.
Zaman açıkçası yoktur - sınır olarak şimdinin dışında - buna rağmen biz zaman tabiyiz, - Simone Weil, şimdi hatırlayalım, Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - Spinoza ve Tanrının zihninin anlaşıldığı yerde zaman yoktur. - Novalis, ve Tanrı zamandır. - Kuran, zamandışılığı deneyimlemiş tarihsel örneklerin buluştuğu yer, onun için herkes Spinoza için ateist, panteist ve benzeri derken sadece Novalis, hem de o kadar genç yaşta - adam Tanrı sarhoşu - der, deneyimin sağladığı artı sayesinde ve Simone Weil in ölüm raporunda - merhume zihin dengesini yitirdi, yemek yemeyi reddetti, kendini öldürdü, yazar - çünkü insanların çoğunluğu için bu tür tutumlar ya enayiliktir ya da delilik, ama, Tanrısal alanda tarihsel süreçte ender örneklerden olarak mistik tecrübeye layık görülüşünün, yaradanın insandan beklentisinin, yerini sağlama alışının kaynağının ne olduğunu eş düzeyde ruhlar kavrayabilir, onun için ateist de olsa, radikal bir ahlak filozofu da olan ve modernitenin bir çeşit ağıdı olan - Yabancı - isimli kitabı yazmış olan Albert Camus, - Zamanımızın en büyük ruhuydu - der, T.S.Eliot ise - Azize düzeyinde deha sahibi bir kadındı. - Yani ne yaptığımız, ruhsal potansiyelimizi geliştirmek, geleceğimizi belirler, arınmanın önemi, çünkü ilk dönemlerinde marksistken sonradan uzaklaştığını fikirsel yönünü değiştirdiğini, farklılaşarak neyi kazandığını. Kolay gelsin.
Burda hiç kimseye ayrıcalık yok, ayrıcalık sadece yaptıkların sayesinde var o da burda değil, süreci her türlü çilesine rağmen doğrulukla tamamlayabilirsen dünyadan ayrıldıktan sonra, ebediyyen. Peygamberler, veliler ve onların çocukları bile kendini koruyamadı, herkes yaradana ödevde eşit ve belki dünyada ki tek eşitlik,ama, onların gittiği yerle, suçu işleyenin gittiği yer aynı değil tabii, orda ayrışıyor, - Cehennem acı çektiğimiz yer değil, acı çektiğimizi kimsenin bilmediği yerdi. - Hallac ı Mansur, katlettiler, şimdi onlar nerde, Mansur nerde, suça batan herkesin dünya sonrasındaki yeri netleşiyor.
Kısaca, doğrudan kendi konuşuyorsa vahiy, diğer herşey şiirdir, yani ilahi anlamda özelliksiz, fikirsel anlamda olabilir o da herkese göre algısı farklılık gösterir, bir mahzuru da yoktur, zaten bir enerji gücü olarak fikirsel çeşitlilik, yaşamın dinamiği gibidir, herkesin bir örnek olduğu yerde durağanlık, bir ölüm hali vardı, yararsız yani, esas olan dürüstlükle ve zarar vermeden - maddi, manevi - fikirleri damıtabilmektir, sorumluluk burda başlıyor. İnsan zalim, cahil ve nankördür, - Kuran, neden sürüldüğün de anlaşılır, niye böyle yaratıyor dersen, oyunun özelliği, dünya sahnesi bunun için var, sen kendi yaptıklarına bak ve kendini ispatla, sorgulayacak duruma gelebilmen için önce o güce sahip olman lazım, bir gün o bile olsa, gene onun izniyle olur, unutmayalım, - Bizim burda mahkumların hayal edebileceği daha büyük, daha güzel zindanlardır ancak - bunları yapmazsan, durumun bayağı öne geçer. Kolay gelsin.
Şiir de kahinlik, büyücülük yoktur, bilinçdışı alışverişlerinde ve aşkınlık süreçlerinde bilgi birikime, yaşanmışlıklara dayalı, muhakeme içerikli, esin kaynaklı olsa da, akıyor gibi gelse de, son noktayı şairin koyduğu süreçlerdir ve hiçbir bağlayıcılığı yoktur, vahiyse son derece nadir, bu tanımların hiçbirine girmeyen bir özelliktir, olağanüstü kısıtlı, ne şair ne de başka hiçkimsenin olmadığı bir durumsallık, zaman dışılığın en koyu hali. Kolay gelsin.
Güneşe ihtiyaç duymayan gündüz, aya ve yıldıza ihtiyaç duymayan gece ve varlığa ihtiyaç duymayan yokluktur, isabet eden şeye üzülmeyendir. - Harakani, 11. yüzyıl, İran, Gazneli Sultan Mahmud ve İbn Sina gibi bir dahinin ziyaretine gittiği eğitimi sadece Kuran olan bir kişilik. Kolay gelsin.
Tanrım ne yaptıklarını bilmiyorlar onları affet. - İsa, ve çivilediler, kötülük yeni bir şey değil yani, cezası da ona göre tabii, hayat oyunu, Feriuddin Attar ı da bir moğol askerinin öldürdüğünü belirtelim, ayrıştırma böyle yapılıyor, herkes yerini buluyor. Kolay gelsin.
Şiir yabancı varlığı kendi varlığında çözer ve mutlak gerçek şeydir, hakiki ahlaklı insan şairdir, yalnızca bir sanatçı tahmin edebilir hayatın manasını, aşkın - transendantal - sağlıklı kurgunun büyük sanatıdır, hakiki bir içten seni varsa, hakiki şiir her şeyi bilendir, şair doğayı bilimsel kafadan daha iyi anlar.ve evrenin sesidir ve ebediyen hakiki kalır. Tanrı zihninin anlaşılır olduğu yerde, artık zaman yoktur. Tanrı liriktir, insan epik, deha dramatik. Felsefe de bir yurt özlemidir, her yerde evinde olma içgüdüsü, en asıl manada bir okşama, düşünceye dalmak en içten sevgi ve mutlak zevk ve şiir felsefenin kahramanıdır. Bir varoluşun olduğu yerde kabullenmenin de olması gerekir, sentezin hazzı, her belirleme görece olsa da, bozulmuş ben, bozulmuş dünya ve yeniden kurma. Felsefe, başlangıç ve sonuç, gecenin ve alacakaranlığın şiiri, ben ait ve olmayan ara varlık. Bütün bilginin temeli kendi olmak. Sanatçı tamamiyle dindardır ve en ilktir, ama kendimizi asla tam olarak anlayamayacağız, ahlak dolayımında sanatçı, belli bir bilinç basamağında artık dert yoktur ve bütün hatıra şimdiki zamandır. Yaşamak bir yanma sürecidir ve kadın bizim oksijenimizdir. Kültürlü insan gelecek için yaşar ve hayatı mücadeledir, her acı yüksek bir seviyenin hatırlanmasıdır, ölümse genel bir yenmedir, yalnızca madde hayaldır ve anlatılamaz, ışıksa yeni bir birliğin işareti, saf matematikse anlamanın evreni olarak görünür, her haz müziksel bu nedenle matematikseldir ve dinin kökeni, tanrı kelamı olarak okunmayan matematik anlaşılmaz ve saf cebirde sayılar görünmez, Ebediyet, zamanın evrenidir, yani sevgilim.
Novalis, Fragmanlardan, 29 yaşında ölmüştür, nasıl biliyorsa bunları. Kolay gelsin.
kural
17.01.2023 - 06:02Hayat bir oyunsa, kendi kuralını da koyabilirsin, ana kuralın altında da kalabilirsin, sonrasızca, pahalı, özgürlük gibi.
özenli
17.01.2023 - 05:53Herkesi besleyen ışık, bulursan, olmadığı yerde karanlık ve el yordamı. genel de yoktur, şaka gibi, ayrıcalık kazandırmak için kalabalıktan uzaklaştırılmış olsa gerek, özel ışık gibi düşünülmüş.
geriye kalan
16.01.2023 - 21:54Geri verin artık onlara kendilerinde bulunmayanı,
öğretin, düşüşten yükselişe dek, on iki ayını yüzlerinin.
Rene CHAR, Fransız şair, 1988
kalabalık
15.01.2023 - 19:46Bir buharlaşma halinin yürüyen izi, ihtimal dahilinde dahi olmayan görünümün, ihtimalindan alınan zevk, kalabalık uzaktayken anlamlı yakınlaşınca öz yitimi gibi algılanabilecek bir olmamışlık hali gibidir. Olmanın son referansı kendine gömülü kendini aşan ihtimalı gözardı etmemek. Ya da hepsini unutmak ki hatırlamanın olmazsa olmazı. Gerçek hatırlama.
düş
15.01.2023 - 18:18Düş düşüşle başlıyorsa, düşünülmesi gerekenin uzağına düşülmüştür, o zaman düşleri düşünmenin düşlere ne yararı var, düşe maruz kalındığın da düşün imkanı, düşün kendini imhasıyla gerçeğin boyut kazanması ve mümkünün kazanılması, ki unutuşun dehlizlerinde doğan hatırlamanın taşıdığı uzak, gömüldüğü yere yakın.
eşik
13.01.2023 - 14:28Sevin, rüzgar sarınca bağı, kabartırsa yaşam dalgasını,
her yanda bir ölünün ta dibe indiği yer burası, anılarla
karmakarış yer, bahçe değil, kutsal kalıntılar korunağı.
Duyduğun kanat sesleri bir uçuş değil, sonrasız kucağın
sarsıntısı, bir potada bu ıssız toprak parçası, öz
değiştirmede, bil. Bir kaynaşmayı çevirir bu sarp duvar.
Düşersin ilerlesen o seni kurtaran hayaletin belki, yatışır
burda öyküler, son verilmiş hep edimlere, geleceğin bir
oyunu var.
Eugenio MONTALE, İtalyanın dahi şairi, 1975 Nobel Ödülü,
Çev. Sait MADEN.
empati
10.01.2023 - 12:52Güzelim, ölümlüler. Taştan bir düş gibiyim.
Ve ozana taş gibi dilsiz, sonsuz bir sevi,
sunmak için yapılmış, bu göğüs, bu can evi.
Her varlığın eriyip yok olduğu, yüreğim.
Baudelaire
Başka
10.01.2023 - 11:16Gözlerinin denizinde onu arama.
O inci bir başka denizde.
Bakarsın bugün sever bu yürek,
yarın sevilir bakarsın.
Yüreğimin özünde başka yarınlar var.
Mevlana, 13. yüzyıl.
Ben bir başkasıdır. - Rimbaud, 19. yüzyıl.
Şekil değil, öz, kolay gelsin.
sevinç
10.01.2023 - 11:12Kim ki bir sevince bağlar kendini,
uçarak geçen hayat, yok eder onu.
Ama, kim, uçar gibi öper bir sevinci.
Yaşar , sonsuzluğun gündoğumunu.
William Blake, 1757, Londra.
Aşk ateşinde mumdan gemiler yüzdürmek.
Şeyh Galib, 1757. İstanbul.
Hiç gün ışığına kulak verdiniz mi.
gökhan, 1957, İstanbul.
Herşeyde hüküm süren dünya ruhu. - Schelling, 1820
duyu ötesi algı
07.01.2023 - 20:46Duyusal açıklığın giriş aralıkları ulaşılmamışın akan iklimine yakınlaşmada en can alıcı noktayı kendinde toplar ve uzayan bir kimlik edinme sürecine öncelik sağlar, yükselişle varılanla, dönüşle kavuşan aynı noktanın kesiştiği evrensel uzamda bütün kayıpların tekrar hatırlanma ihtimaline yansır. Kolay gelsin.
kaynak
07.01.2023 - 20:05Güzelin kandaki dolaşımı, sonsuza bağlantılı zamandışılığın zamana karışması, kaynama noktasındaki yaşam pınarı, geçişlilik ve devamlılık da gene güzel ile mümkün, davranış ve içsellik taşıyıcısı, geriye kalan güdüler. Kolay gelsin.
Çıkrık
07.01.2023 - 18:54Özümsenmemiş özün çıkrığı kovayı boş çeker, kendini özün yerine koyan ayazda boşa gezer. - gökhan
gerçek
06.01.2023 - 20:30Aynının sonsuz tekrarı zamanın aynası ki zamandışıkla içiçelik özünü oluşturur, yani gerçek canlılık, hayalin gerçeğe ulaştığı yer ya da rüyanın gerçekliğe uyanışı, hakedilirse. Kolay gelsin.
tecrübe
06.01.2023 - 20:171801 de sadece 28 yaşında ölen Novalis, mistik tecrübesinin katkılarıyla aktardığı bilgilere bakarsak, felsefe dili ve şiirle, yalnızca madde hayaldir ve anlatılamaz, yani zamandışılık, sonra mucize vatan diyor, ışıksa yeni bir birliğin işareti, ölüm de bir yenmedir, sartre ın ifadesiyle şiir kaybeden kazanıyor oyunudur, yani yenilmek gerçekte hiç de yenilmek değildir, tabii dünya sahnesindeki oyunun kurallarına sadık kalıp, haketmişsen. Sartre ateisttir amacı bu değil ama, tespiti mistiklerce doğrulanabiliyor, işte bu ışığın yeni birliğine Novalis mucize vatan diyor, yani zamandışılık evreni, gelelim 12. yüzyıla - ışığın karanlıklardan - bedensel bağlardan - sıyrıldığı - ışığın gerçek kaynağı karanlık - yani şimdinin üstündeki gölge dünyanın açmazlarının kökeni - devam ediyor, sıyrıldığı ölüm melekesi, - gene bir mistik Mevlananın neden ölüm için düğün gecesi dediği biraz daha net - beden bitti, artık bedenle alakamız kalmamakla birlikte ışık alemine çıkar - diyor, - 700 yıl sonra Novalisle aynı ifade, değişen bir şey yok, Novalisin madde hayaldir dediğine, Berkeley - bir din adamı ve Amerikada bir üniversitenin de adı, - algılayan bir canlı yoksa madde yoktur diyor, yani aslında gerçek madde, - canlılık, - asıl geri kalan herşey ölü, bir yanılsama sadece, geçici bir mekansallık, gelelim - Ahiret yurdu gerçek hayat, ah bilselerdi. Kuran, kendi ağzından, ve - hiçbir yer buradır, burdan ötesi - gökhan, 21 Kasım 2004, novalisin - madde hayaldir - i ile örtüşüyor, yani zamandışılık bir hayal olan madde hali değil, canlılık hali, onun için yaradan gerçek hayat ahirettir diyor, novalis mucize vatan, bütün tarihin mistiklerin de ortak - zamandışılık,- yeni vatan, burası sadece sürgünde bir sınav mekanı geçişlilik için, kendini ispatlaman onun için gerekli. Bilim de isterse üzerine çalışır, engel olan yok, ama, bu bilgiler Novalisin çok genç yaşta dediği gibi bilimsel kafanın işi değil, çok daha başka dinamikleri var, mesela giordano bruno nun ifadesiyle, Tanrı hadi derse coşkun ateş olacağın, kaynağı bu. Tabii böyle saçmalıklarla ilgilenmeye gerek yok, Celal Şengör Hocamızdan şaşmayın, sonuçta bilim, beni okumanız gereksiz, vakit kaybetmeyin, herkes kendi çizgisini takip etsin. Kolay gelsin.
Kutsal
06.01.2023 - 10:19Kutsal sadece ve sadece kendisidir, yeryüzünde varolmuş hiçbir canlının ayrıcalığı yoktur, başka hiç bir unvanın da, herkes eşit, kendini ona ispatlamakta, anayasa da, öncesindekilerde son haliyle de hep aynı şeyi söyler yeni bir şey yok, ve binlerce yıldır biliniyor, ödülü de cezası da size ve davranışlarınıza bağlı, oyunun temel kuralı. inkar da kabul de, iyisi de kötüsü de, o kadar imkan genişliği ondan. Karar tamamıyla sizin. Kolaylıklar.
ayna
04.01.2023 - 21:02Birbirleriyle savaşan aynalarla, başka
gövdelerin arasında kendine yol açan
gövdelerle, ah, şafağın kıyısına doğru,
sen, bu zamanla, başka bir zamanın
arasındaki kanın molası.
Octavio PAZ, Meksikanın dahi şairi,
ruh
04.01.2023 - 20:08O Zihin, dünyanın en yüksek yeri,
bacı zihin, çağırır seni gökyüzü,
cehennem arası sınırlara. Dahası,
araştır yüce ara¹sını doğanın eğer
Tanrı hadi derse, coşkun ateş olacağın.
Giordano Bruno, 1600
Mistik bir vizyon sahibi olarak, sonsuzluk diye bir şey var dediği için kifayetsizlerce yakılarak öldürülür, şimdi kim yanıyordur. Kolay gelsin.
zaman
03.01.2023 - 22:37Zaman açıkçası yoktur - sınır olarak şimdinin dışında - buna rağmen biz zaman tabiyiz, - Simone Weil, şimdi hatırlayalım, Tanrı bütün bir geçmişi ve geleceği şimdi olarak düşünür. - Spinoza ve Tanrının zihninin anlaşıldığı yerde zaman yoktur. - Novalis, ve Tanrı zamandır. - Kuran, zamandışılığı deneyimlemiş tarihsel örneklerin buluştuğu yer, onun için herkes Spinoza için ateist, panteist ve benzeri derken sadece Novalis, hem de o kadar genç yaşta - adam Tanrı sarhoşu - der, deneyimin sağladığı artı sayesinde ve Simone Weil in ölüm raporunda - merhume zihin dengesini yitirdi, yemek yemeyi reddetti, kendini öldürdü, yazar - çünkü insanların çoğunluğu için bu tür tutumlar ya enayiliktir ya da delilik, ama, Tanrısal alanda tarihsel süreçte ender örneklerden olarak mistik tecrübeye layık görülüşünün, yaradanın insandan beklentisinin, yerini sağlama alışının kaynağının ne olduğunu eş düzeyde ruhlar kavrayabilir, onun için ateist de olsa, radikal bir ahlak filozofu da olan ve modernitenin bir çeşit ağıdı olan - Yabancı - isimli kitabı yazmış olan Albert Camus, - Zamanımızın en büyük ruhuydu - der, T.S.Eliot ise - Azize düzeyinde deha sahibi bir kadındı. - Yani ne yaptığımız, ruhsal potansiyelimizi geliştirmek, geleceğimizi belirler, arınmanın önemi, çünkü ilk dönemlerinde marksistken sonradan uzaklaştığını fikirsel yönünü değiştirdiğini, farklılaşarak neyi kazandığını. Kolay gelsin.
ar rahman
03.01.2023 - 20:39Burda hiç kimseye ayrıcalık yok, ayrıcalık sadece yaptıkların sayesinde var o da burda değil, süreci her türlü çilesine rağmen doğrulukla tamamlayabilirsen dünyadan ayrıldıktan sonra, ebediyyen. Peygamberler, veliler ve onların çocukları bile kendini koruyamadı, herkes yaradana ödevde eşit ve belki dünyada ki tek eşitlik,ama, onların gittiği yerle, suçu işleyenin gittiği yer aynı değil tabii, orda ayrışıyor, - Cehennem acı çektiğimiz yer değil, acı çektiğimizi kimsenin bilmediği yerdi. - Hallac ı Mansur, katlettiler, şimdi onlar nerde, Mansur nerde, suça batan herkesin dünya sonrasındaki yeri netleşiyor.
vahiy
03.01.2023 - 19:58Kısaca, doğrudan kendi konuşuyorsa vahiy, diğer herşey şiirdir, yani ilahi anlamda özelliksiz, fikirsel anlamda olabilir o da herkese göre algısı farklılık gösterir, bir mahzuru da yoktur, zaten bir enerji gücü olarak fikirsel çeşitlilik, yaşamın dinamiği gibidir, herkesin bir örnek olduğu yerde durağanlık, bir ölüm hali vardı, yararsız yani, esas olan dürüstlükle ve zarar vermeden - maddi, manevi - fikirleri damıtabilmektir, sorumluluk burda başlıyor. İnsan zalim, cahil ve nankördür, - Kuran, neden sürüldüğün de anlaşılır, niye böyle yaratıyor dersen, oyunun özelliği, dünya sahnesi bunun için var, sen kendi yaptıklarına bak ve kendini ispatla, sorgulayacak duruma gelebilmen için önce o güce sahip olman lazım, bir gün o bile olsa, gene onun izniyle olur, unutmayalım, - Bizim burda mahkumların hayal edebileceği daha büyük, daha güzel zindanlardır ancak - bunları yapmazsan, durumun bayağı öne geçer. Kolay gelsin.
şiir
03.01.2023 - 18:31Şiir de kahinlik, büyücülük yoktur, bilinçdışı alışverişlerinde ve aşkınlık süreçlerinde bilgi birikime, yaşanmışlıklara dayalı, muhakeme içerikli, esin kaynaklı olsa da, akıyor gibi gelse de, son noktayı şairin koyduğu süreçlerdir ve hiçbir bağlayıcılığı yoktur, vahiyse son derece nadir, bu tanımların hiçbirine girmeyen bir özelliktir, olağanüstü kısıtlı, ne şair ne de başka hiçkimsenin olmadığı bir durumsallık, zaman dışılığın en koyu hali. Kolay gelsin.
sufi
03.01.2023 - 08:47Güneşe ihtiyaç duymayan gündüz, aya ve yıldıza ihtiyaç duymayan gece ve varlığa ihtiyaç duymayan yokluktur, isabet eden şeye üzülmeyendir. - Harakani, 11. yüzyıl, İran, Gazneli Sultan Mahmud ve İbn Sina gibi bir dahinin ziyaretine gittiği eğitimi sadece Kuran olan bir kişilik. Kolay gelsin.
kötülük
03.01.2023 - 06:46Tanrım ne yaptıklarını bilmiyorlar onları affet. - İsa, ve çivilediler, kötülük yeni bir şey değil yani, cezası da ona göre tabii, hayat oyunu, Feriuddin Attar ı da bir moğol askerinin öldürdüğünü belirtelim, ayrıştırma böyle yapılıyor, herkes yerini buluyor. Kolay gelsin.
şiir
02.01.2023 - 17:52Şiir yabancı varlığı kendi varlığında çözer ve mutlak gerçek şeydir, hakiki ahlaklı insan şairdir, yalnızca bir sanatçı tahmin edebilir hayatın manasını, aşkın - transendantal - sağlıklı kurgunun büyük sanatıdır, hakiki bir içten seni varsa, hakiki şiir her şeyi bilendir, şair doğayı bilimsel kafadan daha iyi anlar.ve evrenin sesidir ve ebediyen hakiki kalır. Tanrı zihninin anlaşılır olduğu yerde, artık zaman yoktur. Tanrı liriktir, insan epik, deha dramatik. Felsefe de bir yurt özlemidir, her yerde evinde olma içgüdüsü, en asıl manada bir okşama, düşünceye dalmak en içten sevgi ve mutlak zevk ve şiir felsefenin kahramanıdır. Bir varoluşun olduğu yerde kabullenmenin de olması gerekir, sentezin hazzı, her belirleme görece olsa da, bozulmuş ben, bozulmuş dünya ve yeniden kurma. Felsefe, başlangıç ve sonuç, gecenin ve alacakaranlığın şiiri, ben ait ve olmayan ara varlık. Bütün bilginin temeli kendi olmak. Sanatçı tamamiyle dindardır ve en ilktir, ama kendimizi asla tam olarak anlayamayacağız, ahlak dolayımında sanatçı, belli bir bilinç basamağında artık dert yoktur ve bütün hatıra şimdiki zamandır. Yaşamak bir yanma sürecidir ve kadın bizim oksijenimizdir. Kültürlü insan gelecek için yaşar ve hayatı mücadeledir, her acı yüksek bir seviyenin hatırlanmasıdır, ölümse genel bir yenmedir, yalnızca madde hayaldır ve anlatılamaz, ışıksa yeni bir birliğin işareti, saf matematikse anlamanın evreni olarak görünür, her haz müziksel bu nedenle matematikseldir ve dinin kökeni, tanrı kelamı olarak okunmayan matematik anlaşılmaz ve saf cebirde sayılar görünmez, Ebediyet, zamanın evrenidir, yani sevgilim.
Novalis, Fragmanlardan, 29 yaşında ölmüştür, nasıl biliyorsa bunları. Kolay gelsin.
Toplam 625 mesaj bulundu