kapandığında ancak dışardan kuvvetli bir tekmeyle açılabilen oda kapımın gerisinde...destursuz girebildiğim dünya...adını koymadımdaha ismi mühim diil zati.
tiril tiril kırmızı halıların(nasılsa nasıl nolmuş) yürüyüşümü görmek için sabırsızlandığı(mankenim belki nolmuş) four seasons eşliğinde yaban kedilerinin dans ettiği bi ülke.
dört mevsim hakim ülkede, dört eyalete böldüm dolayısıyla ülkeyi. four seasons bu ülkenin milli marşı.mevsim sınırlarında yüksel özkasaptan sevda yüklü kervanlar çalıyor.çünkü mevsimler arası kız alışverişi yasak. kışlıylan yazlı evlenemez misal. çünkü kışlı ilen yazlı evlenirse sonbaharda ya da ilkbaharda yaşamaları gerek. ilkbahar çok göç alan bir eyalet olduğundan buna önlem aldım ben.sonbahar ise ana baba özlemiyle birleşince psikolojik hastalıklara eğilimi ve şiddeti artıdığı için nüfusunu devletimin bekası için denetimde tutmak mecburiyetinde olduğum bir mevsim..
(gözyaşlarımı şırıngaya alıyorum bu arada şarkının ikinci kısmında tavana fışkırtmak için)
'alay ettin hislerimle
hakkın (akkın şeklinde) yok sevgilim beni böyle ezmeye
çekmem artık kahrını ayrılacağım
hıçkırığa boğuldum satırları yazarken
fakat kararım kesin ayrılacağım'
efendim hemmen tabip kişiliğimizlen olaya temas edelim...
anti-sosyal kelime çözümlemesine gideccek olursak na-sosyal,la-sosyal,bi-sosyal izahatiylen anlaşılması idrak edilmesi namümkünden mümkün mertebesine yükselen bir mevsuftur...el-hasılı bir kişilik bozukluğudur ve malumunuz olduğu üzere devası yoktur...beşerin sosyalleşmesinin izahen; sokağa çıkmasının,yemek yemesinin,su içmesinin karşısındadır.amiyane tabir ilen 'psikopattır'tavsiyemiz böylesi mahluklara elden geldiğince karşı durulmaması,ses çıkarılmaması,gönlü hoş oluncaya dek bi-hareket kalınmasıdır.muhtemel bir maruziyet durumunda -ki ellen,dillen,bellen olabilir-ortalığı velveleye vermek farz-ı kifayedir...
zembillî hikmet efendi
o kadder çalıştık efendim..kendimizi bir gösterelim...
alem-i bakteri de pîr-i sultan olarak arz-ı endam eyleyen zat-ı şahanelerinin ismini takdim edeyim'pseudomanas auroginosa'dır pek tabi efendim...etine buduna bakmaksızın alleme-i cihana kafa tutmaktadır.pîr-i fanileri sebil sübyanîleri telef etmektedir...can hıraş ürettiğimiz pek çok antibiyotiklerimize kulak asmayıp gidip bir B-laktam antibiyotiğe tav olmaktadır...o kadar kusur kadı kızında da olur deyip kendisine selam eder ellerinden öperiz saygı ilen...
zembillî hikmet efendi...
demiş iken...çeşitli stratejilerimizi sizin ilen paylaşalım...
efendim her bir şarkıya bir malumatı gömmek ziyadesiyle makbul bir usuldür...
mislün
'kalpten kalbe bir yol vardır görülmez'.......................................'sinus coronarius'
'gökyüzünde uman duman bulutsun'.......................................'sorbitolden hasılı katarakt
'yalnız benim için bak yeşil yeşil'.........................................'irido korneal açı daralmasından sebep glokom
'baharı bekleyen kumrular gibi
sen de beni bekle sakın unutma'.............................................'retrograd amnezi-demans
vs vs...........faydası olacağını düşündüğümüz için paylaşalım efendim...malumunuz pragmatist insanlar nedirde hayli çok olduğundan ve bunu bana ziyadesiyle hissettirdiklerinden-özel msglarında belirtiyorlar-stratejilerimi hayranlarıma avama,havasül havasa ve dahi ulemaya açmış bulunmaktayım...
devam edecek pek tabi
şimdilik hafızamız bu kadarına yetti....elhamdüllah...
zembillî hikmet efendi...
Bir rövaşata......veee sınav kağıdı dopdolu bir şekilde hocanın kucağında..hoca o ağırlıkla eğiliyor tüm ünvanlarıyla önümde. doğrulmaya çalışırken bağırıyor:
-bel fıtığım var lan benim dingil!
şeklinde
Suratımda pişkin kendine güvenen bir kemal sunal sırıtışı ile gözlerimi kapatıp uyuma numarası yapıyorum
mutfağın kapısını sürekli kapalı tutuyoruz. çok ağır bi koku oluyor bulaşıklar sebebiyle. İşimiz düşüp de gireceğimiz zaman biraz oda spreyi fıslatıyoruz. Daha ağır ama değişik bir kötü koku oluyor. Galiba o kokuyu seviyoruz.
makarnanın süzülürken acemi erkek ellri tarafından lavobaya döküldğü evlerdir. üstüne sos yapmak için tava ararken nerden geldiği belli olmayan margarini tavayı bulamayınca melamin bir tabağa koyanların sonra makarnanın üstüne dışarda unutulup ekşitilmiş yoğurdu döküp afiyetle tüketenlrin evidir. içinde yağ bulunan tabağı ise biri masadan alıp tezgaha koyar diğeri rafa kaldırır son akıllı icraat ise yağın kaloriferin üstüne konulması olur.
annenin gönderdiği tarhananın ise iki güne kalmadan böceklendirildiği evelrdir.
bizim evde pek yapılmayan eylemdir. hele final dönemi. bulaşıklar tezgahta, topal masada öylece dururlar. herkes ihtiyacı olan tabağı çanağı arar bulur ve onu yıkar işi bitince yine oralara bi yerlere bırakır. bu bulma çabası rezalet olan mutfak denen bu böcek yuvası hücreyi besbeter eder.
günler öncesinde dökülmüş pirinç taneleri ile fiyonklu, düdük makarnalarn süslediği, çorba taşkınları sonucu üzerinde kalın bir tabaka oluşmuş ocakta artık bunlara fazla takılmamaya başlamış şahsımın fekat yine de tiksinen bir yüzle henüz yıkanmış bir tavaya attığı evde kalmış 1 adet yumurta. şimdiye kadar yüzüne bakmadığım 3 içi dışına çıkmış zeytin.
Oğul, hafızasında bir çırpıda sayabileceği kırk adet aforizma bulunmayanı aforoz etme yetkisini elimde bulundurmama karşın, aforoz etmiyorum. Oğul, oğul diyorum daha ne diyeyim ben sana? Merhametli ol!
Bizim bir kız vardı adı Nebahat, sarışın yeşil gözlü güzel bir kızdı. Asıldığımdan ve yüz vermesini istemediğimden midir nedir ben kısaca nebat derdim ona. İri gözlerini kısıp gülerek bana bakardı her hitâbımda.
'İngiliz hodgâmdır, heyecansızdır. Bir millet değil bir yığın. Yığını kolayca kandırabilirsiniz, duyguları hiçbir temele dayanmaz. Yığın düşünmez, maruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçince her mukaddesi unutuverir. Büyük bir milletin duyguları, ölçülü, düzenli, devamlıdır.'
Ahilik gençlere cesâret, onur, yücelik, yardımseverlik gibi erdemlr içeren bir farklılık kazandırmıştır vakti zamanında. İktidarın Ahilerin sahip olduğu bu nitelikleri ortadan kaldırması onlara çok pahalıya mal oldu. Ahiler soygunculuğa zulme karşı olanlardı. Yazıktır, kurumun zayıflaması onca hayıflanmadan anlaşılacağı üzere Osmanlıların yükselme devrine denk düşer. Her yükseliş bir alçalışın habercisi. Seyrederken dikkatli olmak lâzım.Senkron önemli:P
hayal
17.12.2008 - 11:35kapandığında ancak dışardan kuvvetli bir tekmeyle açılabilen oda kapımın gerisinde...destursuz girebildiğim dünya...adını koymadımdaha ismi mühim diil zati.
tiril tiril kırmızı halıların(nasılsa nasıl nolmuş) yürüyüşümü görmek için sabırsızlandığı(mankenim belki nolmuş) four seasons eşliğinde yaban kedilerinin dans ettiği bi ülke.
dört mevsim hakim ülkede, dört eyalete böldüm dolayısıyla ülkeyi. four seasons bu ülkenin milli marşı.mevsim sınırlarında yüksel özkasaptan sevda yüklü kervanlar çalıyor.çünkü mevsimler arası kız alışverişi yasak. kışlıylan yazlı evlenemez misal. çünkü kışlı ilen yazlı evlenirse sonbaharda ya da ilkbaharda yaşamaları gerek. ilkbahar çok göç alan bir eyalet olduğundan buna önlem aldım ben.sonbahar ise ana baba özlemiyle birleşince psikolojik hastalıklara eğilimi ve şiddeti artıdığı için nüfusunu devletimin bekası için denetimde tutmak mecburiyetinde olduğum bir mevsim..
devam edecek...
ders zamanı
ne dilersen
17.12.2008 - 11:142-3 saatlik uykumda kabus görmesem...
şu an ne dinliyorum
17.12.2008 - 11:03arap şükrü dinliyorum.
'tek kelime söylemedim
habersizce gidiverdin'
(gözyaşlarımı şırıngaya alıyorum bu arada şarkının ikinci kısmında tavana fışkırtmak için)
'alay ettin hislerimle
hakkın (akkın şeklinde) yok sevgilim beni böyle ezmeye
çekmem artık kahrını ayrılacağım
hıçkırığa boğuldum satırları yazarken
fakat kararım kesin ayrılacağım'
saat
16.12.2008 - 23:39işte saat tamam oldu...mola bitti guguk öttü...
nitekim notlar ilen yüz göz olma vakti geldi çattı yine el-an...
bu dünya hep imtihan hep imtihan...
edebiyat
16.12.2008 - 23:34efendim...
yazdıklarımızda mübalağa olabilir...
'mübalağa olmasa idi edebiyat olmaz idi'değil mi...
antisosyal kişilik
16.12.2008 - 23:29efendim hemmen tabip kişiliğimizlen olaya temas edelim...
anti-sosyal kelime çözümlemesine gideccek olursak na-sosyal,la-sosyal,bi-sosyal izahatiylen anlaşılması idrak edilmesi namümkünden mümkün mertebesine yükselen bir mevsuftur...el-hasılı bir kişilik bozukluğudur ve malumunuz olduğu üzere devası yoktur...beşerin sosyalleşmesinin izahen; sokağa çıkmasının,yemek yemesinin,su içmesinin karşısındadır.amiyane tabir ilen 'psikopattır'tavsiyemiz böylesi mahluklara elden geldiğince karşı durulmaması,ses çıkarılmaması,gönlü hoş oluncaya dek bi-hareket kalınmasıdır.muhtemel bir maruziyet durumunda -ki ellen,dillen,bellen olabilir-ortalığı velveleye vermek farz-ı kifayedir...
zembillî hikmet efendi
ruhun gıdası
16.12.2008 - 23:09efendim evvela ettabibu verruh olmamız hasebiylen ruhumuzu elimize geçen zerü zevatlan beslemeye gayret ettiğimizden zehirlenmeler hususnda uyarmak istedimudu...
emmaret-ül zehir-ü evvel-i ahir
istifar-u ed-diarey-î vel-harâret...
zembillî hikmet efendi
bakteri
16.12.2008 - 23:04o kadder çalıştık efendim..kendimizi bir gösterelim...
alem-i bakteri de pîr-i sultan olarak arz-ı endam eyleyen zat-ı şahanelerinin ismini takdim edeyim'pseudomanas auroginosa'dır pek tabi efendim...etine buduna bakmaksızın alleme-i cihana kafa tutmaktadır.pîr-i fanileri sebil sübyanîleri telef etmektedir...can hıraş ürettiğimiz pek çok antibiyotiklerimize kulak asmayıp gidip bir B-laktam antibiyotiğe tav olmaktadır...o kadar kusur kadı kızında da olur deyip kendisine selam eder ellerinden öperiz saygı ilen...
zembillî hikmet efendi...
strateji
16.12.2008 - 23:02demiş iken...çeşitli stratejilerimizi sizin ilen paylaşalım...
efendim her bir şarkıya bir malumatı gömmek ziyadesiyle makbul bir usuldür...
mislün
'kalpten kalbe bir yol vardır görülmez'.......................................'sinus coronarius'
'gökyüzünde uman duman bulutsun'.......................................'sorbitolden hasılı katarakt
'yalnız benim için bak yeşil yeşil'.........................................'irido korneal açı daralmasından sebep glokom
'baharı bekleyen kumrular gibi
sen de beni bekle sakın unutma'.............................................'retrograd amnezi-demans
vs vs...........faydası olacağını düşündüğümüz için paylaşalım efendim...malumunuz pragmatist insanlar nedirde hayli çok olduğundan ve bunu bana ziyadesiyle hissettirdiklerinden-özel msglarında belirtiyorlar-stratejilerimi hayranlarıma avama,havasül havasa ve dahi ulemaya açmış bulunmaktayım...
devam edecek pek tabi
şimdilik hafızamız bu kadarına yetti....elhamdüllah...
zembillî hikmet efendi...
artık
16.12.2008 - 09:12Bir süre insanları rahat bırakicem. Finallerden sonra sağı solu dürtmeye devam edicam. herkes her eşyi kendi haline bıraktım saçımı sakalımı da.
hayal
16.12.2008 - 09:10Bir rövaşata......veee sınav kağıdı dopdolu bir şekilde hocanın kucağında..hoca o ağırlıkla eğiliyor tüm ünvanlarıyla önümde. doğrulmaya çalışırken bağırıyor:
-bel fıtığım var lan benim dingil!
şeklinde
Suratımda pişkin kendine güvenen bir kemal sunal sırıtışı ile gözlerimi kapatıp uyuma numarası yapıyorum
öğrenci evi
16.12.2008 - 09:06mutfağın kapısını sürekli kapalı tutuyoruz. çok ağır bi koku oluyor bulaşıklar sebebiyle. İşimiz düşüp de gireceğimiz zaman biraz oda spreyi fıslatıyoruz. Daha ağır ama değişik bir kötü koku oluyor. Galiba o kokuyu seviyoruz.
makarnanın süzülürken acemi erkek ellri tarafından lavobaya döküldğü evlerdir. üstüne sos yapmak için tava ararken nerden geldiği belli olmayan margarini tavayı bulamayınca melamin bir tabağa koyanların sonra makarnanın üstüne dışarda unutulup ekşitilmiş yoğurdu döküp afiyetle tüketenlrin evidir. içinde yağ bulunan tabağı ise biri masadan alıp tezgaha koyar diğeri rafa kaldırır son akıllı icraat ise yağın kaloriferin üstüne konulması olur.
annenin gönderdiği tarhananın ise iki güne kalmadan böceklendirildiği evelrdir.
bulaşık yıkamak
16.12.2008 - 08:57bizim evde pek yapılmayan eylemdir. hele final dönemi. bulaşıklar tezgahta, topal masada öylece dururlar. herkes ihtiyacı olan tabağı çanağı arar bulur ve onu yıkar işi bitince yine oralara bi yerlere bırakır. bu bulma çabası rezalet olan mutfak denen bu böcek yuvası hücreyi besbeter eder.
kahvaltı
16.12.2008 - 08:53günler öncesinde dökülmüş pirinç taneleri ile fiyonklu, düdük makarnalarn süslediği, çorba taşkınları sonucu üzerinde kalın bir tabaka oluşmuş ocakta artık bunlara fazla takılmamaya başlamış şahsımın fekat yine de tiksinen bir yüzle henüz yıkanmış bir tavaya attığı evde kalmış 1 adet yumurta. şimdiye kadar yüzüne bakmadığım 3 içi dışına çıkmış zeytin.
aforizmalar
15.12.2008 - 12:10Oğul, hafızasında bir çırpıda sayabileceği kırk adet aforizma bulunmayanı aforoz etme yetkisini elimde bulundurmama karşın, aforoz etmiyorum. Oğul, oğul diyorum daha ne diyeyim ben sana? Merhametli ol!
Fizanlı Necip
nebatat
15.12.2008 - 12:07Bizim bir kız vardı adı Nebahat, sarışın yeşil gözlü güzel bir kızdı. Asıldığımdan ve yüz vermesini istemediğimden midir nedir ben kısaca nebat derdim ona. İri gözlerini kısıp gülerek bana bakardı her hitâbımda.
büyümek
15.12.2008 - 12:03Bir cürmü iki kez işlememek...
ingilizler
15.12.2008 - 12:00'İngiliz hodgâmdır, heyecansızdır. Bir millet değil bir yığın. Yığını kolayca kandırabilirsiniz, duyguları hiçbir temele dayanmaz. Yığın düşünmez, maruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçince her mukaddesi unutuverir. Büyük bir milletin duyguları, ölçülü, düzenli, devamlıdır.'
Cemil Meriç
devşirme
15.12.2008 - 11:52Hindu kökenli bir gelenek olduğunu biliyorum. Atalarımız benimsemiş. Ne edek. Düzen bozulana kadar işe de yaramış.
ahilik
15.12.2008 - 11:50Ahilik gençlere cesâret, onur, yücelik, yardımseverlik gibi erdemlr içeren bir farklılık kazandırmıştır vakti zamanında. İktidarın Ahilerin sahip olduğu bu nitelikleri ortadan kaldırması onlara çok pahalıya mal oldu. Ahiler soygunculuğa zulme karşı olanlardı. Yazıktır, kurumun zayıflaması onca hayıflanmadan anlaşılacağı üzere Osmanlıların yükselme devrine denk düşer. Her yükseliş bir alçalışın habercisi. Seyrederken dikkatli olmak lâzım.Senkron önemli:P
hafız burhan
13.12.2008 - 21:26'her yer karanlık, pür-nûr o mevkî!
mağrib mi yoksa makber mi yârab? '
nefi
13.12.2008 - 21:24Fikret'in 17. asrın şairi Nef'i için söylediği mısralar:
Sana bir başka zemîn, başka zaman lâzımdı
Sana bir âlem-i lâhuut- nişan lâzımdı!
Halim
13.12.2008 - 21:12Yumuşak huylu. Yumuşak başlı. Fekat korkulası işte bu yüzden:
'Allaha sığın şahs-ı halîmin gazâbından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir'
peynir gemisi
13.12.2008 - 21:09'Onlar ki verir lâf ile dünyâya nizâmât' demiş diyen.. 'Onlar'ın gemisidir işte bu peynir gemisi.
Toplam 1020 mesaj bulundu