olmadık anda hayatınıza girip o çekilmez sabahları 'hadı yaa yine sabah oldu bu gün de uğraş dur' halinden 'ne kadar güzel bi sabah kuşlar böcekler falan' şeklinde bir sabah şekerine dönmenizi sağlayan insandır.
hayatınıza olmadık sürprizler ekleyip bütün mutsuzlukları çıkaran yaraları saran ve üstüne de huzur ve mutluluk ekleyendir.
'canım'deyip içi boş kaldı diye üzüldüğünüz 'hayatım' denince belki biraz anlam kazanan ama yine de tanımlamaya yetmeyendir
yönetmen,senarist ve oyuncuların harikalar yarattığı, anlatılan konuların basitliği ve bilinirliliğine rağmen yönetmenin yorum farkıyla devleşen, en ufak bir ayrıntının atlanmadığı, amerikan dizisi...
mary alice ın hayata dair yorumları takdire şayandır, bildiğimiz halde tanımlayamadığımız duyguları,olayları,yaşanmışlıkları çok güzel anlatır...
rivayete göre karadeliklerin içine giren şeyler yok olmaz, ne girerse girsin nokta boyutuna indirilir, bu nedenle sonsuz bir yoğunluğa ve ağırlığa sahip olur
kara delik fizigine su ana kadar en cok katki yapmis olan bilim adami. yazdigi bilimsel makale ve kitaplar sayesinde bilimciler kara delikleri daha iyi anliyorlar. alaninda su an en cok is yapan bilimcileri de (pope, gibbons,vb.) yetistirmistir. kara deliklerle ilgilendigim sirada icinde kendisine atif yapilmayan bir tane bile makale, kitap olmadigini gordugum kisi.
göğsünün önünden uzanan elleri ile müminleri ve diğer insanları cezbedecektir. kıyametin en büyük habercilerindendir. `dabbet ul arz salih peygamberin devesinin soyundan gelecek ve herkesle anladıgı dilden konuşarak şu mü'mindir, şu kâfirdir diyecektir. her insan onun konuşmasını anlayacaktır çünkü onun zuhurundan sonra mü'min ve kafirler, küfür ve imanla birbirini anmaya başlayacaklar... çünkü bir elinde süleyman aleyhisselam'ın hatemi, diğer elinde musa aleyhisselam'ın asası olacaktır
Hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini
gördügün andir... Ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...
Senin askini su gün hak etmeyen, bil ki 10 sene sonra yine hak
etmeyecektir...
birak, gitsin....
Ask bir kelebek gibidir. pesinden kostukça hep senden kaçar... en iyisi
birak uçsun, inan ki hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna
dokunuverir...Ask mutlu eder, bazen de üzer... ama ask özeldir, askini
hak eden birine sunarsan eger...
olumsuz anlam verilir bu deyime, köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek ile birlikte düşünülür. ancak ben olumlu bulurum. nabız dediğimiz insanın en sahici yanıdır, hayatiyetidir, hayatının ritmidir. iki kişinin ilişkisinin etrafında döndüğü eksen nabız ise orada kaçınılmazlık, bağlılık, yaralanabilirlik vardır. iki kişinin nabzının aynı ritimde atması ideal refakat durumudur.
şerbet ise nabızdaki olağandışı bir gelişmeyi giderip nabzı olağan haline getirmek için kullanılır. ideal dostun yapması gereken de bu değil midir? hayati bir tehlikeye maruz kalmış dosta, sözden, duruştan yapılmış şerbeti vererek yaşamını sürdürebilir hale getirmek.
en azından ölüm döşeğindeki hastanın elini tutmaktır nabza göre şerbet vermek.
oyuncak hayvancığınla uyumak ve onu seyahatlerde yanından eksik etmemek, mızıkçılık yapmak, elmayı rende olarak yemek, kızdığında ya da üzüldüğünde hemen ağlamak,aranızda çok az yaş farkı olsa da büyük kardeşe abi ya da abla demek, başlıyacak dönem üniversitenin son dönemi de olsa kendine yeni kalemler, defterler almak, şımarıklık yapmak, anlaşılamayan yabancı şarkıların sözlerini kulağımıza geldiği gibi sallamak, zaman-mekan farketmeden kafanı koyduğun anda uyumak....
bir arkadaşım küçükken kızılderililerle oynuyor, o sırada düşünüyor ve daha gerçekçi olsun diye kamp ateşi yakmaya karar veriyor, bir bardağa kolonya koyuyor ağzına kadar ve yakıyor, tabi kolonya parlayınca korkuyor ve söndüreyim diye üzerine su döküyor. sonuç: bardak patlıyor ve halıda güzel bir yanık izi...
ve kürşat başar klasiği;
' hayatım boyunca hiç böyle üzüleceğimi, birinin beni böyle acıtacağını düşünmemiştim. şimdi inan bana yüreğimi söküp çıkartmaktan başka bir şey istemiyorum. birinden, delice sevdiğin birinden ayrılmak zorunda olmak ama ayrılırken onu da içinde götürmek, içinde, ondan uzaklastığın her adımda, onun içinde büyüdüğünü, içine sığmadığını duymak, içinde tutmaya çalışmak, boğulmak, bütün bir dünyanın, bütün görüntülerinin, anılarının, çocukluk günlerinin, gelecek düşlerinin, bugünün renklerinin siliniverdiği bir anda, yine de ayrılmak zorunda olmak... bunun ne demek oldugunu biliyor musun? eminim biliyorsundur...'
mavi rengi ateş sanan ve mavi boyalı yerlere yaklaşmayan bir canlı. bu yüzden doğuda, akrebi bol olan yerlerde, evler, kapılar, bacalar falan hep maviye boyanıyor akrep girmesin diye. yatakları yüksekçe yapıp, çivit mavisine boyuyorlar, çevresine de su dolu leğenler koyuyorlar (suya da gelmiyormuş) . hafif pinti arkadaşlara mavi cüzdan hediye etme hadisesi de bu durumdan ortaya çıkmış*.
Benım arkadasım....Hem deli dolu hem sakin olsun,cok konussun ama susmasinida bilsin,gözleriyle ne düsündügünü anlatsin sonra kafami sisirene kadar sohbet etsin,hakliysa bilmislik taslasin haksizsa yerinde oturup sussun,hem aglatsin hem güldürsün ama ...
anne
08.08.2007 - 21:55yeryuzundekıI en degerlı varlık....herseyım.... olmazsa olmazım
sevgili
08.08.2007 - 21:53olmadık anda hayatınıza girip o çekilmez sabahları 'hadı yaa yine sabah oldu bu gün de uğraş dur' halinden 'ne kadar güzel bi sabah kuşlar böcekler falan' şeklinde bir sabah şekerine dönmenizi sağlayan insandır.
hayatınıza olmadık sürprizler ekleyip bütün mutsuzlukları çıkaran yaraları saran ve üstüne de huzur ve mutluluk ekleyendir.
'canım'deyip içi boş kaldı diye üzüldüğünüz 'hayatım' denince belki biraz anlam kazanan ama yine de tanımlamaya yetmeyendir
parmak
08.08.2007 - 21:51bakımlı ellerdekı bakımlı parmaklar makbuldur
coca cola
08.08.2007 - 21:48midemin şu anki haline gelmesine neden olan,ama bunu bıle bıle halla içmeye devam ettiğim lanet olası bir içecek.
ihanet
08.08.2007 - 21:45affedılmeyen
n'olur
08.08.2007 - 21:45Yenilesi dudaklari ortaya cikaran bir kelime :))))
Anksiyete
08.08.2007 - 21:33hayattan zevk almayı engelleyen hastalık
Everybody Loves Raymond
09.05.2007 - 11:27cnbce yi yetmiyormuş gibi dizimaxi de gereksizce ciddi miktarda işgal eden dizi
Desperate Housewives
09.05.2007 - 11:25yönetmen,senarist ve oyuncuların harikalar yarattığı, anlatılan konuların basitliği ve bilinirliliğine rağmen yönetmenin yorum farkıyla devleşen, en ufak bir ayrıntının atlanmadığı, amerikan dizisi...
mary alice ın hayata dair yorumları takdire şayandır, bildiğimiz halde tanımlayamadığımız duyguları,olayları,yaşanmışlıkları çok güzel anlatır...
Hanek
09.05.2007 - 11:24dogu ağzında şaka anlamında kullanılan kelime dile biliyorum
anne
08.05.2007 - 17:33yeryuzunun en guzel canlısı. olmazsa olmazı
kara delik
08.05.2007 - 16:10rivayete göre karadeliklerin içine giren şeyler yok olmaz, ne girerse girsin nokta boyutuna indirilir, bu nedenle sonsuz bir yoğunluğa ve ağırlığa sahip olur
stephen w. hawking
08.05.2007 - 16:09kara delik fizigine su ana kadar en cok katki yapmis olan bilim adami. yazdigi bilimsel makale ve kitaplar sayesinde bilimciler kara delikleri daha iyi anliyorlar. alaninda su an en cok is yapan bilimcileri de (pope, gibbons,vb.) yetistirmistir. kara deliklerle ilgilendigim sirada icinde kendisine atif yapilmayan bir tane bile makale, kitap olmadigini gordugum kisi.
dabbe'tül arz
08.05.2007 - 16:05göğsünün önünden uzanan elleri ile müminleri ve diğer insanları cezbedecektir. kıyametin en büyük habercilerindendir. `dabbet ul arz salih peygamberin devesinin soyundan gelecek ve herkesle anladıgı dilden konuşarak şu mü'mindir, şu kâfirdir diyecektir. her insan onun konuşmasını anlayacaktır çünkü onun zuhurundan sonra mü'min ve kafirler, küfür ve imanla birbirini anmaya başlayacaklar... çünkü bir elinde süleyman aleyhisselam'ın hatemi, diğer elinde musa aleyhisselam'ın asası olacaktır
beklemek
07.05.2007 - 11:06Hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini
gördügün andir... Ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...
Senin askini su gün hak etmeyen, bil ki 10 sene sonra yine hak
etmeyecektir...
birak, gitsin....
aşk kapıyı çalınca
07.05.2007 - 11:04Ask bir kelebek gibidir. pesinden kostukça hep senden kaçar... en iyisi
birak uçsun, inan ki hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna
dokunuverir...Ask mutlu eder, bazen de üzer... ama ask özeldir, askini
hak eden birine sunarsan eger...
nabza göre şerbet vermek
24.03.2007 - 23:38olumsuz anlam verilir bu deyime, köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek ile birlikte düşünülür. ancak ben olumlu bulurum. nabız dediğimiz insanın en sahici yanıdır, hayatiyetidir, hayatının ritmidir. iki kişinin ilişkisinin etrafında döndüğü eksen nabız ise orada kaçınılmazlık, bağlılık, yaralanabilirlik vardır. iki kişinin nabzının aynı ritimde atması ideal refakat durumudur.
şerbet ise nabızdaki olağandışı bir gelişmeyi giderip nabzı olağan haline getirmek için kullanılır. ideal dostun yapması gereken de bu değil midir? hayati bir tehlikeye maruz kalmış dosta, sözden, duruştan yapılmış şerbeti vererek yaşamını sürdürebilir hale getirmek.
en azından ölüm döşeğindeki hastanın elini tutmaktır nabza göre şerbet vermek.
msn
24.03.2007 - 20:31ultra geyik, super konular ve hatta konuklar. makina'dan daha guzel bir zirve kendisi
çocukluktan kalma alışkanlıklar
24.03.2007 - 20:25oyuncak hayvancığınla uyumak ve onu seyahatlerde yanından eksik etmemek, mızıkçılık yapmak, elmayı rende olarak yemek, kızdığında ya da üzüldüğünde hemen ağlamak,aranızda çok az yaş farkı olsa da büyük kardeşe abi ya da abla demek, başlıyacak dönem üniversitenin son dönemi de olsa kendine yeni kalemler, defterler almak, şımarıklık yapmak, anlaşılamayan yabancı şarkıların sözlerini kulağımıza geldiği gibi sallamak, zaman-mekan farketmeden kafanı koyduğun anda uyumak....
çocukluktan kalma alışkanlıklar
24.03.2007 - 20:24meme emmek (ama artik anneden deel)
:)
çocukluktan kalma alışkanlıklar
24.03.2007 - 20:23bir arkadaşım küçükken kızılderililerle oynuyor, o sırada düşünüyor ve daha gerçekçi olsun diye kamp ateşi yakmaya karar veriyor, bir bardağa kolonya koyuyor ağzına kadar ve yakıyor, tabi kolonya parlayınca korkuyor ve söndüreyim diye üzerine su döküyor. sonuç: bardak patlıyor ve halıda güzel bir yanık izi...
fıtrat
24.03.2007 - 20:20yaradılıştaki özelliklerin bütünü anlamında kulanılır. örneğin: 'bush'un fıtratında ibnelik vardır.'
eski sevgili
28.11.2006 - 22:43ve kürşat başar klasiği;
' hayatım boyunca hiç böyle üzüleceğimi, birinin beni böyle acıtacağını düşünmemiştim. şimdi inan bana yüreğimi söküp çıkartmaktan başka bir şey istemiyorum. birinden, delice sevdiğin birinden ayrılmak zorunda olmak ama ayrılırken onu da içinde götürmek, içinde, ondan uzaklastığın her adımda, onun içinde büyüdüğünü, içine sığmadığını duymak, içinde tutmaya çalışmak, boğulmak, bütün bir dünyanın, bütün görüntülerinin, anılarının, çocukluk günlerinin, gelecek düşlerinin, bugünün renklerinin siliniverdiği bir anda, yine de ayrılmak zorunda olmak... bunun ne demek oldugunu biliyor musun? eminim biliyorsundur...'
akrep
25.11.2006 - 15:03mavi rengi ateş sanan ve mavi boyalı yerlere yaklaşmayan bir canlı. bu yüzden doğuda, akrebi bol olan yerlerde, evler, kapılar, bacalar falan hep maviye boyanıyor akrep girmesin diye. yatakları yüksekçe yapıp, çivit mavisine boyuyorlar, çevresine de su dolu leğenler koyuyorlar (suya da gelmiyormuş) . hafif pinti arkadaşlara mavi cüzdan hediye etme hadisesi de bu durumdan ortaya çıkmış*.
Toplam 548 mesaj bulundu