Ceyda Çarpan Kutlucan Adlı Antoloji.com Üyesi ...

Okudukça insanın kalbine kalbine esen...

Çok güzel bir şiir.

Bu denli güzel bir şiiri yazım hatalarıyla berelememek gerek bence...

Yazım yanlışlarını düzeltmesini dilerim Antoloji'nin.

‘’ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim’’ diye başlayan...

O muhteşem, Yalnız Bir Opera’da aynı soruyu sorar Murathan Mungan;

‘’Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp ...

Yoksa biz hepimiz...

Ölmüş birer serçe miyiz günün sonunda....Şehrin üzerimize akan sokaklarında...

Yalnızlığa bir şiir...

Hüzünlü...Kırık...Bir o kadar da sert bir şiir...

Kutluyorum Abdulbaki Bey.

''zamanda bir zılgıt yolculuğu'' mu ?..

Utanmasam çalacağım !!!..

İmrendim .

Tebrikler.

Bazı şiirler ''Ooo !..'' dedirtiyor insana,

Bazı dizelerse daha da uzun bir ''Oooo!''...

Bu nidâyla girdim şiirin ilk dizelerine.

''Eğer beni yeterince yukardan atarsan

gider kendime çakılırım..''

dizelerinde ise beğeninin bir sonraki levelı olan ''Vay!'' çıkıverdi ağzımdan.

Etki ...

Şiiri baştan başa Eyvah Necdet okudu sanki o tok sesiyle !

O Eyvah Necdet ki '90'ların ortasından seslenir ,yani bir nevî gençliğimizin köpük,billur günlerinden...

Önce şiir biter,sonra gençlik...
Eyvah Necdet bir kez daha seslenir;

''Midyat...Seyfo...Gülün !..''

''İyi bir yürek tamir ...

Yok yahu..Ne sosyalisti ?!..

Bildiğin vahşi kapitalisttir aşk !..

Hatta ileri aşamalarında , süzme feodal !... :)))

Kutluyorum Canan Hanım,sevgiler,saygılar...

Bazı şiirlere kemanlar eşlik eder,bazı şiirlere davullar...

Davullar çalıyor şiir boyunca
Beyazlara bürünmüş bedevîler…
Sürmeler çekilmiş gözlerinde kısılmış bir öfke…

Davullar çalıyor bedevîler şiir boyunca.

Yazan ele,yazdıran kalbe bereket...

‘’Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi ...

Sesi...Şarkısı...İklimiyle...

Etkileyici bir şiir...

Şiirinizin başlığını okuyunca çocukluğumuzda ‘’Si Tu Savais Combien Je T'aime’’ şarkısının dönüştürdüğümüz halini terennüm ediverdim birden;

Sütü seven kamyon şoförü!..

Kalenderce bir taşlama olmuş şiiriniz.

Halbuki bu kulaklar ,bir zamanlar sevgilisi olmuş kadına;

‘’Allah belânı vers ...

Elma…

Hınzır bir meyva, elma…

Sürekli , ortamı karıştıran bir takım fiillerin faili olmuş…

Kâh Havva ‘nın elinden Adem’e uzatılmış (ve hâlâ süregiden tüm hikâye böyle başlamış ! )…

Kâh William Tell’in okuyla buluşarak, oğlunu kurtarmış …

Yarı sarı yarı kırmızı orta boyda sert bir elma ...

Güzel...

İçinde tansiyonu giderek yükselen...

Ve taşikardi gibi âniden pik yapan istasyonlarıyla şiiriniz...

''İnsan aldanır bazen...
Gördüğü düşü hayra yorarken
Aldanır.
Denize...kemana...ve rüzgâra...
Hoyrat bir bûsenin okşayışına
Toprağa...suya...en çok kuşlara.

-Yağız atın sırtı ...

İnsan en çok kendine düşman,kendine yabancı…

İnsanın en çok kendine kastı…


İçimizde aslında hep…

Tanımadığımız bir muhacir,mülteci…


Ben dediğimiz varlık

Hayatın eteğinde âciz bir tufeyli…


Ve en zor ânı hayatın

Kendimize rastladığımız ânı…



Üstadım,tebriklerimle…

Şiir boyunca bir şarkı yaklaşıp uzaklaşıyor kafamda...

''Aynanın karşısına geç
Yüzüne bak benim için
Eğer ki ağlıyorsan
Bu yaşlar bizim için''

diyen o arabesk şarkı...

Kafamıza inat kalbimiz en güzel arabesk sızlar bizim.

Duman altı etmiş şiir buraları.

İyisi mi...

Günü bu şi ...

Mehmet Rauf'un Eylül'ünde her şeyi başlatan bir çift eldivenin tekidir,Suat'la Necip arasında.

Bir aşk cinayetinin gizli öznesidir o eldiven teki de bir bakıma...

Yine bir ''Eylül'' gelirken yalın kılıç üstümüze...

Şiir,neleri alıp getirdi böyle önümüze...

Şiire ve şairine ,şükranla...

Orhan Veli ustanın dediğidir;

‘’Düşünme / Arzu et sâde / Bak, böcekler de öyle yapıyor’’

‘’Bak bu ağustos
Bu da elma
Bunlar da çiçekleri
Sevdikçe bunu çiçekleniyor bu’’

İşte böyle sâde,böyle küçük küçük yaşamak vardı.
Onu kaçırdık ,ona yanarım…

‘’Elmaca bilmiyoruz çünkü’’

Haya ...

Gecenin en kör yerinde...Sevgiliden yakamoz dilenen tüm şairlere gelsin o zaman,Attila İlhan'dan;

''çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili ''

Tebriklerim, keskin..Yakıcı şiirinize...
...

Dünlerini özenle saklamayı bilen adamlar ve kadınlar için yazılmış bir şiir...Aşk da bir şeref meselesi aslında !Herkesin harcı değil... Kutluyorum Üstadım.Saygımla.

İşte biz ''şiir'' diyoruz içimizde boy veren o kuşkulu kalkışmaya !

Sonsuz bir sessizliğin içinde kendiyle buluşmuş Şair.

Gidenleri uğurlamış,belli ki helalleşmiş.

Şairce bir tevekkülle...Bilgelikle...En güzel yaptığı şeyi yapmış;

Yine kendini doğurmuş !

Üstadım,çok güzeldi.

Sa ...

Yara, üşümeye evrilmiş…

Demek ki yangısı geçmiş.

Demek ki sağ çıkılmış yangınlardan.

Ah be Nietzsche !..Tam da dediğin gibi;

Öldürmeyen darbe bir kez daha güçlendirmiş.

Üşüyen bir yara…

Demek ki bir yara açan gelip geçmiş hayatımızdan…

Her halükârda kârdayız desene…

Kutluyoru ...

''Küçük burjuva ahlakına'' esaslı bir salvo,diyeceğim şimdi ama...

Bu deyimin de içini öyle boşalttık ki pek çok kavram gibi ! ..

Ben en iyisi yine ataların dediğini diyeyim o zaman;

''Gözünü budaktan esirgemeyen'' bir şiir olmuş.

Kutlarım Şubat Bey.

Kıyamamış sevdiğine ,Şair.

Beddua gibi girip söze...Duaya bağlamış yine sonunu. :))

Sıcak,sevecen,sevimli şiir...

Kutluyorum Ömer Bey.