gitmiş bir kadının boşluğunu bırakıyorum
çok büyük bir şey bırakıyorum sana
özgül ağırlığımı kalbinin tarttığınca
uzayda kapladığım alanı acım niyetine bir hacim
yaş toprak pişmanlık ormanında yine bu sabah
asılsız söylentiler kuru kozalaklar arasında
sersem ve rezil ve ağzı bozuk aynı kadın yine
karanlığından koydun biraz bir o kadar aydınlığından
ikisinden müteşekkil bir akşamüstü yazdın kendine
hayat meselesi dedin düştükçe
doğruldukça
bizden yonttum bu heykeli sevgilim
sicim gibi gözlerimden
deltalardan yurtluk bu aşka
aşkı dere yataklarında göverttim
Yıllar geçer
Şehir dolar genzimize
Bir durak tutarız dilek niyetine belki
Belki balkıyan bir güneş
Kabuğum benim
Ağrılı çocuğum
Ellerime kelepçe gözlerime perde
Kanlı ipeğim…
bulanan sularda bir kaynaşma vakitli vakitsiz
bu savruluşu kararan lahitlerden biliriz
başı düşmüş sola şiir ünlerken
gül devşireni kendimizden biliriz
bakmadan geçtik bağlardan
üç hevenk şaraplık üzüm yükümüz
yaz çekildi gümüş kayışlarla sırtımızdan
Şimdi yavaşça yere bırak
Elindeki camdan zulmü
Ağzının deltasından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!