lozan antlaşmasının adalarla ilgili maddesi dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı nezdinde yapılan bir toplantıda masaya yatırıldı ve cumhurbaşkanımız erdoğan bu antlaşma o günün koşullarında sadece iki ülkeyi değil bütün bölgeyi ilgilendirir ve günümüzde bu koşullar çok değişmiştir. bu maddeler gündeme gelebilir ve değiştirilebilir sinyallerini verdi.yunanistanı daima dost bir ülke olarak görmek isteyen, kendi topraklarımızı işgal etmiş olsalar ve savaş sonrasında trakya bölgemizin kendilerine peşkeş çekilmesine daima iştah kabartmalarını bilmesine rağmen her daim bağrına basan türk milleti dostluk beklentisini o derece yüksek tutmuştur ki bir kaç yıl evvel pek yakışıklı filan diye doğan medyasının övgüler yağdırdığı çipras yönetiminde kriz yaşadıklarında ve dibe vurduklarında ertuğrul özkök muhteremi ne var yani borcunu kapayıversek diyebilmiştir. oysa aynı yunanistan türk düşmanlığını daima canlı tutmuş bunun için yeni nesillerini örgün öğretimde türklere karşı milliyetçilik duygularıyla bezemekten geri durmamıştır.
şu durumda bu maddeler ne kadar tehlike arz etmektedir. neydi bu maddeler yunanistan türklere bırakılan bozcaada ve gökçe ada dışındaki adaların üzerinde her tür hak sahibidir ve bu adalarda kendince güvenli bulduğu zamanlarda dünya devletlerine ve türkiyeye bilgi vermeksizin silahlanma hakkına sahiptir.
yani bunun anlamı yunanistan aklına eserse bu adalardan yani çay simit uzatsan alabileceğin kayıklarla dbirinden diğerine varabileceğin bu adalardan kıçına silah doğrultabilir. eeee ozaman dostmu düşmanmı anlarsın lakin iş işten geçmiştir. bunu bilmek bile bir ülkenin uykularını kaçırmaya yetmeliyken bizim şu ana kadar ki hükümetler meseleyi bilmezden geldiler. ha bu arada yunanistan ders kitaplarında türklerden yecüc ve mecüc gibi bahsediliyor bilesiniz.
lozan antlaşması doksan beşinci yılında yani yüz yılı devirmeden henüz evrilmeye başladı. batımızdaki adaları ikisi hariç yunanlılara veren şu mantıkla izahı mümkün olmayan madde dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı seviyesinde yapılan toplantıda masaya yatırıldı ve erdoğan bu antlaşma o zamanın şartlarında yapılmıştır. şimdi bu antlaşmaya uyma zorunluluğu yoktur bölgede bir çok hadise değişmiştir diyerek değişimin sinyallerini verdi.
siyaset meydanı köşemize zahmet buyurmayıp burdan yürütmeye kararlısınız demek bu işleri. ne yapalım biz de çoğunluğa uyar burdan konuşuruz siyaseti. sonra demeyin ama burda siyaset konuşuluyor.
arkadaş sen bilmiyor musun arap devletlerinin başındakiler kukladır, bak irana şia dır bunlar yani islamla alakaları yok . zerdüştlükten biraz bericedir inanışları, ateşe taparlar falan filan, bak suriyeye kudüsü koruyabilecek zihniyette olanlar muhalifler onlar da kaç parçaya bölünmüş. esad yönetimi zaten batının adamı.bengladeşi endonezyayı filan geç zaten fakir adamlar yıllarca sömürülmüşler, geriye bir mısır kalmıştı dik durabilecek orayı da çözdüler kendi yöntemlerince ve hal yordamlarınca. şimdi bir tek türkiye var erdoğan yalnız. gücü yetmiyor. suudi arabistan kralı bir kabala. yani adam akşamdan sabaha sabahtan akşama kabeyi seyrediyor koltuğunda ama hac yapmamıştır niye peygambere inanmaz, dinden çıkmış bir zındık. bunlar mı erdoğana destek olacak. ha bir katar var onlada uğraştı trump ama katar dik durdu kolay lokma olmadığını gösterdi. lakin bir katarla olmayacak. .
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.
Her sabah ilk ışiklar gözlerimi oyardı,
Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.
Öyle günler gördum ki, duvarlar gelir dile,
Gözumde canlanırdı eşkiya masalları.
Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:
Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.
Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
Sırtımı sıvazladı, bana oğüt savurdu.
Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
En alçak tekmelerle beni yere devirdi.
Ruhum bir heykel gibi düşüp parcalanırdı.
Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.
Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda
Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
Tabancanın namlusu ısındı yanagımda,
Parmagım istemedi tetiğini çekmeyi
Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.
Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmustur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur
Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
Gözyaşları içinde seneler yürür gider.
Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.
Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
Ağaçlar sarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.
Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:
Garip başimın derdi bir yürek taşıyorum.
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Görünce gülme sakın çırpınıp aktıgımı:
Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.
Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.
tamam sarp yokuş uygun bir zamanda bakacağım teşekkürler. osmanlının borçlarını hemen hemen bitirmiş olan abdülhamite kızıl sultan diyen batı bunu yaparken haklıydı neden mi kendi için doğru olanı bizim için kötü olanı yapıyordu. kendi için doğru olan abdülhamidin tahttan indirilmesi ve yerine basiretsiz bir sultanın geçmesiydi abdülmecit gibi. ya biz kim için doğru olanı yaptığımızı bilir miyiz. neden kızıl sultan dedik abdülhamide yıllarca.
elimiz neyle güçlenecek biliyor musun sarp yokuş elimiz islama sahip çıkarak. tu kaka etmeden. islam öz demek. islam yaradılışımızdaki sevgi demek. islam köleliğe baş kaldırı, islam ahlaksızlıklara set demek, islam bir siyahinin lanetlenmiş ırk olmadığını hiçbir ırkın da lanetlenmiş olmayacağını bilmek demek, islam faize bariyer demek, islam tembellik etmemek, sömürmemek demek, islam bir avuç slav ırkını dünyanın tüm geri kalan ırk ve milletlerinin giyecek donu kalmamsı bahasına çalışıp beslememesi demek.
ama bak bunlar görünmeyen eller tarafından toplumun yönlendirilmesi ile yapılıyor. buna direnecek olan bizleriz. bu dünyanın bir de öbür tarafı olduğunu unutmadan yaşamak önemli. her şey bu dünyada olup bitiyor sanıyor bazı aklı evveller. sonra başlıyor küfürler, kırıp dökmeler, işkenceler eziyetler. bak adam bir kediyi tokatlıyor, tekmeliyor, felçlik hale getiriyor, bir kedi ya. bir kedi. o hayvan ne yaptı sana. bak adam filistinde sokak ortasında evladının gözü önünde bir babayı kırk elli kurşunla öldürüyor. 15 yaşındaki bir çocuğa işkence ederek tekmeleyerek öldürebiliyor, öbür dünya bunun için olmalı var. allahın adaletine hepimiz muhtacız velev ki babamız maymun da olsa. islamın kuşatmasına muhtacız. ve islamla uğraşanlar kazanamayacak.
Sevgim seni yurduna getirdi:
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
yanlış ilişkiler ayaklarını yerden kesiyor.
Artık biliyorsun çarpınca duvara ne kadar
acıyacağını kalbinin.
Sevgim seni yurduna getirdi...
Arkadaşların çok uzaklara gitti.
Sevmeden seviştiler özgürlük adına
Kaptırmadan kendilerini hiçbir şeye,
bütün hazları tattılar.
Sense evinde kaldın,
acıları gömme töreninde.
Katı kuralların vardı,
tutucuydun onlara göre.
Döndüler sonra birer birer
sana sordular yine de kaderlerini.
neydi yaşamak, neydi hayatın anlamı...
Bütün yanlış ilişkiler seni yurduna getirdi.
Artık biliyorsun yere düşünce ne kadar
acıyacağını kalbinin.
Sevgim seni yurduna getirdi.
bir de bak bu küfür işi ne sadece dilin yozlaşmasıyla alakalı ne de sadece ergenlerin özenti merakı. salt özenti merakı olsaydı iyi şeylere de özendirebilirdik. mesele taaa uzun yıllar önce benim ergenlik yıllarımda sinemaya giderdik ve batı filmlerinde fa... you ile başlayan soth up ile biten bir sürü cümleler. o yıllarda o aklımla bile bunun yanlış olduğunu küfrün milyonlarca izleyicisi olan ve hele bu izleyici kitlesi 13 14 yaş çocuklardan oluşan bir filmde filmlerde kullanılmaması gerektiğini bunun bilinçli yapılan bir mühendislik olduğunu hisseder ve dillendirirdim. ya derdim bunu biz adanalılar yapınca kıro oluyoruz elin avrupalısı amerikalısı yapınca kendini almak doğallık oluyor. bu olmaz. yanlış işte öyle öyle müstehcek küfür argo kültürümüze yerleşti. bir şey yanlışsa tamamen yanlıştır. her zaman için yanlıştır. o filmdeki karakter hakediyor diye bunları kullanmak serpiştirmek yarın hak etmeyene de kullanılmasını doğal hale getirir. biz eskiden ağzımızdan kötü söz kaçırınca biber sürmekle tehdit edilirdik dedelerimiz ninelerimizce şimdi bu kendini aşmak, ergen kaprisi filan oluyor.
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın
atilla ilhan
kime ait olduğunun ne önemi var zaten şairi yazmışsın alta. önemli olan onu beğenip buraya alıntılaman. zaten bir şiir mısralara döküldükten sonra şairinin olmaktan çıkıp okurunun olmuştur. bu her sanat eserı için geçerli değil midir.
Maalesef iyi bir yere gitmiyoruz bak surda bile kisiliklerini ortaya koyuyorlar. O cocuk daha diyebiliriz ya burdakiler. Kazik kadar hepsi. Daha buyuyecekleri mi kalmis
Ya su kediye iskence eden soysuz tutuksuz yargilanmak icin serbest birakilmis. Nasil adalet bu ya. Vali aciklama yapmis yasalar sahipli hayvanlar icin gecerli sokak hayvanlarini kapsamiyor diye. Iyi obur tarafta hesabini verirsiniz artik sahipsiz hayvanlarin gordugu iskencelerin. Kanun yapicilar bu vebal agirdir
serbest kürsü
07.12.2017 - 08:56lozan antlaşmasının adalarla ilgili maddesi dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı nezdinde yapılan bir toplantıda masaya yatırıldı ve cumhurbaşkanımız erdoğan bu antlaşma o günün koşullarında sadece iki ülkeyi değil bütün bölgeyi ilgilendirir ve günümüzde bu koşullar çok değişmiştir. bu maddeler gündeme gelebilir ve değiştirilebilir sinyallerini verdi.yunanistanı daima dost bir ülke olarak görmek isteyen, kendi topraklarımızı işgal etmiş olsalar ve savaş sonrasında trakya bölgemizin kendilerine peşkeş çekilmesine daima iştah kabartmalarını bilmesine rağmen her daim bağrına basan türk milleti dostluk beklentisini o derece yüksek tutmuştur ki bir kaç yıl evvel pek yakışıklı filan diye doğan medyasının övgüler yağdırdığı çipras yönetiminde kriz yaşadıklarında ve dibe vurduklarında ertuğrul özkök muhteremi ne var yani borcunu kapayıversek diyebilmiştir. oysa aynı yunanistan türk düşmanlığını daima canlı tutmuş bunun için yeni nesillerini örgün öğretimde türklere karşı milliyetçilik duygularıyla bezemekten geri durmamıştır.
şu durumda bu maddeler ne kadar tehlike arz etmektedir. neydi bu maddeler yunanistan türklere bırakılan bozcaada ve gökçe ada dışındaki adaların üzerinde her tür hak sahibidir ve bu adalarda kendince güvenli bulduğu zamanlarda dünya devletlerine ve türkiyeye bilgi vermeksizin silahlanma hakkına sahiptir.
yani bunun anlamı yunanistan aklına eserse bu adalardan yani çay simit uzatsan alabileceğin kayıklarla dbirinden diğerine varabileceğin bu adalardan kıçına silah doğrultabilir. eeee ozaman dostmu düşmanmı anlarsın lakin iş işten geçmiştir. bunu bilmek bile bir ülkenin uykularını kaçırmaya yetmeliyken bizim şu ana kadar ki hükümetler meseleyi bilmezden geldiler. ha bu arada yunanistan ders kitaplarında türklerden yecüc ve mecüc gibi bahsediliyor bilesiniz.
serbest kürsü
07.12.2017 - 08:43lozan antlaşması doksan beşinci yılında yani yüz yılı devirmeden henüz evrilmeye başladı. batımızdaki adaları ikisi hariç yunanlılara veren şu mantıkla izahı mümkün olmayan madde dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı seviyesinde yapılan toplantıda masaya yatırıldı ve erdoğan bu antlaşma o zamanın şartlarında yapılmıştır. şimdi bu antlaşmaya uyma zorunluluğu yoktur bölgede bir çok hadise değişmiştir diyerek değişimin sinyallerini verdi.
serbest kürsü
07.12.2017 - 08:38siyaset meydanı köşemize zahmet buyurmayıp burdan yürütmeye kararlısınız demek bu işleri. ne yapalım biz de çoğunluğa uyar burdan konuşuruz siyaseti. sonra demeyin ama burda siyaset konuşuluyor.
siyaset meydanı
07.12.2017 - 08:35arkadaş sen bilmiyor musun arap devletlerinin başındakiler kukladır, bak irana şia dır bunlar yani islamla alakaları yok . zerdüştlükten biraz bericedir inanışları, ateşe taparlar falan filan, bak suriyeye kudüsü koruyabilecek zihniyette olanlar muhalifler onlar da kaç parçaya bölünmüş. esad yönetimi zaten batının adamı.bengladeşi endonezyayı filan geç zaten fakir adamlar yıllarca sömürülmüşler, geriye bir mısır kalmıştı dik durabilecek orayı da çözdüler kendi yöntemlerince ve hal yordamlarınca. şimdi bir tek türkiye var erdoğan yalnız. gücü yetmiyor. suudi arabistan kralı bir kabala. yani adam akşamdan sabaha sabahtan akşama kabeyi seyrediyor koltuğunda ama hac yapmamıştır niye peygambere inanmaz, dinden çıkmış bir zındık. bunlar mı erdoğana destek olacak. ha bir katar var onlada uğraştı trump ama katar dik durdu kolay lokma olmadığını gösterdi. lakin bir katarla olmayacak. .
serbest kürsü
06.12.2017 - 21:20Gene bir suru yazim silinmis. Kim sildiriyor ya.
serbest kürsü
06.12.2017 - 09:16kürsü sahipsiz duruyor derken .
serbest kürsü
06.12.2017 - 09:00Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.
Her sabah ilk ışiklar gözlerimi oyardı,
Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.
Öyle günler gördum ki, duvarlar gelir dile,
Gözumde canlanırdı eşkiya masalları.
Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:
Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.
Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
Sırtımı sıvazladı, bana oğüt savurdu.
Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
En alçak tekmelerle beni yere devirdi.
Ruhum bir heykel gibi düşüp parcalanırdı.
Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.
Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda
Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
Tabancanın namlusu ısındı yanagımda,
Parmagım istemedi tetiğini çekmeyi
Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.
Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmustur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur
Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
Gözyaşları içinde seneler yürür gider.
Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.
Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
Ağaçlar sarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.
Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:
Garip başimın derdi bir yürek taşıyorum.
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Görünce gülme sakın çırpınıp aktıgımı:
Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.
Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.
sabahattin ali
serbest kürsü
06.12.2017 - 08:57günaydınlar efendim.
serbest kürsü
05.12.2017 - 12:21ama niçun yoksunuz.
tımarhane duvarı
05.12.2017 - 12:07güzel bir eleştiri yazısı okudum efendim. teşekkür ederiz. görünmüyordunuz özlettiniz.
siyaset meydanı
05.12.2017 - 12:02tamam sarp yokuş uygun bir zamanda bakacağım teşekkürler. osmanlının borçlarını hemen hemen bitirmiş olan abdülhamite kızıl sultan diyen batı bunu yaparken haklıydı neden mi kendi için doğru olanı bizim için kötü olanı yapıyordu. kendi için doğru olan abdülhamidin tahttan indirilmesi ve yerine basiretsiz bir sultanın geçmesiydi abdülmecit gibi. ya biz kim için doğru olanı yaptığımızı bilir miyiz. neden kızıl sultan dedik abdülhamide yıllarca.
şu an ne dinliyorum
05.12.2017 - 11:55kimsenin suçu yok bu aşk bitecek. burayyyyyy.
Kendi Kendime Dedim ki
05.12.2017 - 11:54duymayı en sevdiğim şey sen bunu yapabilirsin. ben de bol bol bunu söylüyorum insanlara.
siyaset meydanı
05.12.2017 - 10:44elimiz neyle güçlenecek biliyor musun sarp yokuş elimiz islama sahip çıkarak. tu kaka etmeden. islam öz demek. islam yaradılışımızdaki sevgi demek. islam köleliğe baş kaldırı, islam ahlaksızlıklara set demek, islam bir siyahinin lanetlenmiş ırk olmadığını hiçbir ırkın da lanetlenmiş olmayacağını bilmek demek, islam faize bariyer demek, islam tembellik etmemek, sömürmemek demek, islam bir avuç slav ırkını dünyanın tüm geri kalan ırk ve milletlerinin giyecek donu kalmamsı bahasına çalışıp beslememesi demek.
siyaset meydanı
05.12.2017 - 09:55ama bak bunlar görünmeyen eller tarafından toplumun yönlendirilmesi ile yapılıyor. buna direnecek olan bizleriz. bu dünyanın bir de öbür tarafı olduğunu unutmadan yaşamak önemli. her şey bu dünyada olup bitiyor sanıyor bazı aklı evveller. sonra başlıyor küfürler, kırıp dökmeler, işkenceler eziyetler. bak adam bir kediyi tokatlıyor, tekmeliyor, felçlik hale getiriyor, bir kedi ya. bir kedi. o hayvan ne yaptı sana. bak adam filistinde sokak ortasında evladının gözü önünde bir babayı kırk elli kurşunla öldürüyor. 15 yaşındaki bir çocuğa işkence ederek tekmeleyerek öldürebiliyor, öbür dünya bunun için olmalı var. allahın adaletine hepimiz muhtacız velev ki babamız maymun da olsa. islamın kuşatmasına muhtacız. ve islamla uğraşanlar kazanamayacak.
siyaset meydanı
05.12.2017 - 08:50Sevgim seni yurduna getirdi:
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
yanlış ilişkiler ayaklarını yerden kesiyor.
Artık biliyorsun çarpınca duvara ne kadar
acıyacağını kalbinin.
Sevgim seni yurduna getirdi...
Arkadaşların çok uzaklara gitti.
Sevmeden seviştiler özgürlük adına
Kaptırmadan kendilerini hiçbir şeye,
bütün hazları tattılar.
Sense evinde kaldın,
acıları gömme töreninde.
Katı kuralların vardı,
tutucuydun onlara göre.
Döndüler sonra birer birer
sana sordular yine de kaderlerini.
neydi yaşamak, neydi hayatın anlamı...
Bütün yanlış ilişkiler seni yurduna getirdi.
Artık biliyorsun yere düşünce ne kadar
acıyacağını kalbinin.
Sevgim seni yurduna getirdi.
Cezmi Ersöz
siyaset meydanı
05.12.2017 - 08:48bu arada günaydın meydan ahalisi. mevzuu derin olunca direk daldım. ama unutmuş değilim selamlamadığımı.
siyaset meydanı
05.12.2017 - 08:47bir de bak bu küfür işi ne sadece dilin yozlaşmasıyla alakalı ne de sadece ergenlerin özenti merakı. salt özenti merakı olsaydı iyi şeylere de özendirebilirdik. mesele taaa uzun yıllar önce benim ergenlik yıllarımda sinemaya giderdik ve batı filmlerinde fa... you ile başlayan soth up ile biten bir sürü cümleler. o yıllarda o aklımla bile bunun yanlış olduğunu küfrün milyonlarca izleyicisi olan ve hele bu izleyici kitlesi 13 14 yaş çocuklardan oluşan bir filmde filmlerde kullanılmaması gerektiğini bunun bilinçli yapılan bir mühendislik olduğunu hisseder ve dillendirirdim. ya derdim bunu biz adanalılar yapınca kıro oluyoruz elin avrupalısı amerikalısı yapınca kendini almak doğallık oluyor. bu olmaz. yanlış işte öyle öyle müstehcek küfür argo kültürümüze yerleşti. bir şey yanlışsa tamamen yanlıştır. her zaman için yanlıştır. o filmdeki karakter hakediyor diye bunları kullanmak serpiştirmek yarın hak etmeyene de kullanılmasını doğal hale getirir. biz eskiden ağzımızdan kötü söz kaçırınca biber sürmekle tehdit edilirdik dedelerimiz ninelerimizce şimdi bu kendini aşmak, ergen kaprisi filan oluyor.
serbest kürsü
05.12.2017 - 08:32Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın
atilla ilhan
serbest kürsü
05.12.2017 - 08:30günaydın kürsü milletim.
serbest kürsü
05.12.2017 - 08:30kime ait olduğunun ne önemi var zaten şairi yazmışsın alta. önemli olan onu beğenip buraya alıntılaman. zaten bir şiir mısralara döküldükten sonra şairinin olmaktan çıkıp okurunun olmuştur. bu her sanat eserı için geçerli değil midir.
şu an ne dinliyorum
04.12.2017 - 21:39Hmmm cam kolonyasi mis gibi koktu
siyaset meydanı
04.12.2017 - 21:37Maalesef iyi bir yere gitmiyoruz bak surda bile kisiliklerini ortaya koyuyorlar. O cocuk daha diyebiliriz ya burdakiler. Kazik kadar hepsi. Daha buyuyecekleri mi kalmis
serbest kürsü
04.12.2017 - 21:34Ya su kediye iskence eden soysuz tutuksuz yargilanmak icin serbest birakilmis. Nasil adalet bu ya. Vali aciklama yapmis yasalar sahipli hayvanlar icin gecerli sokak hayvanlarini kapsamiyor diye. Iyi obur tarafta hesabini verirsiniz artik sahipsiz hayvanlarin gordugu iskencelerin. Kanun yapicilar bu vebal agirdir
Toplam 1512 mesaj bulundu