osym nin adını ales olarak değiştirdiği akademik personel ve lisansüstü eğitimi giriş sınavı...içeriği henüz kendileri tarafından da bilinmiyor...ama isim değişikliği tamam..
her sayfasında burayı da paylaşmalıyım diyerek soluksuz okuduğum kitap.. :) malesef tüm kitabı buraya geçiremiyorum..bir ülkenin yoksullarının kendilerine yapılan haksızlıklara karşı direnişini ve ayakta kalışını daha da ötesi galip gelişini ece temelkuranın güzel anlatışıyla birleştiren kitap..mutlaka okunmalı derim...
Bense gençliğimi pazarlıksız
ve hızla geçtiğimden;
bugünler saçlarımla birlikte şiir yazmayı da kısa
kestiğimden,
piç kalmış aşklarla avutup kendimi,
bileklerimde bayat bir intiharın dikiş izleri,
gelip geçmiş yılların diş izleri ömrümde,
neşter ve gül’müş hayat.
Gülüyor...Gülüyor...Gülüyormuşum...
isimlere fazlasıyla takılıyoruz biz bu memlekette...önemli olan kim için hangi ırktan insan için biraraya geldiğimiz değil..doğruluğun ve özgürlüğün arkasında birarada durmamız gerktiğidir...kayıplarımız çoğaltmadan birarada durmamız gerektiğidir...
boş ev, fedekar kız,yay,mevsimler, zaman....gibi filmlere imza atmış koreli yönetmen...not: bunlar sadece izlediğim filmleridir....sessizlikten bu kadar iyi filmler çıkması büyük yetenek.. :)
İşte o gözünü diktiği yere, ölesiye sevdiği, terk etmediği için de kurban edildiği bu toprakların kanlı sinesine yatırıyoruz Hrant'ı...
Elbette bekliyordu o da bunu...
Sağlam bir siyasi geçmişi vardı; bu topraklarda farklı düşünmenin, muhalif olmanın, demokrasiyi, özgürlüğü savunmanın kimlerce, nasıl cezalandırıldığını biliyordu.
'Güvercinlere dokunmazlar' diye yazsa da ülkesini tanıyor, yaklaşan 'mukadderat'ı seziyordu.
Tehdit edenler 'git' diyordu; dostları gitmesini tavsiye ediyordu.
Gitse, bütün Batı'nın kapıları açılır; krallar gibi yaşatılırdı.
Ama gitmiyordu.
Bu ülkeyi belki hepimizden fazla sevdiğinden gitmiyordu.
Yeni dede olmuştu; kendisinin soluyamadığı demokrasiyi torununa miras bırakabilmek için gitmiyordu.
Gitmiyor ve tehditlerin, birbiri peşi sıra açılan davaların, mahkeme kapısında linç için bekleşen ve bu saldırının provasını yapan çapulcuların arasında, bir ateş çemberinin tam ortasında yapayalnız yaşıyordu.
Kendi cemaati içinde bile yapayalnız...
***
Tetiği çeken alçak biliyor muydu acaba bu ülkenin bölünmemesinin, halkların birbirine düşman kesilmemesinin en büyük garantilerinden birinin Hrant olduğunu...
Asıl onsuz bu mozaiğin çatırdayacağını, bu demokrasinin yaralanacağını... Türklerin aşağılanacağını...
Türkiye'nin onunla birlikte sadece cesur bir yurtseveri değil, kardeşçe bir arada yaşama umutlarını, barışı ve hoşgörü kültürünü de yitirdiğini...
Yoksa asıl amaç bu muydu?
gelin
08.02.2007 - 15:34kız çocuklarına büyünce ne olacaksın sorusu karşılığında öğretilen cevap..diğeri için bakınız anne...
selanik
08.02.2007 - 15:29yunanistanın izmiri.. :)
les
08.02.2007 - 15:22çok büyük genellemeler hep yanlış olmuştur..
les
08.02.2007 - 14:55osym nin adını ales olarak değiştirdiği akademik personel ve lisansüstü eğitimi giriş sınavı...içeriği henüz kendileri tarafından da bilinmiyor...ama isim değişikliği tamam..
teşekkürler
08.02.2007 - 11:35şebonun güzel sesi...
hayatıma giren herkese,yaşanmış herşeye
teşekkürler büyüyorum sizinle...
biz burada devrim yapıyoruz sinyorita
07.02.2007 - 21:16her sayfasında burayı da paylaşmalıyım diyerek soluksuz okuduğum kitap.. :) malesef tüm kitabı buraya geçiremiyorum..bir ülkenin yoksullarının kendilerine yapılan haksızlıklara karşı direnişini ve ayakta kalışını daha da ötesi galip gelişini ece temelkuranın güzel anlatışıyla birleştiren kitap..mutlaka okunmalı derim...
yılmaz odabaşı
02.02.2007 - 16:24Kirvem, buradan görünmüyor uzun koyaklar;
yine o dağların ardı yâr,
ama vuslat bir uzak diyar.
Dağlar dağıldı, kentler yenildi diyorlar!
Böyle geçip giderken uzun zamanlar,
kimleri unuttuk kimler kalanlar? ....
yılmaz odabaşı
02.02.2007 - 16:23Bense gençliğimi pazarlıksız
ve hızla geçtiğimden;
bugünler saçlarımla birlikte şiir yazmayı da kısa
kestiğimden,
piç kalmış aşklarla avutup kendimi,
bileklerimde bayat bir intiharın dikiş izleri,
gelip geçmiş yılların diş izleri ömrümde,
neşter ve gül’müş hayat.
Gülüyor...Gülüyor...Gülüyormuşum...
vakit tamam seni terkediyorum
02.02.2007 - 11:05bir veda havası, ahmet kaya...
ahmet kaya
30.01.2007 - 22:55'bir veda havası'nı en güzel yorumlayandır.. ;)
çocukken yapılan telaffuz hataları
29.01.2007 - 15:31genelde harflerin yerlerini değiştirmede üstüme yokmuş..
misal...picama-çibama, mavi-vami... :))
biz burada devrim yapıyoruz sinyorita
28.01.2007 - 18:15'bazısı insanların durulmadan ölür. kimisi yosun tutmaz hiç. dünya ve insanlık o insanların hayalleri ile iyileşir...'
birlik
24.01.2007 - 17:06isimlere fazlasıyla takılıyoruz biz bu memlekette...önemli olan kim için hangi ırktan insan için biraraya geldiğimiz değil..doğruluğun ve özgürlüğün arkasında birarada durmamız gerktiğidir...kayıplarımız çoğaltmadan birarada durmamız gerektiğidir...
paraşüt
24.01.2007 - 16:51Paraşüt açılmasın bu sefer dudaklarımızda!
lambaları söndür,
gazı aç,
çakmağı çak!
anzısın bir infilak olsun ölümüne seviştiğimiz oda!
kim ki duk
24.01.2007 - 14:36boş ev, fedekar kız,yay,mevsimler, zaman....gibi filmlere imza atmış koreli yönetmen...not: bunlar sadece izlediğim filmleridir....sessizlikten bu kadar iyi filmler çıkması büyük yetenek.. :)
Hrant Dink
24.01.2007 - 14:25İşte o gözünü diktiği yere, ölesiye sevdiği, terk etmediği için de kurban edildiği bu toprakların kanlı sinesine yatırıyoruz Hrant'ı...
Elbette bekliyordu o da bunu...
Sağlam bir siyasi geçmişi vardı; bu topraklarda farklı düşünmenin, muhalif olmanın, demokrasiyi, özgürlüğü savunmanın kimlerce, nasıl cezalandırıldığını biliyordu.
'Güvercinlere dokunmazlar' diye yazsa da ülkesini tanıyor, yaklaşan 'mukadderat'ı seziyordu.
Tehdit edenler 'git' diyordu; dostları gitmesini tavsiye ediyordu.
Gitse, bütün Batı'nın kapıları açılır; krallar gibi yaşatılırdı.
Ama gitmiyordu.
Bu ülkeyi belki hepimizden fazla sevdiğinden gitmiyordu.
Yeni dede olmuştu; kendisinin soluyamadığı demokrasiyi torununa miras bırakabilmek için gitmiyordu.
Gitmiyor ve tehditlerin, birbiri peşi sıra açılan davaların, mahkeme kapısında linç için bekleşen ve bu saldırının provasını yapan çapulcuların arasında, bir ateş çemberinin tam ortasında yapayalnız yaşıyordu.
Kendi cemaati içinde bile yapayalnız...
***
Tetiği çeken alçak biliyor muydu acaba bu ülkenin bölünmemesinin, halkların birbirine düşman kesilmemesinin en büyük garantilerinden birinin Hrant olduğunu...
Asıl onsuz bu mozaiğin çatırdayacağını, bu demokrasinin yaralanacağını... Türklerin aşağılanacağını...
Türkiye'nin onunla birlikte sadece cesur bir yurtseveri değil, kardeşçe bir arada yaşama umutlarını, barışı ve hoşgörü kültürünü de yitirdiğini...
Yoksa asıl amaç bu muydu?
Can Dündar'dan...
etkilenmek
24.01.2007 - 13:22fazlasıyla..
bakınız: '40 harfi geçmeyen nick tutturmak zor' un yazdığı hrant dink yazısı....
ah sensiz
24.01.2007 - 10:34ilkayın yumuşak sesinden...ya da aladdin usun tok sesinden..ikisi de güzel...
Hasret yanar gecelerim ah sensiz
Davran gülüm esen yel ol gel bana....
Sevmek Zamanı
22.01.2007 - 20:26gençliğimde :)) oya bora ve tabi...çingeneler zamanı...
bir damla gözyaşı
19.01.2007 - 13:43damlaya damlaya göl olması olağandır.. :)
İmkansızı istemek
19.01.2007 - 10:10'eğer bir gün birinin ruhunu görmek istersen sana hayallerini göstermesini istemelisin...'
kedi
19.01.2007 - 10:06kedilerden hiç hoşlaşmam ama bu sevimli mi ne :)))
sabah şarkıları
17.01.2007 - 10:29kazım koyuncu - denizde karartı var...
çocukken yaptığımız saçmalıklar
17.01.2007 - 10:21yemekten kaçmak için karnım ağrıyor numarası yapıp kapıyı döner dönmez koşmaya başlamak.. :))
Toplam 1397 mesaj bulundu