Petekler darılmış kovanlarına
Çiçeksiz arıya bala aşk olsun
Dikenle gününü bayram eyleyen
Bülbülden habersiz dala aşk olsun
Gurbetin bestesi makamı hüzün
Varsın taransın saçlar essin bir yandan rüzgâr
Bırak savrulsun perçem kâkülüne dokunma
Hara dönüşsün ateş demine alev lazım
Söndürme yangınını yâr külüne dokunma
Ateşin öyküsü külü kadardı
Dumansız yangındı yaşanan gerçek
Örtülünce üstü bu hakikatin
Hilkatin sırrını kimler bilecek
Duvarlarda boş çerçeve resimsiz
Dudağın fincanda bıraktığı iz
Fallara uzanan el olmuş sanki
Üç vakite kadar ne ise o giz
Kehanet ehline dil olmuş sanki
Kapıdan kapıya arayış meçhul
Örüklerin düğüm düğüm dolanmış
Aynalara dargın mısın Aydilge
Bakışına kem gözler mi bulanmış
Mecalin yok yorgun musun Aydilge
Aşıkan gönlünde meşk mi yetersiz
Gelince aklıma
Maziden yıllar
Savrulur bir yana
Ben ayrı düşer
Külünden tozlanan
Zamanın ruhuna uymadı devran
Kelam sükut etti dilden ayrıldı
Yar yurdundan gelmeyince bir haber
Ferhat dağdan Mecnun çölden ayrıldı
Vefasızlık gülistana soruldu
Har kalmadı ateş idi bir zaman
Savruldu alevler külden ayrıldı
Sevda diyarında Mecnun aşkına
Esti samyelleri çölden ayrıldı
Kerem vardı Aslı için gurbette
Hak yolunda sarhoş olduk badesiz
Meyhanemiz gönül evi olunca
Huzura visaldir dostluk cemimiz
Varıp canlar cananını bulunca
Sinelere ağır gelmez sevdamız
Bad-ı heva geçti tükendi yıllar
Giden gitti geri gelmez diyorum
Ağlayıp sızlanma boşu boşuna
Kimseler yaşını silmez diyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!