Bir çekiç sesi doğar sabahın ilk ışığında
Her vuruş, toprağın kalbine atılan bir düğüm.
Alınlarda biriken damlalar, tuzlu bir nehir
Ve parmak izlerimiz, tarihin sayfalarına kazınmış birer mühür.
Mayıs, gelirken yapraklara
Emekçinin teriyle ıslanmış bir bayrak dalgalanıyor.
Fabrika düdükleri çaldığında,
Güneş henüz uyanmamışken şehre
Biz, ekmeğin kırıntılarını sayarak yürüdük.
Ayakkabılarımızın tabanı eridi kaldırımlarda
Ama adımlarımız, bir ormanın kökleri gibi
Sessizce sardı dünyanın göbeğini.
Bir gün dedik, "Yeter!"
Makineler sustu, tezgâhlar durdu
Ve ellerimiz, paslı zincirleri kırmak için
Birbirine kenetlendi.
Grev dediğin
Ateşi söndürmek değil, közü paylaşmaktır
Ve her kıvılcım, yeni bir hayatı çağırır.
Bilir misin, en güzel türküler
Demirin üstünde uyuyan çocukların
Sırtüstü saydığı yıldızlarda saklıdır.
Bir vida bile eksilse dünyadan
Dengeler değişir
Çünkü biz
Dönen her çarkın içinde bir dişliyiz.
Şimdi sokaklar, yüzyıllık öfkenin
Ve umudun yankısıyla çınlıyor.
Bir fidan diktik en sert betona
Kökleri, geçmişin hüznünü
Dalları, yarının inadını taşıyor.
Ve biliyoruz:
Büyümek,
En dikenli yolu seçmektir.
Bu bayram, sadece bir gün değil
Her damla terin ırmağa dönüştüğü andır!
Yarın, ellerimizle yoğrulacak
Ve güneş, alınlarımızdaki çizgilere
Ebedi bir zafer yazacak.
Kayıt Tarihi : 1.5.2025 01:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!