Bin ihtişam endamı çiçek açan halıyla,
Köpüren kara toprak sunar zarafetini,
Yeşilçamlar altında zamanın sarmalıyla,
Neşv-ü nema çağıldar tabiat afetini
Gökte kara akbaba zamana söyler şarkı,
Mor dağlar, yeşil bağlar,
Çoruh delice çağlar,
Ayrılıyorum Bayburt,
Anam oturmuş ağlar.
Yurt aşkıyla yoğrulmak onun ana fikrinde,
Dağlar yürüten sevda buluttan gözlerinde
Anadolu baharı çiçekli sözlerinde,
Farklı öğretmen olmak güzellik defterinde,
Her gönülde yaşayıp izleri en derinde.
Arzın dönüm noktası, bak! Coğrafi keşifler,
Bulunca pusulayı durmaz artık kâşifler.
Coğrafi bilgi artmış, cesur gemici rehber.
Okyanuslar ötesi, artık başlıyor sefer.
Yol arayıp duruyor, batı doğuya muhtaç,
Maceraperestlerin, maceraya gözü aç,
Büyükler severmiş,
Küçükler sayarmış,
Yıldızlar kayarmış,
Dedem anlatırdı.
Koyun, kurt yaşarmış,
Kalbim özleminden kül oldu gitti.
Seni bekleyerek el oldu gitti.
Gözümün yaşları sel oldu gitti.
Gelmedin ay güzel, gelmedin neden?
Ne can koydun bende ne de bir beden.
Kararınca ufuklar akar gözümden yaşlar.
Gurbet içimde büyür katmerlisinden başlar.
Gözümde ipek olur sıladaki sert taşlar.
Gurbet içimde büyür yakar kavurur haşlar.
Gurbetin ikliminde hasret içimi yakar.
Ansızın yüreğim yerinden oynar.
Hayret şimşek şimşek aşkına yandım.
Damarımda fokur fokur kan kaynar.
Gayret yüksek yüksek aşkına yandım.
Birden dünyam karardı.
Hani dostlarım vardı.
Tüm dertler beni sardı.
Gül benzim pek sarardı.
Çocuktum ufacıktım.
Birazcıkta gıcıktım.
Ağaç dalına çıktım.
Aldım meyveyi sıktım.
Mideme her şey tıktım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!