Çalış, çabala, uğraş dostum her şey nafile
Olgun bir gönül için çekmelisin çok çile
Bir şey dileyeceksen önce Allah’tan dile
Şuna, buna güvenme dostum her şey nafile
10.10.2014
Allah neyi yasak etmişse, nefis ona saldırmış,
İçmiş şarabı, yapmış zinayı, aklını aldırmış,
Hayvani hissi aşk sanıp, hayayı özden kaldırmış,
Dengeyi kaybedip, ruhu bataklığa daldırmış,
Şeytan aklı alıp, kişiyi taştan taşa çaldırmış.
Mahmurlaşan gözlerde her bir hüzün güncesi,
Ümit yeis arası aşığın güvencesi,
Hüznü uzakta değil içimizde ararız.
Aşkı hüzün tadıyla karıştırıp kararız.
Elemi eğlenceyi hüzünlerle sararız.
Kafdağı ötesini içimizde ararız.
Kan kırmızı karanfil nerden aldın rengini?
Asırlarca ağlasan bulamazsın dengini,
Her gülşenin gülleri gönüllerin zengini,
Ümidin şebnemlesin renginin ahengini,
Kan kırmızı karanfil aşktan alsan rengini.
Gel ey kalemim sana dertlerimi anlatayım,
Ben bunaldım birazını da sana satayım,
Başkasının derdi benimkinin yanında az,
Beni şimdi iyi dinle de birer birer yaz,
“Bu şiir Ukbe bin Nafi Hz.lerine ithafen, yeni yetişecek Ukbe bin Nafilere, adanmıştır.”
Sür süvari atını, göğe uçup kanatlan.
Sür süvari atını, var maveraya atlan,
Simurgları geç, ulaş Kafdağı’nın ardına,
Uzaklardan uzağa, essin saba rüzgârı,
Nar bakışlı ufuklar, meşalesi yak bana,
Bir nazenin rüyada bulursun şehriyarı,
Hayal iklimlerinden o kadar uzak bana.
O sevdanın yolunda biçare mi biçare?
Dünyanın en nadide çiçeğidir öğretmen
İnsanlık meşalesi çerağında en etmen,
Gönüllerin mimarı özden olan eğitmen
Sevgi öğretmen demek
Bilgi öğretmen demek
Sarı saçlı kız, sanki mücevherdi.
Seven kalbiyle eşsiz cevherdi.
Onu görünce neşem geri geldi.
Çünkü ruhuma meltemce eserdi.
Sarı saçlı ela gözlü kız geldi.
Mezopotamya kan gölü olmuşken,
Batı Türkistan’da çiçek solmuşken,
Keşmirde zulüm dizboyu dolmuşken,
Eğer Müslümansan uyuyamazsın.
Töre diye bir bayan ah! Ederken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!