bu kadar mı yoruldun,
bu kadar mı nefret,
nedir korkuların yarına,
nedir bu gurur?
sanki yüzyıldır mutluydun,
aşka sevdaya doydun...
bul beni demek istiyorum,
bul beni...
ya da seni bulmak istiyorum.
her ikiside ne anlamsız değil mi?
mesela hangi halimizi?
ya da bulacağımız,
Bülbülün davası,
Güle sevdası.
Göğsümüzü kanatan,
Aynı diken yarası.
Kanasın gönül
Bırak kanasın,
bu masaya gelip kaçıncı oturmam?
buradan gelip geçer dediler,
ya işe giderken ya da eve dönerken...
sabah olmazsa akşam mutlaka geçer dediler.
yok hayır zaten biliyorum ben,
ne buradan geçeceksin ne de bana geleceksin...
bu sabah yine,
bensiz uyandı dünyan...
kimsesiz gibi sessiz,
haber vermeden,
usulca,
gürültü yapmadan bensiz...
bu şehir benim, tam da içindeyim.
bu gece kurduğum düşlerimin,
sen sadece koynunda misafirsin.
biraz sonra terk edip gideceksin,
her geceki terk edişlerin gibi.
nefretle kaçarak uzaklaşacaksın...
bu şehrin her sokağı,
ayrı bir zevk veriyor insana.
hele ki senin sokağın,
adını haykırır gibi o evin...
sanki kapısından penceresinden,
sen taşacakmışsın gibi...
bu sevda, bu yürekten
firar etsin istiyorum...
sisli ormanlarda kaybolsun,
bu yürek, bu aşkı;
taşımasın, bıraksın artık...
gözlerin gelmesin aklıma,
bu temmuz cehenneminde;
nedense hep sana üşüyorum...
buram buram, boncuk boncuk
soğuk terler döküyorum ihtimallerine...
saçımın her beyazı gibi,
yüzün geliyor aklıma
bütün hallerin dışında,
insanın bir de yalnızlık hali varmış.
zengin hali fakir hali,
mutlu mutsuz, genç yaşlı hali.
ama en kötüsü yalnızlığıymış insanın...
sokaklar kalabalık,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!