biz yalnızlığı sevmişiz bir kere,
yare varma çabalarımız nafile.
artık aynadaki yüzümüz bile,
kalabalığın sebebidir içimizde...
boyalı kalplerde, paslı yüreklerde;
tüketmiş gibiyim emanet zamanları...
yasadışı sevdalarda çiğnedim;
hiç sevmediğim anlamsız kuralları...
halden bilmezlere, kağıttan sevdalara;
sımsıkı kapatalı çok oldu kapılarımı...
böyle bahar bahar,
gerçekten yoksun ya;
ben seni nasıl affederim?
bu dirilişte, omuzum omuzunda değil ya,
parmaklarım parmaklarına kenetlenmiş
bakışmasakta mesela,
böyle sakin durduğuma bakma,
kuduruyorum özleminden,
ama gelmiyorum sana inadımdan...
hırsımdan, öfkemden sığamıyorum geceye.
böyle sakin durduğuma bakma,
aldanma umursamaz hallerime,
böyle seni her özlediğimde;
hasretler yazıyorum
gönlümün seyir defterine...
bazen fırtınalarda sürükleniyor,
karşı koyamıyorum akıntılara...
böyle umursuz duruşların
ve alabildiğine minnetsiz...
ne çok isterdim bende,
umrumda değilsin diyebilmeyi...
lanet olsun, umrumdasın işte!
şöyle çıkıp gelsen,
Bu akşam seni düşündüm,
Senden ne kadar uzak olduğumu.
Yine saçlarını okşayamadım.
O kömür gözlerinin yalnızlığı!
Yorgun bakan o gözlerin,
Yanaklarına dokunamadım.
bu gece oduğu gibi;
hiç sensiz kalmamıştım
ve yalnız hissetmemiştim,
korkularım canımı yakmamıştı...
uykusuzluğum ve sen,
ilk kez bu kadar korkutuyor...
bu gece; acı bir yağmur,
inceden inceye yağıyor...
hani içini deler gibisinden,
hava pek soğuk da değil,
vakit de bir hayli ileri...
el ayak çekilmiş, el alemlerde.
bugün çok kötü bir şey yaptım!
şiirimin en güzel yerlerini sildim...
ne mi vardı sildiğim yerlerde?
sen vardın, sen...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!