-Lise'1 in ilk haftasıydı. Dersler genelde boş geçiyordu. İlk yılın heyecanı ve acemiliği devam ediyordu.
İlklerin hecelerinde kelime olmak ne kadar zor. Zorluğun hoşluğunda onu gördüm.
Sınıfta orta sıranın ortasına gitti.Orta direk bir ailenin ortaca çocuğuydu.Orta boylu,saçlarını ortadan ayırmış
ortaokulu ortayla geçmiş orta halli bir çocuktu. Sevimli, bir o kadarda gamsız ve rahattı.
Kantinden bir simit almıştım.Ders zili çaldı, öğretmen henüz gelmemişti.Simidin bir parçasını ona uzattı.
Mertcan simidi alıp teşekkür etti.Simidi elinden alırken ellerin ve simidin sıcaklığı birleşti.
Önce içten bir tat, sonra dıştan tadımlar başladı. Aşkın mutluluk resimlerinde fotojenik anlar uçtu.
Embriyo gülüşlerinde yeni bir aşk kitabı okunurdu.Sevmenin derin izlerinde tozlar yükseldi
Perdeler aralandı yaşanma sahnesine.Işık değil,aşk yansıdı yüzlerine.Utangaç bakışlardan
Gözleri kamaştı. Avuçlarında kalan her an kınalı bir kuzu gibi yürür aralarında.
-Menekşe, onu ilk gördüğü anda sevmişti.İçi ısınmıştı.Gözlerine baktı. Mertcan yeşil gözlüydü.
Herkes onun gözlerine bitiyordu.Yeşil gözlerinden aşka ormanlar çoğaldı.Ürkek ceylanlar hep yaşardı
Ormanında.
-Menekşe,cıvıl cıvıldı.Saçlarını sarıya boyayıp kısaltırdı.Bembeyaz yüzünde yürekler rahatlıkla taranırdı.
Siyah lens takmıştı. Birisinin kendine ' kara gözlüm ' demesini çok isterdi.
Tek hayali Mertcan’ın kendisine ' kara gözlüm ' demesiydi.
-Genelde erkekler kızların peşinde dolaşıyorlar. Devir mi değişti ne var.Yoksa böyle bir sınır yokmu?
Böyle bir kural olur mu? Kız nazlanır, kız kaçar, kız reddeder. Hani eşitlik nerde.?
-Bu kuralı kim koyar.Kuralsızlığın hecesinde seni aradım.Her kuralımı çizdim.Seni aynı ruhun çizgisinde buldum.Sevecenliğin bana sevgi tapınağı.Yönüm güzelliğe yöndeş.
-Ruhsal dünyam sana yoldaş. Mertsin, şirinsin ve bir o kadar kaderimsin.Hayallerime zenginlik kattın.
Varılmaz olan her ne varsa denedim.Bir buluşun senfonik sesin de konuşmaların türkü olarak kaldı yüreğimde.
-Arzularına volkanlar ekledim.Yüreğim sevda magması.Yeni kurulmuş bir kıta gibiyim.Sensizlik her an bende depremler çağırıyor.Yıkılmışım.Bitkinliğimden bitkiler yeşerir.
-Aşkın tohumundan yeşeren gül, güller bahçesine aday.Sen bir ömre kafiye.Aynı sevgi şiirinin kafiyesi
olmak zor mu? Sevilmek ya! Gerçekten liesli aşklar öyle küçümsenecek kadar acemi mi?
-Seni sevmeyi ruhuma yeni bir buluş kıldım.Her gün seni Ceren'le konuşuyoruz.
Konuştuğumuz bu her şey günlük oldu.Günlüğüm senle doldu.Bir sevda masalını geçtim, rüyalarıma kadar benimsin.Platonik seviyorum.
-Bir kere sever gibi yap.
-Bir avcı gibi.
-Bir yabancı gibi değil.
-Sever gibi sev.Buna da razıyım.
Sözlerine sözlük ekledim. Seni tanıyamıyorum. Aslında ideal bir öğrenci değilsin.
Derslerin, tavırların çok da iyi değil.Deli gönlümün mıknatıs tarafı seni çekiyor.Seni gördüğüm an içimi bir görsen...Dünyanın en garip hislerini yaşıyorum.Sınıfa her girişinde, kalbimi fethetmiş ediyor gibi oluyorsun.
-Üstelik benle aran çok iyi.Cerenle ben okulun sayılı kankalarıyız.
-Kankalığımızdan çıkan 'dost bank' senin vadelerinle dolu.Vaden doldu.Lise 1 derken, lise 2 derken lise 3 deyiz
Tam üç yıldır.Dile kolay tam üç yıl seni sevdim.Sense yanımda bir çocuk gibisin.Yanıma geliyorsun, benle ilgileniyorsun, ama sever gibi değil.Ya arkadaşça, ya haince.Seni anlamış değilim.
Anlatılmaz duygularıma tüccar olma o kadar naçar değilim.Seviyorum.
Benimde sevgi alışverişim böyle.
-Böyle aşk olurmu ki? Layık olmak.Aslında bana layık değilsin; ama aşk bu? Yüreğimin yangın yerisin.
Alevlerime alev oldun. Yakıyorsun ve hala bana bakıyorsun. Bana karşı boş değilsin.
-Bunu çok iyi biliyorum; ama sevginin rengi belli değil. Gökkuşağı gibisin.
Bense sadece aşk kırmızısıyım. Yanıyorum kıpkızıl. Seni görünce heyecandan kıpkırmızıyım.
Güller gibiyim.Ateşler gibiyim.Her şeyim kırmızı.Aşkın tek rengi var.O da kırmızı.
Sense ya yeşil oluyorsun.Direk cinsel oyunların rengi oluyorsun.
-Dile kolay …Henüz benden dinlemedin şarkılar.Sana şarkı yazdım.Bestesi ve ahestesi yazılmamış.
Lise 3 bitmek üzere.Geçende, Ceren’le seni edebiyat öğretmenimize anlattım.O, bir aşk çiftçisi.
-Aşkımıza tanımsız ve tadımsız dedi.Orda oturup ağladım.
Neden? Neden? Seviyor musun? Arzuluyor musun?
-Hangisi? Bir sınav sorusu gibisin.Hangisi senin tavırlarına cevap.
A-> Aşk mı?
B-> Beraberlik mi?
C-> Canım sen de kimsin?
D-> Dayanılmazsın
E-> Elveda mı?
Cevabı yokmu? Bu soruyla sınavı kazanamazsam ya! Dershanede bile seni düşünüyorum.
Gerçek sınavı belki kazanırım.Ama ABS'yi kazanır mıyım? Ya ikisini kaybedersem.
-Ya Rab! Bu kadar ön yargıyla yaşatma beni.Benimkisi ölümüne bir sevda yangını.
Bir şarkıya beste, ayrılığa efsane, özleyenlere ayna, kavuşmaya güneştir aşkım.
Sen ya!
Nasıl seviyorsun?
Tavırlarından tanımsız sevgiler yağıyor. Gözyaşlarıma ekleniyor.
Kalbimde sana akıttığım gözyaşlarımdan bir göl oluştu. Yüzebilirsin.Sevda balıklarımız çoğaldı.
Oltanı al gel sahilime.Kuşlar cıvıl cıvıl.yemyeşil bir sevda manzarası.Gel sahilime.Yüzme bilmiyorsun.
Olsun.Sahilimde güneşlen. Yansın her yerin.Ki ben zaten yangınlardayım.Lise 1, lise 2 lise 3 bitiyor.
Seni tam üç yıldır.tanımsız ve tarifsiz seviyorum.
-Ölçülmez ve anlatılmaz.Sen ne yaptın? .Bana en yakın zamanlarda arzulara yönelik mayınlar döşedin.
Her tavrın cinsel bir mayın gibiydi.Bense öpücüklerimi sevenime saklamıştım.
Sevenime öpücük yağmuru hediyem var.Gözlerine öyle öyle bakmakla olmuyor.
-Şimdi son kez soruyorum beni nasıl seviyorsun.
A) Henüz karar vermedim.
B) Sen sevilmeye cidden layıksın.
C) Canın cehenneme
D) Senle öylesine arzulara koşalım. Arzuladığımsın.
E) Ne sen ne ben.
-Ben hep 'b' şıkkını bekledim. Senin için 'd' de.Dedenden mi, atandan mı? Yoksa siz tüm erkekler mi.
Hep 'd' şıkkı.Bense “D” şıkkından önce iki şıkkın, aşka seda olduğunu düşünüyorum.
Beni sevmeyen, ellerime aşina olamaz.Yumuşacık ellerimi tutman, allı pullu yanaklarımdan öpmek, dahası boylu boyunca sarılman için sevme şartını öğren.
-Konuşma sırası sende. Tam üç yıldır. Ben sevdim, ben koştum, ben oynadım. Sıra sende
-Mertcan: Benim kitabım tektir. Ben açık sözlülüğün sözlüğüyüm.
-Her şeyimin tanımı var. Aşk iki kişiliktir.Sen üç yıldır aynı sahnede aynı oyunu tek başına oynamışsın.
Haberim yok.Senle bir arkadaş bir dost oyununda karşılaştık. Seni kitabıma kapak yaptım.
Son zamanlarda senin tavırlarındaki sıcak yangınları hissettim.Aşk, ruhsal arayışın karşı cinste tatmin edilişe gidişidir.Aşk, bir bağlanışın arzulara kaçışıdır.Aşk, içsel özlemlerim doyurulması ve uyarılmasıdır.
-Aşk, aşk aşktır.Sen onu yüreğinin haritasına başkent yapmışsın.Kendince beni başkent yapmışsın.
Çok güzel.Ne güzel.Üç yıl beni platonik sevmişsin.Bense senle ilgili aynı duygu ekvatoru çizemedim.
-Senin yakınlığında hep ' arzular şelalesinin akışını hissettim.
-Dahası biz erkekler tüm bayanlardan beklediğim' ilgilice özelciye...
-Paylaşmak kimi kez sınırsızca, kimi kez sınırlıca, kimi kez gizlice yaşamaklardır.
-Seni arzular haritama şehir yaptım.Aşık değilim.Daha öyle birini görmedim.
- -Menekşe: Neden ben?
-Mertcan:Ben hovardayım.Ben gönül geçenim.Ben sevdabiçerim.
Hasılat mevsiminde 'arzular şelalesinde' yaşamayı severim.Sense, benimle hayallerinizin son noktası olan
beyaz bir gelinliğe kadar uzatmışsın.
-Aşkına karşılık, aşk beklemek doğal hakkın.Çok güzelsin. Çok zekisin. Çok başarılısın.
Aynı dengede miyiz? Aynı denklemde miyiz? Aşkın çarpı aşkım eşittir ben çıkmıyor.
Ben aşık değilim.
-Menekşe: İki damla gözyaşı döktü.Mezuniyet töreni birazdan başlayacaktı.
-Keplerimizi birlikte fırlatalım. Bir Haziran günü.Seni son kez güneş gibi göreyim.
- İlk aşkım haritamda başkent olarak kalacak.
-Kepleri fırlattılar.karneleri aldılar.Son kez okulun kantinine gittiler.
-Mertcan, ona sıcak bir kahve ısmarladı. Menekşe hala ağlıyor.Bir kahvenin kırk yıllık hatırı olur.
Kahveye gözyaşları da eklendi.
-Son gün, son bakış, son dokunuş, son sarılış. Sonlar neden hep böyle zor
Neden bu şeyin sonu oluyor.Bu sevda filmi bitmesin.
-Menekşe: her adımda arkasına baka baka onu izleye izleye eve gitti.
Kendi kendine:-
Sevda gömleğimi yırtıp gitmek reva mı? Üç yıl senin dikişlerin tutmuş bu gömleği.
Kopardın düğmeleri,yırttın allı pullarımı; ama düşlerimi söküp atamadın ki.
Tutkunla çiğnerim aşkın zehirlerini.
Sözlerinde biriken öylesine sevmeleri emzirir rüyalarım.Senin için ağladığım damlaları bir şişede
Biriktirdim.Boy boy kavuşma fideleri ekeceğim.Sınavı kazanacağım, başarılı,kariyer sahibi,sosyal
Bir güzel olarak,müzisyen olarak,eczacı olarak hala seni seven olarak geleceğim.
. Boy boy ilgiler ekecem kutsal yüreğine.
Aşk mevsiminde mini mini bekleyişlerimin çiçeği açılacak.Sen de geleceksin baharıma biliyorum
Aşkının baharında ölümsüzlükle süslenen bir gül gibiyim. Sense benden kaçan ve mutlaka bana
Gelecek olan bülbül olacaksın.Öteceksin seherimde,üşüyeceksin.Kariyerli,müzisyen,güzel,alımlı
Sosyal bir gülü koklamak zor olacak.Bu sefer sen biraz ağla,sen biraz çalış dersine…
Kayıt Tarihi : 30.9.2009 11:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!