Pembemidir,almıdır;
Beyaz, sarı, mormudur?
İlk baharın müjdesi!
Bir devrin efsanesi;
Sadabâtın güzeli...
Lâlezarda sevgili.
İtibarlı kadı idi devrinde.
Çıkardı kaftanını serdi yere,
Bir körükçü gerek dedi!
Benim kalbime.
Körükle şekillendi…
Sabırla tevekkülle eridi,
Asya’dan Anadolu’ya uzanmış gök kuşağı,
Bilge kağan Gültiğin töresiyle
Ak süt emmiş yiğitler inancın doruğunda,
Savaşta, barışta,secdeye değen alınlar,
Atlısı, yayası, komutanı,
Yürüdü Malazgirt ovasına.
Marmara
Sevgi ile çarpan yürek gibi,
Nereye akıyorsun Marmara?
Bilmediğim bir yol mu var?
İşaret mi akışın allâha!
Eysevgili çocuk,
Ey tatlı gençlik
Ey koca insan
Her gün bir basamak
Bütün gücünle
Yeleli bir at gibi
Kurşuni gökyüzünün rengi
Kocaman dalgalar yıkıyor bendi.
İnsanlar bağrı yor tusimani!
Mümkün mü görmek deniz fenerini
Sahil bulamamış akbabalar
Bilinçsizce uçuyor
Masmavi bir boncuk,
Gözle güzel arasında,
Göz acımasız bakar,
Oklarını çevirir,
Yayı gerer hedefe
Masmavi bir boncuk,
Kimi elifim dedi,
Kimisi Be.
Te suskundu
Cim güldü.
Önce gök yüzüne,
Sonra yeryüzüne baktı.
İsmim kayısıdır,
Rengim altın sarısıdır,
Her bahar gelin olurum,
Açarım en güzel çiçekleri,
Her gün değişirim,
Titretirim yürekleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!