Zengin ülke idi İran…
Çıkan petrol yanıyordu durmadan!
O ateşi tanrı sanıyordu Mecusi hakan.
Hakanın oğlu doğdu bir canan!
İsmini Selman koydu.
Çocuk günden güne büyüdü.
Sahne
İbret dolu bir sahnede,
Doğumla açılır her perde…
Bu sahnede figüran annedir!
Doğumla açılan her perdede,
Alem gülüstanıdır şairin.
Sedası yankılanır ruhunda.
Deste deste gül derer dideden,
Nakışlar geceyi!
Okyanuslara sefer açar,
Bütün sahiller onundur!
Daha kötüsü olabilir sabır gerek dedi,
Sustu göz yaşına bile şikayet etmedi.
Sıkıntısı demirden leblebiydi yuttu!
Ne olursa olsun şükür diyen bir kuldu.
Mükâfatı hem dünya hem ahrette buldu...
Gülerek baktım sana,
O kadar sadıksınki, bana.
Durmadan çekiyorsun damarlarına,
Ben karıştıkca kanına,
Tutsağım oluyorsun,
Halbuki ben yedi başlı yılanım...
Gece bulutlu ay oynak...
Çoşku,sevinc, hüzün,bir arada.
Sen orada, ben burada,
Elimde kağıt kalemde yok.
Düşüncelerimde yazıyorum,
Kağıt kalemle yazamadığım mektubu.
Nene suskun!
Bir leyla hasreti nene suskun
Yolcusunu bekler gibi tedirgin.
Takılmış kalmış bir noktaya,
Tomurcuk gülü açmadan solmuş
Her geçen yolcuya sormuş
Sevmeyi düşün,kapa gözünü,
Mutlu sabahla uyan.
Varsa içinde bir ışık,
Güneş gibi ol ısıtan.
Gülümse ki tüm insanlar
Gülümsesin.
Sen ver Allâhım
Derdime tabip aramışım,
Derman yok diye kıvranmışım…
Tabipten olmayan dermanı,
Hazinenden sen ver Allâhım!
Seni bekledim, seni!
Penceremin camın da,
Hayalin gezindi sokağımızda,
Beraber yürüdüğümüz,
Bu sokakta,
Hayalin bir bir döküldü,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!