Yıllarımı kaybettim zaman çarkında
Neler neler akıttım gaflet arkında
Döndüm geriye şimdi ruhum farkında
Tek umutmuş hakikat gerisi bomboş
Dünya engin bir deniz, hayat çırpınış
Güneş başka ufuklara yönelir
Doruklar daha başka bir kızıl
Yıldızlar kayar semadan
Çığlıklar içinde
Sessizce...
Gönül bahçesinde ötmek istedim
Açmadı goncalar gül üzdü beni
Sonsuzluk aşkıyla medet diledim
İfade etmede dil üzdü beni
Sabır ilacını azimle ezdim
Sanma ki bu devran böyle sürecek
Bir gün gelir yazın kışa dönüşür
Ufkundaki güneş elbet sönecek
O gün gelir sonun başa dönüşür
Az ile çoğun bittiği noktada
Karanlık ufukların nurlu şafağı
Kapkaranlık dünyamız nurunu bekler
Rahmete hasret çölün şefkat ırmağı
Yarık yarık topraklar suyunu bekler
Bütün bir kainatı özlemin sarmış
Meyus mevsimine veda ederek
Umut ikliminde sana el açtım
Elimde dilekçem sana dönerek
Bağışla kulunu sana dil açtım
Nefis kalesine tırmanıp uçtum
Diriliş bestesinde sen bir heceydin
Uyanışa geçerken düş mevsiminde
Zalimin rüyasına kabuslu geceydin
Aydınlığa koşarken loş mevsiminde
Yeni doğup çırpınan bebek gibiydin
Hani her şeyin kaynağı sendin
Mantık ilkelerin güya senin en kuvvetli rehberindi
Dokun(a)madığından anlam veremediklerini boşver ediyordun
Ruhsuz bedeni yaşatıyordun aklınca
Bunu da en büyük maharet sayıyordun
Fravunca hükmetmek için dünyana…
Bir çocuk bakarken miskin ve bitkin
Bin parçaya bölünür dünya gözümde
Bakıp geçivermek başka bir acı…
Toprak nasıl kayarsa yerinden
Taş nasıl düşerse yüksekten
Umudum kabarır akşam olunca
Bir garip özlem tüter gönlümde
Gözlerim açılır güneş bulunca
Bir yeşil yaprak düşer ömrümde
Heyecan kalbimin orta yerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!