yürüdüğümüz yolu bilmeliyiz
nereden nereye vede kimlerle
aslında şeytanımız yanımızda
bir melek diye yıllarca taşırız
günaha batan gecelerin sahibini
zaman denen durdurulmazın
yere düşmüş bir gül
üstünden geçerken
zaman durdu bir an
hangi umudun
sona erdiği
noktaydı
Sen istanbulu düşünürken
bogazın mavi sularına dalıp
ben toza karışmış anadoluyu
tezek karışmış çiçek kokularında tattım
kimi tepesine istanbul adı verilmiş
dersinde bogaz manzarası şairin
yıllar soruyor
yıllar sonra
neden sevdin ne için
aşk ateşinde yandın
yarılanmış bir şişenin
gölgesinde titreyen ışık
yıllar sonra bile sesini duymak
tarifsiz mutluluklar sunuyor
akşamın karanlığında yıldızlar
şimdi bir farklı ışıldıyor
hayallerim sıra sıra önüme dizildi
inan tir tir ellerim titriyor
kim çalıyor baş ucunda
bilmem
hep hayal ettiğim
kemanı şimdi
bir buselik beste ile başlayıp
nihavent methiyeler di sırada
yine mi? diyordum bu sabah
yağmurla uyanacağız
saçaklardan süzülen damlalar
rüyalarımızdan süzüle süzüle
güneşe perde olacak inceden
hayata bağlandığımız gibi
artık yok çok şey
yoklar ki öylesine unutulmuş
mektuplar
göz yaşları ile ıslanmış
olanları bile yok
şimdilerde e posta
unuttuğumu sanma
unutulmaktan yorgunum
akşamı sevmem yanlızlıktır
birazda ondan durgunum
yoksullukları yaşadığımız yılları
ardımızda bıraktık artık
şimdi sadece yok lar var
sakin ve sade hayatımızda
kırışmış alınlar beyaz saçlar
sarkık gerdanlar ve biz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!