ayakları olmayan
kuyruklu yıldız gibi
yola çıktıgımda babam
otuz yaşındaydı
ben daha eksi yıllarda
ben yoktum ama şiir vardı
güzeli gördüğün anda
iyi bak ve arkanı dön
bir daha bakma
o güzellik o andı
bir daha göreceğini sanma
hayat ve zaman estantene
gidip gelmek gibi
uyuyup uyanmak
sesini duymadan
dokunmadan hissetmek
kapalı gözlerle görmek
yürürken yanında
fırsatlar çıkıyor karşımıza
dostlar arkadaşlar sevgililer
biz ne yapıyoruz
bir ağaç altında
fısır fısır konuşabileceğimiz
elimizi omzuna koyup
dünya ve insan
insan değilmi tanrıdan
bir nefes olan
şeytanı cennetten kovduran
tek hakim o, insan
canlı yada cansız
sana diye başlasam
ayıp olacak
size desem
soğuk ve uzak
en doğrusu
susup
Neden
neden sahili seçtim dersin
ıssız bir kumsalı
sadece kıyıya vuran dalgalar
seni hatırlatıyor
bir tokat gibi çarpıp
nefes
içten sıcak ve nemli
nefes
bir ney den süzülen
aşk
ince ince ruha doğru
hayat
mevsimler gibi
sıralamış önümüze günleri
tek başlayıp
bahar filizleriyle
yazın çoğalıp çoştuğu
bugün sana takıldığım anı hatırladım
kırmızı dar bir pantolondan
çıldırtan kalçaları
ögle sıcağıda şekerleme yaparken
sahi gözlerin ne renkti ya saçların
hatırlayamadın bir an da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!