Günaydın
Yaramaz çocuk!
Bugün hangi uçurtmanın
kuyruğunu koparttın
Hangi komşunun camını kırdın
Gözlerimde seni gördüler
Faili meçhul sevda dediler
Ne bir kanıt
Ne de tanık
Suçlu gözlerinde saklı
Sende bu suça
Üzerimde bir ağırlık var
dediğinde bana
Alnındaki hüzünlü yorgun çizgiler bağrışıyorlardı
Uçsuz bucaksız dönüşü olmayan yolları hatırlatıyorlardı
Kirpikleri nöbetteydi bu gece
Dün kendimi senin yanında hayal ettim
Terli sırtından öptüm
Yalın ayakların sıcak kumda
Ellerinse yapayanlızdı
Kucakladım yüreğini
Başımı ise göğsüne dayadım...
Hesapsız kitapsızca verilen
Anne öpücüğü gibi
Olsaydı hayat...
Direnmezdik orman diye
Kanamazdı yürekler
Kınalı kuzucuk diye
Havada ılık bir merhamet esintisi
Gül kokusu sarıyor çevreyi
Goncalar çabucak açma telaşında
Şapkamın üzerinde fiyonk fiyonk
Renk renk kelebekler
Yarın ne olacağını bilmeden
Kızın cebinde
çerçevesinden çıkarılmış bir fotoğraf vardı
Dudağının kenarından
gülüşleri çalınmış
Vişne zamanı bul beni
Kayboldum ortak olduğum acılarda
Tutundum hasret kokan türkülere
Hasreti satırlara dökmek imkansız
Hırçın bir fırtınanın ortasında nedensiz saklanmaktayım
Deseler ki hadi gel
Düşünsene avuçlarının arasında
Üşümüş boynu bükük bir gelincik
Ayaklarının altında nilüferlerle
Bezenmiş bir göl.
Düşünsene bir kere
Ay dolunay olsun vursun dalgalara
Bu sabah kahvaltıda bir şeyler
eksik
Çayın demi mi
Domatesin tuzu mu
Hatta yumurtanın sarısı bile
Tavuklar grevde mi yoksa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!