Kula el pençe durma düşmesin başın
Ayaza çekmesin üstünü ört kışın
İnzivaya çekilip şöyle bir düşün
Hakîkât aynasında ne kadar ak'sın?
Engeller tutmaz yolundan caymaları
Viran oldu bağım yüce dağlarım,
Üstümden el çekti nerde sağlarım?
Gülüyorken görüyorsun her zaman
Bilemezsin ben içime ağlarım.
Şimdilik yaşarım sanmaki öldüm
Direkler devrilmiş haberin varmı
Üstümün yorganı betonlar anne!
Düşümü yitirdim bulanım varmı
Düşmüyor telefon jetonlar anne !
Ocağım bucağım köyüm kalmamış
Dün bir bu gün iki anlayamadım
Nasıl gelip geçti giden seneler
Sanki bir rüyaydı uyanamadım
Beni gençliğimden eden seneler
Ansızın uyandım ömrüm çürümüş
Kirli eller yuvamızı yıkıyor
Gözyaşlarım yüreğimi yîkıyor
Bilirim ki her yol sana çıkıyor
Beni gönder en uzağına yolun
Sana geliyorum belki ölmeye
Fânî gözlerime inerken perde,
Nasıl düştüm bilmem onulmaz derde.
Sağ yanım burda da sol yanım nerde?
Ben sende ararken beni kaybettim.
Umursamıyorum ben hiçliğimi
Bundan gayrı giremezsin rüyâma
Nedene kafa yormaya çalışma!
Girmeni istemem küçük dünyama
Kapı bacayı kırmaya çalışma!
Gözümün önünde yediğim kazık
Çoban olmaz bir kaç başa nahıra,
Muhtaç olmam vereceği zahıra
Eşek olsa bağlarmıyım ahıra,
Makam bulmuş şimdi beni koşturur.
Neresi doğrudur nereden yazam
Güzel sevdi diye beni yererler
Benim BİR'den gayrı sevdiğim mi var?
Bakıyorum şöyle cümle âleme
Benim kirden gayrı gördüğüm mü var?
Susarım konuşan diller çoğuken
Benim masam vardı kalabalıktı,
Bir ben bir yürek,bir sandalye kaldım.
Yavan çorbam vardı, biraz ılıktı
Ama insanlıkla madalya aldım.
Ben hiç bir başıma yalnız kalmadım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!