Seyfi Karaca Şiirleri - Şair Seyfi Karaca

Bayramlar dügünler festivaller senlikler, gelip gittikce hepsine aaaaah filan aaaaaaah cagirip agri sanci ceken sessiz zurna saksafon, hic ama kimsenin degil kendi yikilisini sinema gibi seyre doymayan toplum süpermarketindir.
Önünde ve yaninda dekoru boyasi degistikce yutulup gittigi karanligi her türlü son sürat kalkinip gelismisligin FEZA CAGINDA gibi kör mekiklere okunup dokutularak, bu ugurda nelerden vazgectiginin ve hangi yasamsal degerlerinden kaypincak kizaga bindirildiginin farkinda bile olmadigi kokmus cürümüs yozlasmalara tutsak ve esir düserek, sahnesi heran baskaya degisip dönüsen alet arac oyun hile pusu süs sekil dürtü kiskirtma korku yahut baski AFYON YIYINTILERININ mecburi hiza düzenini nasil girdiydirildiyse oradan hic boulmaksizin…ONIKI EYLÜL Türkiye miladidir, ÖZAL yüksek müstesar memur maasiyla namina giyabina gördügü bütün servis ve icraat karsiliginda ANIT MEZAR`la ödüllendirilip mükafata tayin edilen BOP..
Sürekli hic olmadigi kadar ahlakinin kültürünün dilinin topraginin özgürlügünün irzinin namusunun özünün sözünün egitiminin bilgi akil fikir gözlem deneyim kazanc ve onuruyla elde ettigi tüm kaynak ve zenginliklerinin, kapisini sorgusunu ardina kadar söküp sahipsiz birakarak korkunc bir isgalin ezen üzen yoran bozan soyan sömüren cullanip yüklenisine ve bu sayede pek cici bir yerlere getirilecegine kazziklandirilip kandirilan ONIKI EYLÜL Yuro-Amerikan darbe bindirimine bagli ÖZAL serbest piyasa alim saticiligi, cep telefonundan baska hayat ve dünya tanimayn bitisin baslangicina, Türkiye`yi haciz etti gitti.
Ne sinir ne gümrük ne sorgu ne sual, `benim has memurum isini bilir` noktasindan `caliyorlar ama calisiyorlar ` ESBASKANLIGINA aradaki bosluklari Ciller, Mesut, Dervis, Babacan `gillerle dolgulayip son seklini veren FETHULMETAL ve PEKAKA koalisyon ortakligi dayayip döseyerek Türkiye`ye..
`Artik toplam toplum nezdinde genclerimiz hicbirseye inanmiyor, her neye el attiysak sonuna kadar kemirdik ve sömürdük` sahipleri tarafindan bizzat itirafinin altinda kalan küresel- yerel soyucu sömürücü batakci ve vurguncularin kim vurduya helak ettigi enkaz mülküdür, devlet millet ülke toplami toplum ve insanligimiz.
DEVRiSIGüNE,

Demirden pirincten kalaydan cok daha agirmis KURSUN..
Kursun etten kemikten celikten comaktan daha dayanikli sallayip savurdunmuydu gitmem olmam demeyen zamani mekan bilmis bellermis.
Kursun nikelden kromdan bakirdan bordan gümüsten cok daha evvel, insanligin ilk buldugu toprakalti definesiymis..
Atom numarasi saf karisimsiz ikiyüzdokuzla sabit KURSUN..
Su borularina kubbelere catilara depolara kiliflara kaliplara pillere zillere bataryalara derken…
Havada suda asitle veya asitsiz her durumun kolayca sekil alip kivrilan bükülen, zehir zimba malzemesi olup gide gide kalayla halaya tutusup lehim kalfaligina isbasi yapip KURSUN..

Bayramlar dügünler festivaller senlikler, gelip gittikce hepsine aaaaah filan aaaaaaah cagirip agri sanci ceken sessiz zurna saksafon, hic ama kimsenin degil kendi yikilisini sinema gibi seyre doymayan toplum süpermarketindir.
Önünde ve yaninda dekoru boyasi degistikce yutulup gittigi karanligi her türlü son sürat kalkinip gelismisligin FEZA CAGINDA gibi kör mekiklere okunup dokutularak, bu ugurda nelerden vazgectiginin ve hangi yasamsal degerlerinden kaypincak kizaga bindirildiginin farkinda bile olmadigi kokmus cürümüs yozlasmalara tutsak ve esir düserek, sahnesi heran baskaya degisip dönüsen alet arac oyun hile pusu süs sekil dürtü kiskirtma korku yahut baski AFYON YIYINTILERININ mecburi hiza düzenini nasil girdiydirildiyse oradan hic boulmaksizin…ONIKI EYLÜL Türkiye miladidir, ÖZAL yüksek müstesar memur maasiyla namina giyabina gördügü bütün servis ve icraat karsiliginda ANIT MEZAR`la ödüllendirilip mükafata tayin edilen BOP..
Sürekli hic olmadigi kadar ahlakinin kültürünün dilinin topraginin özgürlügünün irzinin namusunun özünün sözünün egitiminin bilgi akil fikir gözlem deneyim kazanc ve onuruyla elde ettigi tüm kaynak ve zenginliklerinin, kapisini sorgusunu ardina kadar söküp sahipsiz birakarak korkunc bir isgalin ezen üzen yoran bozan soyan sömüren cullanip yüklenisine ve bu sayede pek cici bir yerlere getirilecegine kazziklandirilip kandirilan ONIKI EYLÜL Yuro-Amerikan darbe bindirimine bagli ÖZAL serbest piyasa alim saticiligi, cep telefonundan baska hayat ve dünya tanimayn bitisin baslangicina, Türkiye`yi haciz etti gitti.
Ne sinir ne gümrük ne sorgu ne sual, `benim has memurum isini bilir` noktasindan `caliyorlar ama calisiyorlar ` ESBASKANLIGINA aradaki bosluklari Ciller, Mesut, Dervis, Babacan `gillerle dolgulayip son seklini veren FETHULMETAL ve PEKAKA koalisyon ortakligi dayayip döseyerek Türkiye`ye..
`Artik toplam toplum nezdinde genclerimiz hicbirseye inanmiyor, her neye el attiysak sonuna kadar kemirdik ve sömürdük` sahipleri tarafindan bizzat itirafinin altinda kalan küresel- yerel soyucu sömürücü batakci ve vurguncularin kim vurduya helak ettigi enkaz mülküdür, devlet millet ülke toplami toplum ve insanligimiz.
DEVRiSIGüNE,

Muttalip muella muhittin necmi nazif necla nurten nefise yok ve yoklar artik…!
Bünyamin yok burhanettin yok burcak yok beyza yok selin yok suna yok tacettin yok veli yok dervis yok derya yok defne yok cemil yok cemile cavidan yok ..
Kacak kayip zangur zungur haram ziyan zevale zül, kuraklasan kesatta yikilan cöken cürüyen köhnede azap veranesi hic bir sartlanmisligini hicbir tepkisel durusa ölcüp tartip sorup sorgulamaksizin kabuklanip sekil ve bicim alan dipsiz tavansiz dönüsü yitirdigi tüm degerleri yerine giyip kusanip örtülüp gömülen..kapi yok esik yok kök yok akran sohbet sorumluluk yok yok söz yok samimiyet yok güven yok yok toplum yok ve daima kusku kaygi gerilim bunalim siddet üstüne siddet artiran arz –talep cinneti besleyip doyurmaya kendinden gecip dünyasindan feragatiyla..
Ekrem yok emine yok mine yok elif yok esat yok ezgi yok elmas yok sükrü yok sami yok süleyman yok sultan yok …
Sündüz de yok salami de yok giyasettin de yok möhübe de yok nurettin de yok nuri de yok nazmiye de yok …
Kendileri olmadiklari gibi etrafina iliskin tanidik bildiklige onur ahlak bilinc hukuk saygi sevgi vicdan akil fikir sadakat konu komsu agac orman dag ova herseyiyle herkes..

Ne sanmissa sanmis
Gidecekti halbuki dasmlasi damlasina yagmurlara yagip bosalan bulutlar
Gökten topraga topraktan göge serilip hasir olmaktan bedel
Süzülen sagnaksa birgün
Birgüne birgün sekerpinarlari doyumsuz sofralara mesken oldugunun
Azar azar dökülüp azalacakti vadedeki tanelerinden kum saati

Bol keseden atilmis
Yirtik agizli bankomatik hesabina seslenip soluyan
Doymak bilmez hortumlarin tecelli ettigi insansizlik seviyesini
Tek ayak üstü ceki düzenli sandalyalarina oturtmalik sallantilardayiz rast gele
Küresel sürüm fiyata tahammülü sifir
Eksigini sürekli kovulmus yasamlara tamamlayan gökkusaklarinin altindan gecerek

Kirilma Noktasi diye bir yer yokken, ardi arkasi kesilmedik udsuz ihtiyatsiz yogunluga kilitlenip haddinden fazlasiyla üstüne cöreklenilmis bindirime baskin verip varolandan daha cok kiskac, zül ve disiplin kusatmak, amansiz ve acimasiz bir cürümenin akla hesaba sigmaz cözülme ve yikim halidir.
Eridikce sekeri tükenen sakiz gibi lastikleserek, uzatip sündürdükce her cignemi dili yorup damagi tükürük yutkunan cehre caliminin, eninde sonunda yüzü gözü düsüp usanmis yorulmus cöpü cekip cikarincaya kadar agiz lal, kisi muglak, lehce lisansa kime ne söyledigini kendi bile okuyup anlamayan ezik bozuk laga lugaya dönüsür.
Samimiyeti en aza düsük seviye ile sanki cok samimiymis gibi kenardan kuytudan ilisip kavillesen IKI UCU ayni kopukluga PERCINLEYIP kaynatmaya kalkismak, hic de akla mantiga uygun vicdan muhasebesinden hesap görmeyecektir. Degeri sifira silinmis itibarsizlikla degersiz kildigi ici bosalmisliga oraya ait olmayan kalip kisilik veya programlanmis yüksek karakterlilik ayarciligi yapmak, tam da üst yukardaki cümlelerin tanimlamaya calistigi bozuklugun hicbir tutar dali olmayan cözülüs ve darmadagin olus halidir.
Yok yere ve yaptigindan cok yikarak körükledigi gayreti saglam ve daim verimliligi hic bitmeyen bir sonuca baglayip sabitlemek icin, elde olmayan zamanlardan hiz kazanip elde avucta olmayan mekanlara dikilip dondurulmus binalar sorutturarak ve elde avucta dahilde ve haricte olmayan insanla diri, dinc, zinde, huzurda, saglikta, umutta, sevgide, hukukta,saygida, ahlakta,idrakta, iradede, algida, samimiyette, özgürlükte, özgünlükte yahut ÖZGÜVENDE yasadigi hayatiyla icli-disliligin yasam düzenini tutturmak; hicbir mertebe seviyesinde hicbir konumda ve hicbir sartta ne olasidir ne de hic mi hic mümkün..!
ÖLDÜRÜP BOGARCASINA Disiplin…kuyusuna derinlestikce kaynagi tükenmeyen verimliligi kazanacaginin acimasiz cullanan saplantisiyla güttügü garete kendisini birlikte gömdügü insanlik intiharidir. Bütünlügü bozulan yasamsal dokuyu birdaha hic bulasamayacak sekilde birbirinden ilgin organlariyla tarifsiz tanimsizliklarin sogulmus erimis cürümüsü halini alir. Birbirini ayni yogunlugun kilitleyen daralmisliginda iten, üzen, sarsan, engelleyen, cekistiren, örseleyen fakat ayni zamanda baska caresi olmamanin kalabaligina tikanip kalmisligiyla biriktikce iflas, iltihap, dert,endise, kaygi, kusku, sorun,bunalim, birikir; eninde sonunda da icinde birikerek agirlasan ve kendi icinde biriktirdiginin mahkumu olan, ( degistirmeye irsadesi olmayan basibozukluga disiplin ve esir olmus hayatinin ) kemirtilerin cürüttügüne teslim ve terkolur.
Almanya tam da dünya ölcekli günümüz küreselciliginin derin kuyusuna dalinilarak denenmis sinanmis ve üstünde her yollu tüm bilimselliklerin test edilip beklenilen VERIMLILIGI elde edildigine inanilan toplumsal Lokomotifidir. Olmayan zamandan hiz aldikca, olan insanligi olmaz görünmeze kaybedip silen süpürenliligiyle ortaya iniltili cikan catlaklardan ancak kaderine söverek UYUSMA TESLLISINi kendi kendini avutup idare etmeye kuruyup kuraklasmis kalabaliklarin,üstüne binildikce ic kanamali dertlenmelerinin daha cok kilitleyen ve daha cok bunaltan DISIPLIN cikmazina sinen, soguyan, pörsüyen, disa vurumsuz sizintisi gibi yigilip kalmakta.

Herkesin herkeste hayatinin kalan yarisi vardir
Bu yüzden cezbeder yarin dünden
Mum süzülür durur ciraya gerdek gecesi ilk gün gibi
Hergün gelin damat olunur en güzel giysileriyle kuslar kazlar ceylanlar
Trenler gibi hergün bir dolu dünya gardan
Kavusup ayrilmalar arasi dur duraksiz akrep yelkovan

Avci toplayiciydi dünyayi nasil bulduysa öylece
Buldugundan yiyen topladigindan nevalesini nafakasini gideren
Kimseye munus muhtac degildi ne su ne toprak ne orman ne dag ne insan
Kimsenin egip büktügü cereyana pervane degildi rüzgar
Sonra degis tokus oldu önce mal
Sonra para

Sondan basa dogru Ceffreriy…
Ve bastan sona ve tekrar tekrar dünyanin
Soyunu sopunu belleyip malina mülküne el kol diz dirsek tuzak ve kapan
Kafasinin keyfi nasil diliyorsa kanun kitap kural akil vicdan ahlak usul
Ve insanlik minsanlik bilip tanimadan
Nasil yazilirsa öyle okunmayan her cesit dönüse carki cevrik geometrik