“Ben uzaklara gitsem ne yapardın?” Dedi genç kız.
“Nereye?” Diye sordu delikanlı, biraz şaşkın. Sahilde yürüyorlardı, el eleydiler. Belli ki sevgiliydiler.
“Uzaklara,” dedi kız
“Niçin?” Diye ikinci kez sordu delikanlı.
“Okumak için,” dedi kız, üniversiteye…
“ Ankara’ya mı?”
“Daha uzağa.”
“Nasıl yani Karsa mı gideceksin?” Diye bir kere daha sordu delikanlı. Şaşkınlığını saklamak için ses tonuna belli belirsiz bir alaycılık oturtmuştu.
“Hayır, Amerika’ya… Burslu,” dedi kız. “Ne dersin gitmeli miyim?”
Delikanlı hiçbir şey söylemedi. Duraksadı, denize doğru dönüp sustu. İşte o an genç kızı kaybettiği andı.
Oysa “Gitmelisin,” demeliydi, diyebilmeliydi.
Diyemedi. Sevgi dediğimiz şey aslında kendinden önce sevdiğini düşünmek demek değil miydi?
Onun için fedakârlık yapmak… Değil miydi? Delikanlı işte bu fedakârlığı yapamadı ve kaybetti. 30.10.2011
Bir Film Diyaloğu: Düzenleme ve yorum Recep akıl
Recep AkılKayıt Tarihi : 16.10.2015 01:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!