Dünyanın en büyük ağrıları
Diş ağrısıyla kulak ağrısıymış
Bunu diyenler hiç aşk acısı çekmemiş
Söküp atamazsında kalbini
Diş çektirir gibi
Doktorlar kanserle uğraşıp durur
Ölmüş bir şehrin
Ölmüş sokaklarında
Ölüm karanlığına doğru ilerlerken
Ölmeden duyamazsın
Ölüm sessizliğini
Bir yaprağı düşmüştü papatyanın
Bir notası eksik şarkıya dönmüştü
Alıp kendi bahçeme ektim
Kimse falcı gözüyle bakamayacaktı ona
O bir çiçekti yaşaması gerekti
Yüzlerce çiçek çeşiti arasında tek papatyaydı bahçemde
Bugünde bir şeylerimi kaybettim zamansız
Dağıldım anne parçalandım
Ölüm bile tatlı geldi bir an
Acı çektim ağladın
Kayboldum anne yalnız kaldım
Bir gün sabah kalktığımda
Yağmurda saçak altıydım
Fırtınada sığınılan bir liman
Okul gibiydim kazanılması kolay olan
Kapım herkese açıktı
Soru sınav yok
İsteyen katılabilirdi bana
Önce gök gürültüsü ile başladı
Bak yine yağmur yağdı
Kaçışıyor herkes bir yerlere sığınmak için
Oysaki biz değimliydik sıcaktan sıkılıp yağmur yağsın diyen
Islanınca mı anlıyoruz güneşin değerini
Aynı sevgilini kaybedince anladığımız gibi
Hafiften vurur arabamın camına yağmur
Hüzünlü bir şarkı çalar soğuk işler bedenimi
Suskunum konuşacak kelimem yok
Konuşacak biri yok yanım da aslında
Siyahlara sarılmışım
Kin beslemişim yüreğimde bütün sevgilere
Görüldüğü gibi değil benim hayatım
Mutlu değilim
Gülüşlerim gözyaşlarımı saklar
Anlatamam kimseye derdimi
Teselliler boş gelir
Beklide kimseyi sıkmak istemem
Etrafı sis kaplamış
Beni sis kaplamış
Etrafı sis kaplasa ne yazar
Gökyüzü görünmüyor
Ben görünmüyorum
Gökyüzü görünmese ne yazar
Ben yine tek başıma
Masamda tek bir lamba
Önümde kâğıt, kalem
Olmayan aşkımı yazmaya çalışırım
Yazıp silmekten elim yorulur
Bir türlü tarif edemem neyi anlatmaya çalıştığımı bilmem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!