eski bir limandır bilirim
en son orada bıraktım sesini...
aradan ne çok zaman geçti bak
arıların kanat sesi,
kelebeğin kıvrımı...
aramızdan koparak ayrılan
Karanlığa meydan okuyan yıldızlar gibiydi sevişler
Ve bir o kadar da yalnız yaşandı seviler
Düş kırıklarını biriktirip çanta diplerinde
Yalnızlığa mahkum edildi aynadaki yüzler
Mevsim yürüdü, gün yürüdü, umut yürüdü,
tan vakti çıkagelir yalnızlığım
yorgun terli bir yolcunun
sığınacak otel bulması gibi
sevinçle yayılır yatağıma..
çoğaltamadım istediğim hiçbir şeyi
Yankılanınca solukta ses
üç karanfil düşer yan yana..
Kardeşimdir
Yoldaşımdır
Erimdir
Gece sonsuz bir bekleyiş
Sonu olmayan uzak denizler gibi
Çağırır seni
Ah karanlık..
Amansız düşmanım benim
Nasıl da ayak bileklerimden
benden istediğini sana veremem
günün en güzel yerinde
yaz saatindeyim.
bugün günlerden paslı cuma
yüreğimi boğan ellerim;
küçücük
Oyunun en heyecanlı yerinde
Annesi çağırmış gibi küçük çocuğun
Mızıkçı bir oyunbozandır ölüm
Kanı çekilmiş bembeyaz elleriyle
Kapatır perdeyi
-Özel Arabul’a-
Tuna boyunda, kavgaların içinde
Titreşen heyecanlı nazlı çiçek
Daha kaç mevsimi taşırsın yarınlara
Böyle kuru dallarla sevdaya tutunarak
Bu kent ölürken
Çığlıklarını duymadı kimse
Ne acılı sirenler çalındı
Ne trafik açıldı
Ne de kırmızı isikta geçildi
Usuldu
Ve akşamlar
yalnızlığı taşıyor
Bir yosmanın gözlerinde..
yokuş aşağı yuvarlanıyorduk
ayyaş sokak aralarında..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!