Ne zaman vaz geçtin sen bizden?
Ne zaman karar verdin
Bizden ben olmaya
Sarmaşıklar gibiydik oysa
Çözülmezdik hani biz sarmaş dolaş
Sen ben aramızda silinip gitmişti
İpeksi saçların tel tel kopup gelirken eline
Bunlara katlanmak ne zormuş sevdiceğim
Hüzün gözlerime yuva yapmışken sessizce
Zoraki gülümsemek ne zormuş sevdiceğim
Umuda sarılıp umutsuzluğu yaşarken içimde
Hiçbir şey kalıcı değil zamanda
Zaman bile zamanda yok oluyor
Zamanın içinde yaşam küçük bir parça
Yaşamın içinde de hayatımız bir nokta
Madem yaşamın içinde bir noktayız
Yeryüzünün kanatsız melekleri
Riya yoktur, içtendir, sevgileri
Bitirir cahilliği doyurucu bilgileri
Hem baba hem de anadır. Öğretmen
Biz ki;
Yedi düvel tüm kıtaya hükmetmişiz
Altaylardan Toroslara at koşturup
Nal seslerimizle titretmişiz
Oğuz boylarını bozkırlarda eyleyip
Pisliğin bataklığın içinde çaresiz kaldım
Çıkmak için uğraştıkça daha çok battım
Tek çarem uzattım ellerimi son bir ümitle
Can verdi çekip çıkardı bir el beni sevgiyle
Ölüm ki dudaklarımı titreten iki hece
Ölüm ki fecr’e kadar sürecek bu gece
Korkmanın ecele faydası yok madem
Korkma ölüme hazırlıklı olsana her dem
Bir nefeslik hayat değil mi göğsümde atan
Bak şimdi bu oldu mu nereden çıktın sen
Bu sahnede rolün yok sıran gelmedi senin
Hem daha ortasındayım hayat oyunun
Şimdi değil son perdede senin sahnen
Yapacak işlerim verilmiş sözlerim var
Ölüm bazen ansızın gelir haber vermeden işte
Hazırlıksız yakalar insanı alıp götürür öylece
Öldüğüne inanmaz insan kendi tabutuna bakar
Ta ki soğuk daracık mezarına konuncaya kadar
Ömür dediğin iki kelimeymiş
Hayy’dan gelip Hû’ya gitmekmiş
Sebati Manav 5 Eylül 2017
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!