Yok mudur? Bu dünyada adalet
Her zaman güçlüler mi? Kazanır
Yetmedi mi? garibin çektiği eziyet
Her zaman güçlüler mi? Kazanır
Zenginliğin yoksa yoktur itibarın
Dünyanın çektiği bir perdedir elbet
Gözlerimizi kör eden hileden ibaret
İstesekte göstermez bize gerçekleri
Kandırmaktır bizi aldatmaktır görevi
Bizi gerçeklerden uzak tutandır o
Sabahın erken saatleri yürüyorum sokakta
Yorgunluğunu sisle örtmüş şehir uykuda
Paltomun yakası kalkık ellerim ağzımda
Isınmak ne mümkün, bu şubat ayazında
Gönlüm çok yorgun düştü aşkından
Ne yaptımsa kendimi anlatamadım
Dışarıdan görüp bakanlar anladı da
Sensiz ne çektiğimi sana anlatamadım
Daha yaşanacak aşkımız var senle
Bırakıp da gitmek olmaz ki böyle
Ben sensiz ne yaparım sen söyle
Diyemem kimseye biz ayrıldık diye
Vakit gece yarısını bir hayli geçmiş,
Uykum yok canım sıkılıyor, daralıyorum.
Hava ruhum kadar karamsar, ruhum kadar karışık
Kara bulutlar şehrin üstünü sarmış,
Her an bir fırtına koptu kopacak
Daha fazla dayanamadım, attım kendimi dışarı
İntikam ölüm kadar sessiz gezer beynimde
İntikam bitmeyen bir kurşun gibi öfkemde
Çarpışan iki savaşçı gibi nefsim ile vicdanım
Aman vermez bana içimde sessiz çığlıklarım
Ey dedesinin nazlı gülü
Yüzü nurlu Hüseyin’im
Babasının zöhre yıldızı
Göz kamaştıran Hüseyin’im
Sana gitme Kufe’ye kal dediler
Rızan için kul olayım, kurban olayım
Rızan için taş sunağa aksın, al kanım
Getir yerine rüyandaki Allah’ın emrini
Ey babacığım vur boynuma hançerini
Her yer küle dönmüş orman yangını
Çekiyorum İçime kesif bir dumanı
Ciğerlerim yanıyor, boğuluyorum
Duysunlar sesimi diye bağırıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!