I
Sana geldiğimde mevsim kıştı
Kalbim sadece sana ayrılmıştı
İçimde geveze bir çocuk
durmadan, usanmadan
bana gözlerindeki sıcaklığı anlatmıştı
Eski bir sokağa bakıyor
yeni evimin balkonu
ve bana bakıyor
ağaçların arkasında saklanan çocukluğum.
Upuzun bir sessizlik uzanıyor
yağmur yağmış,
Bahsetme artık acılardan,
N'olur sus!
Gözlerini kapat.
Ezberindeki her şeyi unut.
Kuşların uçuşunu,
Korkuyorum
Kapılarım kilitli, perdelerim örtük
Her gece camı kırıp içeri girmek istiyor karanlık.
Hatırlıyor musun?
Dağın eteğinde oyunlar oynuyorduk.
Rüzgar uzanmıştı dalga dalga çimenlerin üzerine
Gençlikten yeni çıkmış güzellik.
Gözleri mavi ve acemi.
Bilmiyor henüz
nasıl geçilir acılardan,
Neden akşamlar erken?
Sabahların ise geciktiğini.
Yağmur öncesi beton gibi ağır ve gri bir gündü gidişin.
Hüzünlü bir tablo gibi asılıdır zihnimde.
Rüzgardan bile soğuk ve keskindi sözlerin.
Bir de elinden hiç tutmadığın çocukluğum vardı peşinde.
O kırmızı ayakkabının topuğuna hala kızgınım.
Bak yine akşam oldu.
Heveslerini yatır da gel çay içelim.
Öyle çok uzadı kı bu yol,
git git bitmiyor.
Ben yola bakıyorum,
yol ise hep sana.
Sus ne olur gönlüm,
hiç konuşma!
Zaten seni dinleyen de yok
Bırak insanlar zorlamaya devam etsin,
ardında hiç kimsenin olmadığı kapıları.
Sen de artık hiçbir kapının
Unutsam bu yorgunluğu,
mutsuzluğu.
Yürüsem sana doğru
Uzansam gözlerinin kıyısına
Sesindeki baharı dinlese ruhum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!