Zamanda akıp giden yansımanın seyrine dalıp
Senin bulunduğun mekanlarda sevdim ben susmayı
Şimdi o günlerin aşkına çalkalayıp yutuyorum
Bulanık zihnimin ağzıma doldurduğu lafları
Ne kadar acı
Ne desem bilmiyorum
Ne desem zaten boş
Susmayı da beceremedim
yalnızlığımın haksızlığına
İnsan denilen şey ne garip
kaç tükenişe tanık oldu şu dört duvar
ya da senden kaç çığlık saklar
oysa sen hiç bilemedin
harcı hayalindi
ve her tuğlasında bir hatıran var
Akşamları koşarak gelirdim yanına
Dizinin dibine oturtup anlatırdın
Antik çağlarda mistik güçleri
O zamanlar küçük bir çocuktum
Ellerim bu kadar büyük değildi
Biz genç idik
ve henüz hiçbir örgüte üye değildik
Cüzdanımızda resmi
bilekliğimizde ismi vardı
Anayasamız aşktı
Biz sadece sevdik
Ezberimdedir
ne varsa umutsuzluk ihtiva eden
Kimin gücü yetiyor ki aklından geçene
Ben de kalbimle beynim arasında sıkışıp kaldım
Yazdıklarım siliniyor mu bilmem
Deniz çekti bugün canım
Dolaşmak istiyorum
Uçsuz bucaksızken yalnızlığım
Ezberimde suskunluk
Sevinçlerim kayıp
Yağmur yağsa
Aslında bir yanılgıdır mutluluğa ermek
Sevmek ise yanıp kül olmak demek
Ve annesinin kordonuna sıkıca dolanır
Bu saçmalığı sezen her bebek
Sen ne dersen de
beni biraz itsen diyorum
en azından bir sonraki istasyona kadar
yaramaz bir meleğin okuyla
patlayıverdi et arabamın tekeri
şahitlik etsen ne olur
Adi birer yalancıya dönüşüyor hiç utanmadan
çatlamaya bile yüzü olmayan dudaklarım
'İşte hayat' diyor, 'bile bile lades'
Yeni doğmuş her bebeğe haykırmak istiyor
yaşadığı hüsranları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!