Bir kız gülüşünü bırakıp gidiyordu
Kalbim karanfil soluyordu ses topluyordu
Köşe taşı aşk olan tuhaf bir sokak
Ve kalbimi alıp çıktım yıldızsız bir gündü
Kadınların kızların ardında pankart tuttum
Bu kentin bulutlarına
Sakladım yüzünü
Hadi tut kalbimde
gezdir gözlerinde
Ansızın yokla anılarda resmimi
Durgun dudaklı bir gül
Güneşli leylaklar getiriyorum sana
Onu saçlarına takasın diye
Bir leylak bahçesi gibi kokuyor kaküllerin
Gözlerinde solsa da leylaklar
Kokusu yapışır dudaklarına
Bir şiirde tanıdım gözlerini
Dilimin hecelerinde buldum ismini
Anıların en ışıklı yanına diktim hayalini
Güz kederi yüklü türküler
Hece hece düşer dudaklarımda
Nerden çıktın karşımıza iki bin yirmi senesi
Sanki geçen yılda mutluluğumuza göz koymuş gibisin
Çin’de mi buldun Afrika’dan mı getirdin
Saldın aramıza korona belasını
Gün geçtikçe kaşık kaşık azaldı aşımız
Gözlerim değdi gök mavisine
Ruhumu sardı sevda bulutları
Akıl dolu bir buse yıldız aydınlığı
Uyuya kaldım sarı saçlarında
Seni saklayacağım
Seni kalbimde saklayacağım
Seni dizelerimde saklayacağım
Seni şiirlerimle büyüteceğim
Ve orada kalbim seni duyacak
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçekleri uyandırdım
Baktım ki
Fuşya kanatlı bulutlar inmiş sokağa
Sabahın bir yerinde tuttum hatıraları
İçinde gökyüzü taşıyan karanfil
İçinde güneşi saklayan palmiye
Kıyıları dolanıp gelen beyaz martı
Güz rengine aşık olan yaprak
Ve cümleniz sokağın rüzgarına aşık
Penceremde kaybolan haftalardı aylardı
Aşk falı satan güvercinlerde uçtu
Güz yaprağına ömrümü sardım
Güz sonu kuşların diline düştü efkarlarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!