Kaldırımların kalbinde
Sarışın ayak izleri
Zülüf uçlarında
Eylül sarısı özlemler
Durduğu her nokta
Sevda tapınağı
Bana mavi aşkı sarı sevdayı verdin
Ay ışığını gönül sarayıma indirdin
Akşamın firuze kanatlarını
Aşk yürekli gönül kelebeğimi
Bulut yeleli aşk atımı
Sen verdin bana
Bir kuşluk vakti
Yada bir akam üstü
Bombalar ikiye böldü Gazzeli çocuğu
Miyase’ciğim gece ilerleyip
Yıldızlar odasına çekildiği an
Sen lambanın altında altın sarısı
Dualarla görürüm seni gecenin aynasında
Bura han duvarları geçidi. Dağların arasına serpilmiş altın başaklar Oval oval kümbetler Üstünde hangi uyğarlığın mühürü var Hitit başağı, Selçuklu Kartalı, Bizans çanı mı ? Timur’un filleri ayak bastı mı bu yerlere?
Her mevsim gözü yaşlıdır bura bulutu Tarihin kan örtüsünü yıkar bura yağmuru Höyükler üstünde uçuyor kuşlar Gökyüzünde parça parça bulutlar Bulutlar çiziyor gözlerimize resimler Şekilden şekile sıçrıyor bulutlar Mandaya dönmüş bir bulut emziriyor höyükleri
Han duvarı hanları kaldı tarihi şiirde Han duvarlarına yazılmıştı “Maraşlı Şeyoğlu Satılmış Destanı” Saçlarımızı saklarken rüzgarın tırnaklarından Bulutla sulanmış güneşte durulanmış Yeşil yeşil otlar uzun uzun ağaçlar Sıralı sıralı arabalar yol iz oldular bize
Gülücüklerimiz saklı kaldı bizde
Güz bağına döküldü erguvanlar
Her akşam nefesinde
Nemlenirdi gönlümün hatıraları
Güneşli leylaklar topluyor gözlerim sana
Onu saçlarına değil kalbine takasın diye
Bir leylak bahçesi gibi kokacak kalbin
Göçmen kuşların kanadı
Değdi bu kentin bulutlarına
Bulutlar uyandırdı rüzgarı
Bağla saçlarını rüzgara
Geçelim güneşli hatıralar içinde
Uzak yarınların yalnızlık rüzgarı yüzümüzde
Şimdi şiirlerde ki yalnızlığım bir kelebek uçumu
Uzun sularda rengini almış bir gül bir karanfil
Şimdi bir şiirde oynatıyor kalbimi
Soluğumu verdim kırmızı güle büyümedi
Edalı halin sarı zülfün
Ne güzel yakışmış yüze
Gözlerin uyandırır yüreğimi
Hasretim nazına endamına
Kahvenin köpüğü sarıdır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!