Canımın parçası
Uzaklardan sevdasına yandığım
Gülüşüne ekmeğimi bandığım
Canımın parçası…
Vişne rengi gömleğimin rengimiydi
Başörtüne damlayan
Hicran yarası nedir dediler de?
Sırtında dağları çekmeyen ne bilir!
Yârin yolunda katlanıp her derde
Uğrunda boyun bükmeyen ne bilir!
Binmeden sırtına kanatsız atın
Cellat tutmuş yakasından sevdamın
Başım desem burda düşmüş sevdiğim
Aç, mor perdesini buğulu camın
Mah yüzüne nurda düşmüş sevdiğim.
Sabah gözlerime düşen hülyamın
Yağmur yağar yağmur içime
gözlerimi dikerim semaya su dolar gözlerime
süzülür içime damar damar hücre hücre
geçen koca yılları erittim gönül potam da
içimde solmayan bir gül bitti adın diye
suladım solmasın yıllarca bıkmadan usanmadan
Cevahir ki ağır değildir gülden
Gönül terazini kur vefa göster
Biri sevmiş ise seni gönülden
Bir kez hatırını sor vefa göster.
Cevapsız bıraktım her şeyi
Altın sandığım, bakır çaydanlık
Hani bakır kokusunu da severdim ya!
Altına tutardım bardağımı
Her şiiri yazdığımda
Ölümü de özler insan
Güneşe gülümsemiş olmalısın ki yar
erimiş en zorlu dağlardaki kar
güleç yüzüyle bakıyor bu sabah güneş yer yüzüne
ben bir cuma sürüyorum içimde ki hüzüne...
Sonra güneşin yanaklarına şiirler bırakıyorum
Cümleleri bandır yürek suyuna
Bir tatlı selamla salıver gitsin.
Alıştım sevdiğim naif huyuna
Gel de bu aklımı alı ver gitsin.
Yıllar ki eridi her dem içimde
Dikene belenmiş gülşen'siz dağın
Yamacında kuşlar ağlar sevdiğim.
Kızıl gonca düşmüş o gül dudağın
Ölümüme ferman bağlar sevdiğim.
Böyle takdir etmiş düzeni kuran
Sararır yapraklar bağlarda susar
Yüksekleri sarar bir tipi boran
Ardından sis çöker dağlarda susar
İnsan ki derdini açamaz olur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!