Şimdi seninle bir çeşme başında
iftar açmak vardı
neylersin dağların ardı kardı...
Allah ne verdiyse önümüze koyardım
gülüm yüzüne baktıkça doyardım.
Güneşe değince bir tebessümün
Bir aklım kalmıştı al gitsin gülüm
Bir anlamı sendin kalan ömrümün
Bir ömür kalbimde kal gitsin gülüm.
Ve bil ki bu sevda senin eserin
Seni ömrümün kara günlerine
Güneş misali var saydım sevdiğim
Sakladım seni, sır gibi içimde
Ele demeye ar saydım sevdiğim.
Bu ıssız çöllerde susamış gibi
Kalmadı tadım tuzum bir ahengim
aklımın ayarı şaştı sevdiğim
sendin beklediğim ruh eşim, dengim
güneş mor dağları aştı sevdiğim.
Her cümleme sabır dedim ekledim
Bir garip endişe, bir garip tutku
Sessizce ruhumu sardın Ankara
Görünce kesilir, insanın nutku
Edebim efkarım, ar'dın Ankara.
Haftamdın günümdün hercai ayım
İlk yağmurdan sonra bir kan deminde
Süzülüp kalbime düştü bu sevda
Ayrılık diyarı, ateş zeminde
Gönül ocağımda pişti bu sevda.
Kalbimin ritmiyle titrerdi dilim
Kelimeler dürülür içimde
şafaklara düşer gözlerim
şafaklar dan ince bir kan sızar
aşkımı anlatsam başkasına
sahibi kızar...
dağarcığımda var yine ahu zar
insan ne arar
nazlı yar
tozpembe değil dünyam
biraz gri, mora çalar
kavrulmuş içimde bahar
dağların üstü hala kar
İnsan oğlu neyi ile bilinir?
Benliğine karşı er olan gelsin
Gözyaşıyla kalbin kiri silinir
Yüreğinde erdem, ar olan gelsin.
Hak için ömrünü yollara seren
İnsanları tanıdıkça
yağmura değdi göz yaşım
farklı baktım güneşe insanları tanıdıkça...
meyvenin tadı başkaydı, suyun tadı başka
insanları tanıdıkça...
Bir çınar ağacına yasladım sırtımı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!