Uyan bak yeşillik az sağda derya.
Rize cihan, cihan Rize’ye parya.
Kah yeşil kah mavi şehir boyalı.
İlahi nakışlar ile oyalı.
Memleket nefesi ciğere bayram.
Berrak Karadeniz vücuda ihram.
Gökleri kurşun rengi; Hüdavendigar şehri,
Atmış gibi üstünden, ye’sin mahsülü zehri
Birkaç diyar öteden almış gibi haberi
Baktım Ulu Cami’ye avluda ikram var,
Şam’da sabah ezanı, Bursa’da şen bayram var.
Bereket ecre
Milattir fecre
Derman dillere
Koku güllere
Güller seherde
Bülbül seferde
Sen ey mehtabın sesi, karanlıklar lambası
Gökte asılı duran kurtuluş intibası
Sen nazlı güzel sonsuz gelecekten bir ışık
Ben ki gönlünden taşan parıltılara aşık
Sen ötelerden sefir ben gönlü kanlı katil
Sen içimde ölensin ben nefes alan gafil
Kanayıp sızar yüksek oluklardan yürekler
Metropol duvarında eridi bembeyaz buz
Şehir, cinayet şehri giyotindir direkler
Ve bizler on dört asrın mahzun ruhuyuz
Biz modaya yenilmiş, biz son perdede mü’min
Fosilde asillik arayan ahmak
Taşa ve demire sarıldın mutlak
Sen ki müstemleke, sefil münkalip
Sen ki kurda kuzu olmaya talip.
Heyhat nefsime düştü yamaçlarda kar olmak
Güneş düşman oluyor nasip değil var olmak
Duyarım girenleri galipsiz bir savaşa
Kazanmak ne mümkün, ne mümkün iktidar olmak.
Aşkın coğrafyası bu kuru beyaz topraklar
Her gönle evi saray, altındır taç yapraklar
Sen ki ey Üzerliğim altınım, sarayımsın
Karanlık gece değil sanki sende mirayımsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!