Kaybolduk sevda çiçeklerinin tarlalarında
Gözyaşlarımızla suladıkça bu tarlayı
Biz de görünmez olduk içinde
Yok olduk tüm fani gözlerden
Bir kendimiz kaldık
Bir de bizi yaradan.
Sabahtan rüzgar
Çektim ciğere
Hep diyar diyar
Gittim heryere
Evvelim yalnız
Tasdikine kullar mı gerek sen aşikarsın,
Sen ki aleme sultan, gönülllere didarsın.
Güller esansın alır terinin katresinden,
Kokunu alan alır gülden güzel kokarsın.
Duymayanlar duymasın sen alemde yaşarsın.
Aşıklar şiirinde her kalemde yaşarsın.
Kudüs; ana ocağı, baba kucağı,
Üç hilaldir ancak, gökte sancağı.
Son nebinin arşa giderken hanı,
Nurlar kapladı o gece cihanı.
Kanayıp sızar yüksek oluklardan yürekler
Metropol duvarında eridi bembeyaz buz
Şehir, cinayet şehri giyotindir direkler
Ve bizler on dört asrın mahzun ruhuyuz
Biz modaya yenilmiş, biz son perdede mü’min
Sahiplenme tek dirhem.
Şu cihanda misafirsin.
Ahirettir ruha merhem.
Şu cihanda misafirsin.
Kah geldin kah gidiyorsun.
Dost ellerinden zerre zerre tozlar erişti.
Tebellüğ şerbetine baharat olmak için.
İsyanıma muhalif sanki bir nümayişti.
Ulvi merhamet olup gönlüme dolmak için.
Alev alev yanarken daim imdadım rüzgar.
Rüzgar,mukaddes esen, Haktan muradım rüzgar.
Yürü oğul yürü şu dağların tepesine
Geç Hakkın divanından dayan gök kubbesine
De ki heyhat yitirdik manasını maddenin
Hatırlat sözlerini ilahi kaidenin
Bir sanattır şu alem, görebilen gözlere
Göz ki Hakk'ın gözüyse lüzum yoktur sözlere.
Sonsuz sırlar tecelli eder bu gök kubbede
İmtihan ki görmek sırrı, ezelden ebede.
Bana sevmeyi öğret dostum
Kendimi kanatmadan
Mecnun olmadan
Fakat içime de atmadan
Sevmeyi öğret.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!