Yasla başını şakaklarıma
Dinsin zihnimdeki fırtına
Dağılsın içimdeki kara bulutlar
İstemiyorum bulutlardan yağmur
Neme lazım, sel olur sonra
İhtiyacım yok ne bereketine
Ter aktı leke oldu gömleğe
Yazık oldu emeğe
Sımsıkı sarıldık
Ha bire çabaladık
Ama neticesi yalan oldu
Boş kalan el oldu
Bu uğursuz gecelerin bana bir sözü vardı
Sabah olunca karanlıklar dağılacaktı
Sen gelecektin
Bu eziyet son bulacaktı
Bu sözler itimadım vardı
Sabah geldi ama karanlıklar yanımda kaldı
Yeşildir gözlerim
Hayattır izlerim
Şifadır sözlerim
Aç göğsünü sevgilim
Şimdi sevgi serperim
Yarın ilgi suyu veririm
Sınırsız bir boşlukta dans ederken
Yıldızlar eteklerimde düş kuruyor
Kıvrımlarım gizemli yerlerde kesişiyor
Dudaklarım rüyada gülümsüyorken
Senin ruhundan melodiler dolaşıyor
Güç veren, huzur veren bir el sırtıma dokunuyor
Unutacak gibi oluyorum
Sonra yine karanlık çöküyor
Gece seni getiriyor her ayrıntıya
Yoruldum seni silmeye çalışmaktan
Göz kapaklarımdan
Bulanık zihnimden
Yine geceye efkar yağıyor
Ağır hasret çöküyor
Sel esir alıyor gözlerimi
Gönlümde boğulanlar
Mazimde karaya vuruyor
Yok ki daha edecek sözüm
Söz dinlemiyor çünkü gözüm
Göz yaşını sel ediyor hüznüm
Kalmadı bahçemde aşktan üzüm
Bağımda dolaşmaya yoktur yüzüm
Kuruttum sevgiliye uzanan dalları
Yoksulluk ulu bir haldir
Şükredene nimettir
Kanaat edene zenginliktir
Susayana şerbettir
Acıkana ekmektir
Yoksulluk ulu bir haldir
Yol önümde değil de
İçimde uzanır sanki
Nereye götürür bilinmez
Peşinde deli divane
Mola ne vakittir söylemez
Karanlık çöker
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!