Maalesef
Ramazanda şeytanlar bağlanır doğru ama
İki ayaklılardan fırsat yok maalesef
Olup biten onca şey fakat insanlık âmâ
İz’ansız yığınlarda fesat çok maalesef
değerli kardeşim, Âşık Kazanoğlu' na...
Bir yanımda Madımak’ ın isi var,
Bir yanımda günahımla şer benim!
Bir yanımda Başbağlar’ ın yası var,
Bir yanımda baş eğdiren ar benim!
Bugün aramızdan ayrılışının...
Hak ka yürüyüşünün ve de;
Lütfettiği küçük mutlulukların kıyısında kocaman elemler yaşatan bu canım dünyanın nimetlerine, elemlerine sırtını dönüşünün üçüncü yılı!
Hâlâ özleminle, hâlâ dostluğunla, sevginle/sevgimizle dolu dolu; arıyorum varlığını... Seni Sevim! Seni arıyorum...
Fakat insan nasıl bir hakikat ki, yine de bütün beşeriyetiyle bağlanabiliyor bu dünyanın nimetlerine, sevdasına, halına!
Bak! Seni ararken her günün gölgesinde, sensiz de yaşayabiliyor, yüreğime zaman zaman kor düşürüyor, bazı da serinletiyorum buz ile!
Bir zaman ben de
Sevdim, inandım aşka.
Hayallerimin
El değmemiş süsü ve
Tek örtüsüydü
Düşlerimin ecesi…
2001 yılında, sürekli yerleşim amacıyla geldiğim Antalya’ da; kimsiz, kimsesiz ve buruk, bir başınalığın yetimliğini yaşıyordum. Kolay mı, kırk yıllık Ankara yaşamımın ardından, gönülsüz geldiğim Antalya’ ya alışmak? Allah’ tan “Güllük” vardı! Antalya’ nın en işlek caddesi, kalbi, merkezi diyebileceğimiz “Güllük”…
Evli ve çalışan biri olan kardeşimin evi Güllük Bulvarı üzerindeydi. Hafta sonları ona gider, kardeş olmanın güzelliğini yaşardık. Balkonda oturarak, insan kaynayan, yaşam dolu, ışıl ışıl parıldayan Güllük Caddesini seyrederdik. Hafta içi ise, kızımla birlikte Güllük’ e gider; biraz Selekler de biraz emekliler parkının çay bahçesinde, aldığımız simitle çayımızı yudumlar… Kale içini, çokça da denizin eşsiz maviliğiyle Beydağları’ nın kucaklaşmasını -o anlatılmaz güzelliğiyle büyüleyen gün batımını, esinle dolarak- gözlemler; hayranlık uyandıran bu manzara karşısında yaşamın, günün, saatin nasıl akıp gittiğini anlayamazdım. Güllük ve Güllük’ ten seyredilen Antalya bambaşkaydı. Önceleri alışabilmek, Ankara özlemimi en aza indirebilmek için gezip dolaştığım Güllük’ ten Antalya’ yı görmüş, sevmiş, bağlanmıştım farkında olmadan. Derken...
Bir gün, oğlum sayesinde “Antoloji” denilen Edebiyat / Sanat Portalını tanıdım. 2004 yılı sonbaharı olsa gerek. Sadece kayıtlı şair başvurusu için ziyaret ettiğim bu dev portalda: “ Bari bir iki de grup üyeliğim olsun.. ” diyerek gruplar kısmına bakarken “Antalya / Güllük ” adını gördüm ve gayri ihtiyari o gruba yöneldim. İnanılmaz bir çekim oldu o anda. Tabii hiç beklemeksizin hemen üyelik kaydımı yaptım. Yadsımadığım bu grup adını okur okumaz tanıdık bir dostu görmüş olmanın erinciyle doldum. Başlangıçta kimseleri tanımıyor, kendimce gündemi takip ederek gözlemlerimi, duygu ve düşüncelerimi paylaşıyordum, sessizce.
İlişmeyin dostlarım ilişmeyin siz bana,
Yalansız bir dünya kurdum ben kendi içimde,
Yalandolan istemez ölür o da benimle.
İlişmeyin dostlarım ilişmeyin siz bana,
Yalansız bir dünya kurdum ben kendi içimde,
Hep ben verdim siz aldınız,kendinizi akıllımı sandınız?
Bir göründün yok oldun dün geceki düşümde,
Ay yüzün kederliydi zoraki gülüşünde.
Gittin sanki damlanın denize dalışında...
Sen özlemim özelim, göreceğimsin annem!
Benim sevgi meleğim, biriciğimsin annem!
Mektubunda resmimi istemişsin,
Ne de güzel içini süslemişsin.
Katlayıp ucunu da islemişsin,
Bakam dedim bakamadım, zor bacı…
Bakam dedim bakamadım, zor bacı...
değerli ozan Gültekin Toğa’ ya dostlukla...
Kara Kız ın karakışı da çetin;
Baharı zor, çiçeği zor, yazı zor!
Türküsüdür kardelenler kısmetin;
" Her öykü özünde bir can taşır, her öykünün yolunda mutlak sevgi kırıntıları vardır ve her öykü, kırılma noktasında bu kırıntılarla yaşama tutunur, anlam katar..." r.d
Canımın içi, ciğerpârem, sancılı sevdam, ağrılı başımın tatlı belâsı, yokluğunda eksilip yok olduğum;




-
Saadet Ün
Tüm YorumlarBaşımız Sağ Olsun...! -
Başımız Sağ Olsun...!
19 Haziran 2009…Gecenin bir saatinde kalktım..Nedense uyku tutmadı gözümü..Saatler 04.00' ü gösteriyor..Ya kitap okumalı ya da bilgisayarın başına geçip yazmalı...Açtım bilgisayarı..Bari radyoyu da açayım, müzikle çalışmayı severim nasılsa, ...