Aklın karanlığında,
Bağdaş kurup, oturmuş,
Kula;
Kul olmuş tanrı adına tutsak.
Bir;
Kör ebe oyunudur oynanan.
Ey…,,yyy!
Şanlı Türk evladı;
Altaylarıdan bir nehirden akıp gelen,
Oğuzlardan asil soydan,
Yirmi dört boydansın
Aya, yıldızlara, güneşe benzersin,
Gel ili kadeh içelim,
İki güzel kelam ile,
Eski dostları analım,
dua ile, selam ile.
Nerede o eski günler,
Akşam karanlığından,
sabaha kadar,
Başımı çevirdim yüce kabrine,
Derin duygularla Hülya’ya daldım,
Doyamadım seyrine ey! yyy Şanlı Serdar.
Senden öncekiler;
Kimi minnet, kimi rahmetle anıldılar..
Ya sen;
Bu ne hırs, hiddet ve kibir,
bozuk şiraze gibisin,
ne söz dinlersin ne fikir.
Dün geçe seni rüyamda gördüm ,
Oturuyordun yüce tanrı dağında,
Huşuyla el pençe önünde durdum,
Buyurdun bakarak ne haber çocuk?
Utancımdan kızardım konuşamadım,
İlkbahar günleri bulutlar ağlar,
Gözyaşlarını içer susamış toprak.
Altın kemer gökkuşağı,
Rengarenk hayallerimizi süsler.
Topraktan gürül- gürül pınarlar çağlar,
Yeşerir içimizde güçlü umutlar.
Buralarda devran düzen bozuldu,
Yüreklere kötü tohum döküldü,
Mertlik yere düştü garip ezildi,
gidelim bizim köye ne dersin.
Bizim köyde koyun kuzu meleşir, Arı balla, At tayı ile oynaşır. Yavuklular bağ. Bahçede koklaşır, Gel gidelim bizim köye ne dersin.
Ey şaşkın!
görmez mısın,
Kafanı kaldır bak.
Cemşit ağa köyden gelmiş gördün mü?
Pınar gibi saf, yüreği ak pak,
Çıkınında dolu- dolu, kucak-kucak sevgi var,
Yüreğime;
İki tohum düştü tanrıdan,
Biri al, biri ak,
Biri kaymak biri bal.
Sevinç;



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!