İnsan kendine hamal yükü ezelden ağır
İster kapa ağzını istersen bağır çağır
Kimi duymazdan gelir kimisi olmuş sağır
Kalp katı, vicdan silik, gözler kapalı hayret
Söyle kim tutar Türk'ü, zinciri kırılınca?
Kendi kabına sığmaz sıkılır yüreğimiz.
İnsan sınar sabrını sırtından vurulunca
Her şehit haberinde yıkılır yüreğimiz.
AKLIMDA DEĞİLSİN
Sana canda cansın dedim her an şu canımı yaktım
Aldandım, bozuldu lades artık aklımda değilsin!
Gece gündüz ağlayarak eski albümlere baktım
Ne adın belli ne adres artık aklımda değilsin!
AYAKKABI
Yalın ayak olur mu mahallenin muhtarı
Nasıl giydin be adam bilip ayakkabımı
Yüzün yok anladım da kayıp mıdır astarı
Nasıl giydin be adam silip ayakkabımı
Maveradan bir sesle muştuların geliyor
Minarenin ışığı süzülür Ayasofya.
Fatih Sultan Mehmet'in artık yüzü gülüyor
Ezan sesin susmasın, üzülür Ayasofya.
Yıllardır bağrımızda tüter durur dumanı
Tarihten silinmeyen yazıdır Azerbaycan
Ermeni'nin tuzağı aldı onlarca canı
Kalbimizi titreten sızıdır Azerbaycan
Adımı koymuşlar doğunca hemen
Dalmışım ummana, akış belirsiz.
Ne yana çevirsem dönüyor dümen
Ömrüme işlenen nakış belirsiz.
Ne güneş doğuyor ne yağıyor kar
Yar adını anar durur andıkça kavrulur dilim
Ayrılmak mı kalmak mı zor bana sormasınlar sakın
Üstüne elem işlenmiş ne zaman kurur mendilim
Ağlamak mı gülmek mi zor bana sormasınlar sakın
Ben zaten İstanbul'um içimde dolaşan sen
Oynaşır güvercinler göğsümün ortasında.
Su üstünde durmuyor aşkın çizdiği desen
Can çekişip dururum sevdanın oltasında.
Ben zaten İstanbul'um bir martı kanadında
Yürüyorken usulca hakkın doğru yolunda
Durmayanı kovalar duranları taşlarız
Her gün öğrensek bile şu hayat okulunda
Öyle vurdumduymazız suda mısır haşlarız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!