Seni öyle çok seviyorum ki
uzaklığın anlamsız kalıyor
her yerde seni hissediyorum
gecede, derinde, yüreğimde
ruhun her an benimle
uzattım ellerimi sana doğru
Kim özlemez kuruyan dalda gül kokusunu
Bu soylu savaş için dik dur hayırsız olma.
Sil alnında beliren melanet dokusunu
Dünya dönüp dursa da sen sakın arsız olma.
Aslen kardeş olsa da elem hüzün ve çile
Ayrılsa da bir yerde Kürdü, Çerkezi, Lazı
Alında aynı yazı ırkımız belli bizim.
Destan yazar tarihe Kürşat, Ayşe, Iraz’ı
Bir yolda erkek kızı kırkımız belli bizim.
Korku yoktu yüreğinde yıldırmadı onu ölüm
Kutlu yolda giden yola iz diyordu Osman Paşa
Kör olsa da iki gözüm kırılsa da elim kolum
Biri bire kattığında biz diyordu Osman Paşa
Ellerimizden Ayrıldık Önce
'' GÖNDERİLMEYEN MEKTUPLAR''
Bir akşam vaktiydi gözlerin gözlerimden geçtiği an
kollarım boş bir hayalin beline dolanırken
kim bilir sen hangi gözlerin derinliğinde hapsoluyordun..
Yâr bildik sevdayla kutsal vatanı
Uğruna veririz elbette canı
Üstüne sürülen şehit'in kanı
Bırak o boynunu bükmeyi bırak
Dalgalan gönderde ey nazlı bayrak!
Yüreğim dar kafeste bir ceylan misali çırpınırken
Sen aslanlar gibi hangi özgürlüğe koşuyorsun?
İçimde hasret fırtınaları her bir yanımı üşütürken
Sen hangi iklimlerde ısıtıyorsun kendini?
Söyle sevgili
Öyle güzel ki kalbin
iyi ki sevmişim seni
nasılda hissedersin beni
ben sana anlatmadan
sus ne olur
konuşunca imkansızlaşıyor
Sen gelince
yüreğim ruhumla barışır
yanar karanlığın içinde bulutlar
mevsimler bir biriyle yarışır
ruhum bir çocuk
ellerimde titrer saçların
Eğer ki ruhunu yakan ateş alın yazını değiştirmeye yetmiyorsa
ya o ateşi söndür ya da daha çok yan...
Karanlık bir orman
yollar tuzak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!