Bu sevda destanını yazıp kâğıda sakla
Sonra dön oku düşün, el sür sineni yokla.
Durma ey delikanlı toprağı öpüp kokla
Doyduğun yer memleket gönül danışsın aşka.
Bağrına girmek lazım Tokat ili bambaşka.
Ayrılmak imkânsız gönül sürgülü
Hasreti kor ateş, tüter Almus'un.
Bahçesinde gezip koklarken gülü
Bülbülü bir başka öter Almus'un.
Doğası düşlerden sunarken dilim
Aşkın ile döndürüp, durdursam şu dünyayı
Geçip giden zamana tehir olasım gelir.
Durma ey deli gönlüm süsle güneşe ayı
Almaya nefes yoksa zehir olasım gelir.
Konsam bir bülbül olup pembe gülün dalına
Yüreği hiç dikiş tutmaz yapılsa da bin bir yama
Kızdığı an selam sabah kesmesi var Tokatlı'nın.
Baksan efkâr tepesine yaprak kıpırdamaz ama
Yar denince efil efil esmesi var Tokatlı'nın.
Gelin kızı bekliyorken yâri en güzel çağında
Vatanını sevmeyi sanma sakın abartı
An diriliş akdidir kalksın puslu karartı
Bu zafer mavi gözlü bir devin eseridir
Vatanım da çok göz var yüzyıllardan beridir!
Bir hoşçakala sığdırıyorum seni
öğlenin bir vaktinde
karlı günlerin soğuk yüzünde
esen her rüzgarda üşüdü ellerim
buz tutmuş senli yanlarımdan bi haber
hangi soğuk yokluğundan daha çok üşütür ki beni
Yiğitlerin yoluna kancık pusu kuranlar
Sanıyorsun bitecek bu aşkı taşıyanlar
Kahpelik soyunuzda anasını satanlar
Yanınızda kim varsa kellesini kesmeli
Size kurşun az gelir yağlı ipte asmalı
Bir damla hüzün asıldı kirpiklerime
parçalayarak kendini düştü yüzümün çukuruna
açıldı yine yüreğimin kapanmayan yarası
intihar eden duygularıma kanadı bir kez daha
Uzattın kalbini güneş batarken
Al dedi gözlerin bir gece vakti.
Hasretin aşında zehir yutarken
Bal dedi gözlerin bir gece vakti.
Üstüme yansıdı mehtaptan ziya
Bir gün daha bitti
ben hala kendimde değilim
kirpiklerim devriliyor gözlerime
giderek büyüyor gece
gerçek kadar uzak her şey
üstüne kar yağmış kaldırımlar gibiyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!