Sen miydin
o sahte gözlerin ardına saklanıp beni bana yabancılaştıran?
Sen miydin
gülüşünle bahar sandığım ama içimi kışa kilitleyen?
Sen miydin
adımı ezberleyip sonra unutan,
Bir ev vardı, yokuşun sonunda,
Kapısı kırık, içi senden dolu.
Adını söylemeye korktuğum her an.
Duvarında yankı bulurdu bir zaman.
Perdeler sararmış, camlar küsmüştü,
Sen özgürdün… Ben tutsak.
Senin kanatların vardı,
benim zincirlerim.
Sen uçarken
ben bekledim.
Sen unuttun,
Sevmenin hangi tonusun sen?
Yalnızlığın griye çaldığı bir geçiş mi,
yoksa karanlıkta bile parlayan sessiz bir gülüş müsün?
Ben seni bakarken değil,
gözlerini kaybettiğim anda sevdim.
Merhaba; kalbimi ısıtan KADIN / ADAM
Merhaba: gönlümü okşayan,
Ruhumdaki acılar dindiren, KADIN / ADAM, Merhaba..
Sana bu mektubu Soğuk bir Ankara gecesinden yazıyorum.
sessizliğin terkedilmiş koynunda ve ellerim titrerken yazıyorum. Bu satırlar belki son kelimelerim, belki de bu karanlığın içinden sana açılan çaresiz bir kapı. Bilmiyorum, bilmiyorum.
Söylesene Hakim Bey,
İhanetin cezası kaç ömürdür?
Kalbimin altına saatli bir yalnızlık konulmuş.
Gitmiş biri için hâlâ nefes almak suç mu sayılır?
Sana hiç “sen” demedim.
Adını bile anmadan sevdim seni.
Çünkü bazı sevgiler,
bir adın sınırına sığmaz.
Bazı duygular,
yalnızca susarak anlatılır.
SUS yüreğim SUS !!!
Sakın söyleme bildiklerini. İncinir, kırılır yüreği.
Bilmesin, bilmesin onun seni sevmediğini.
Üzülmesin gönül bahçesi.
Bırak yüreğim bırak olduğu gibi kalsın. Dokunma !!
Bazı aşklar yarım kalmak içindir.
Zemheri çökmüştü yüreğime,
Gelişin baharım oldu.
Ümitlerim tükenmişti,
Bakışın umudum oldu.
Beyhude olmuş gönlüm,
Gözlerin ateşim oldu.
Gölgeyle konuşur oldum artık ben,
İnsan yüzlerinde yalan izleri.
Ne bir dua kaldı, ne de bir neden,
İçimde çürürken eski benliğim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!