Sükunete boyanmış ölüm
Sesler döküldü kırık taşlar misali
Hayat ise soluklaşmış
Renksiz ve sade
Umut ise mavi
Gözlerimi diktiğimde gökyüzüne
Seni arıyorum
Kızıllığında gökyüzünün
Maviliğinde denizin
Parlaklığında güneşin
Seni arıyorum
Gözlerim doluyor çünkü seni özlüyorum
Ama ben hala gülümseyebiliyorum
Her günüm seni düşünmekle geçsede
Ve sabretmekle,
İçim yanıp tutuşsa da özlemle
Hayatım solarken gözlerinde
Akarken bir damla yaş olarak
Mutsuz da olsam
Soluyor olsa da çiçekler umutsuzlukta
Geleceğin günleri karanlığı getirse de
Biliyorum sana değer
Eskiden sen vardın hayatımda
Sen vardın yanımda
Yastığımda, baş ucumda
Sen vardın her anımda
Gecemde gündüzümde
Çocukluğumda trenle çok seyahat ederdik
Unutamam o garda bekleyişlerimizi
Düdük sesi gelirdi uzaktan
Bende başlardı heyecan
Raylardan gelen sesler
Ve o trenin soğuk görüntüsü
Her gün, turnikeden her geçişimde
Yeni bir umut var içimde
Geçmişi bıraktım geride
Burada olanlar burada kaldı
Ve kalbimde hiçbir iz bırakmadı
Kalbim hala atarken
Vazgeçmezken amaçtan
Ruhum hala beslenirken
Umutlardan
Gözden yavaş yavaş kayboluyor
Zihnim arınıyor kayıplardan
Gün sessiz uyurmuşcasına
Sabah sessiz
Sabahın soğuğu içime işliyor
Görünüşümde sessiz bir gülümseme duruyor
Karanlığın kuşatmasını beklercesine
Gün ölüyor gibi duruyor
Beni benden alan yaşam
Geri veriyor düşlerimde
Onca yaşananın ardından
Tekrar herşey eskisi gibi oluyor
Ve unutulmasa da hafifliyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!