O yâr benden yüz çevirmiş duyduğum,
Ondan beri derdime dert katarım.
Züleyha’nın zindanında Yusuf’um,
Sanırım ki bir zindanda yatarım.
İkrarsız yâr ikrarından geçiyor,
Seni zalim vefasız yâr,
Beni yaktın gidiyorsun.
Viran ettin gönül tahtım,
Beni yıktın gidiyorsun.
(Nakarat)
Hak yolundan dönemem ben,
Dostlar gelir çatar bana.
Zalimlerden sinemem ben,
Günde bin taş atar bana.
Yobazların saf duruşu,
Benim böyle bunca yıldır çektiğim,
Hep senin yüzünden zalim yoksulluk…
Mor sümbüller gibi boyun büktüğüm,
Hep senin yüzünden zalim yoksulluk…
Sen ettin ömrümü dünyada talan,
Zümrüt yeşil gözlerine,
Bir de sürme çeker misin?
Başım koysam dizlerine,
Kızar, dudak büker misin?
Gökyüzünde sandım Zühal,
Büyük aşkım yalan oldu,
Türkülerde kaldı sevdam.
Anlamadım, olan oldu
Türkülerde kaldı sevdam.
O’nu Leyla sanıyordum,
Atatürk’ün çizgisinden sapmayan,
Lâikliğin böylesini isterim.
Siyasete; dini alet yapmayan,
Lâikliğin böylesini isterim.
İnananla inanmayan yan yana
Senden başka kimse yoktur gözümde,
Seni ne çok sevdiğimi bir bilsen…
Hiç bu kadar sevmemiştim ömrümde,
Seni ne çok sevdiğimi bir bilsen…
Deli gönül dolaşıyor mekânsız,
Güzel ülkemizde, Dünya yüzünde
‘İnsanız, insanca duralım’ derim.
Yaratılış denen aşkın tözünde,
‘Zerreden küreyi görelim’ derim.
İlimle erelim Hakkın sırrına,
Yürek dayanır mı böyle acıya?
Mezara elimle götürdüm oğul.
Figan düştü ana, kardeş, bacıya
Ben kendimi yedim bitirdim oğul.
Anne- baba yaşar, evlat ölür mü?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!