Nihayet kavuşmuş her hane suya,
Değişmiş çehresi yüzü Hisar’ın! ...
Bomboz yerler şimdi dönmüş koruya,
Yemyeşil bayırı, düzü Hisar’ın! ...
Kaldırılmış kuyuların kovası,
Bitti Iğdır’da nöbetim;
Mekanım Kayseri artık…
Bir yanım öz memleketim;
Bir yanım Kayseri artık…
Gezip gördüm her yerini,
Canı sıkıldıkça tekme atana;
Ağzıma yakışmaz, eşek diyemem! ..
Sabah akşam gördüğüne çatana;
Atın bir araba kötek diyemem! ..
Niye gönül onla, bunla atışsın,
Konuşurken senle benle
Dilde hoşgörü güzeldir…
Ne hoş anlaşır dikenle
Gülde hoşgörü güzeldir…
Terk eyleme itidali
Yaşasan da; yetmiş, seksen, doksan, yüz
Yılların son ucu ölümdür ölüm…
Uzun-kısa, iniş-yokuş, eğri, düz
Yolların son ucu ölümdür ölüm…
Her hayat bir ağaç, kainat orman
Yıl Beş Yüz Yetmiş Bir, aylardan Nisan
Alemlere rahmet güneşi doğdu.
Habibullah oldu o yüce insan
Ebedi muhabbet güneşi doğdu.
Zirvedeydi o gün; sapkınlık, zillet,
Bunca sene yaşayıp şunu gördüm;
Yerine konmayan hazine sağlık.
Rastladığım her tür hastaya sordum;
Bize lazım olan şey yine sağlık.
Bal şerbet değildir, yenip içilmez
Temelsiz bir konak gibi,
Sallanırsın yalan dünya! ...
Eline düşen garibi,
Kullanırsın yalan dünya! ...
Tanıyanlar iyi tanır,
YANARSIN! ..
Şansı olan kızıl korda dans eder;
Sen bir avuç soğuk külde yanarsın…
Bilmem ki bu hale alimler ne der?
Buz tutmuş denizde, gölde yanarsın..
Senelerce beklediğim sevgili,
Çıkıp geldin eda ile naz ile…
Unutmadı yaptığımız kavili,
Çıkıp karşıladım güler yüz ile…
Güzelsin; üç bin altı yüz beninle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!