Kurudu içimden sama akan nehir
Çorak toprağına düşen bir tohum gibiyim şimdi
Filizlensem senin payına düşecek bir şey kalmadı bende
Çürüyüp gitsem ahı kalacak bende onca günahın
Araftayım
Kendimle konuşuyor, kavgam Kendimle
Sen uyurken ben yüzüne bakardım
Saçlarını okşar okşar öperdim
Yorgun bedeninde dolaşan
Arzız, hırsız elleri düşünürdüm
Kimler kandırdı seni kimler ruhunu sattı
Kudururdum sevgimden paylaşmış olmak seni önceleriyle
Öyle asfalt dilli değildi Yürüdüğümüz yol
Dar, patika ve uçurum kenarıydı
Ölüme yakınlımız kadar,
Ölümden korkmayışımız bundandı.
Bundandı özgür atların nal seslerinin kulağımıza çınlaması,
Çatlayana kadar koşup
Öyle süslü cümleler kurmaya gerek yok aşkı anlatmak için.
Hangi dile, hangi renge bürünürse bürünsün
Her kalbin çaresiz çırpınışıdır aşk
Aşk
Tarife sığmaz, haldan anlamaz
Uslanmaz bir çocuk
Ömürde bir ihtimal...
Aşkın tecellisi hep bedelle ödendi
İbrahimi yakmayan ateş
Ferhatı Küle çevirdi
Nuhu saran tufan
Mecnunu çöle düşürdü
Adem yasak elma ile
Aklımdaki senle ilgili düşünceleri
Mihenk taşına vurmadan, hırpalamadan
Kırk temiz suyla yuydum yıkadım
Bir elbise diktim, giydirdim bedenine
Öyle asude, öyle ulaşılmazdınki
Yıldızlara dokunmak daha kolaydı
Yalazı yakan avuçların dokunur buzdan duvarlarıma
Kokun,
Öldüresiye eser durur sürgün sokaklarıma
Hangi yana dönsem, nereye saklansam
Kendime varırcasına inkar etsem, nafile
Ne yaşarsam yaşayayım, dünde kalma telaşı dokunur arsız yüreğime
Ayırt etmeksizin seviyorum güzel olanı
Erkekte dürüstlük ve onuru
Kadında zerafet ve gururu
Çocukta masumiyeti
Annede şefkati babada gölgeyi
Dostta vefayı, düşmanda mertliği
Aynı Göğün altında
Bir mevsime mahküm yaşamak
Ayın parlaklığı kadar gerçek
Yıldızlar kadar uzak bir ihtimal Sevdan
Açtığın yaralar
Vedasız dosttan kalma hançer




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!