Kurudu içimden sama akan nehir
Çorak toprağına düşen bir tohum gibiyim şimdi
Filizlensem senin payına düşecek bir şey kalmadı bende
Çürüyüp gitsem ahı kalacak bende onca günahın
Araftayım
Kendimle konuşuyor, kavgam Kendimle
Sen uyurken ben yüzüne bakardım
Saçlarını okşar okşar öperdim
Yorgun bedeninde dolaşan
Arzız, hırsız elleri düşünürdüm
Kimler kandırdı seni kimler ruhunu sattı
Kudururdum sevgimden paylaşmış olmak seni önceleriyle
Öyle asfalt dilli değildi Yürüdüğümüz yol
Dar, patika ve uçurum kenarıydı
Ölüme yakınlımız kadar,
Ölümden korkmayışımız bundandı.
Bundandı özgür atların nal seslerinin kulağımıza çınlaması,
Çatlayana kadar koşup
Aklımdaki senle ilgili düşünceleri
Mihenk taşına vurmadan, hırpalamadan
Kırk temiz suyla yuydum yıkadım
Bir elbise diktim, giydirdim bedenine
Öyle asude, öyle ulaşılmazdınki
Yıldızlara dokunmak daha kolaydı
Ayırt etmeksizin seviyorum güzel olanı
Erkekte dürüstlük ve onuru
Kadında zerafet ve gururu
Çocukta masumiyeti
Annede şefkati babada gölgeyi
Dostta vefayı, düşmanda mertliği
Ayrı hayatların talibi olduk
Aynı gökyüzü örttü üzerimizi
Aynı yıldızlara baktık
Aynı şehrin kasveti çöktü üzerimize
Aynı iskeleden uğurladık birbirimizi
Aynı mekanda ayrı masalarda karşıladık güneşin doğuşunu
Gökten yıldızları ellerimle toplayıp
Saçlarına taç yapmak gibi
Uçuk kaçık hayallerim vardı
Gidişinle deniz yeşile, yeşil güneşe hasret
Serçelerin kanadı kırık
Çiçekler bağ bozumu
Sen bana bakınca
Gök rahmete gelirdi
Yağmur yağar
Toprak bereketlenirdi
Öyle güzel severdinki
Hasret kıskanır
Bana uzaktan bir bakışın anlattı her şeyi
Bir dokunuşunla uyandım
Kayıp bir kentin yitiği olmadığımı,
Kayıp bir ülkenin hiç doğmamış çocuklarıydık.
Yaşama sevincini elimizden alıp
Künyemizi boynumuza asmışlar.
Oysa korkunun ecele faydası yoktu
Üstelik bunu öğreneli yıllar olmuştu
Aynada yüzümle, yüzümde hüznünle yüzleşecektim
Olmadı başaramadım
Yüzün gözlerimde
Hüznün yüreğimde saklı kaldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!