Önder Öztürk Şiirleri - Şair Önder Öztürk

Önder Öztürk

Gökten yıldız kaysa; düşlerim senin olur.
Yararım karanlığı ay temasında,
yastığımın kenarına kanım damlar
Korkularımı peşime takar adımlarımı takip ederim.
Aylardan eylülmüş,
Ekimmiş,

Devamını Oku
Önder Öztürk

Gözlerinde çıldırası bir isyanı yaşamak istiyorum.

Başkaldırı zamanların,

En asi demir yumruklarına inatla,

Devamını Oku
Önder Öztürk

Sen her gece hayalini kurduğum ve dakikalarca tutarsızlığını yaşadığım akıl kar’ ımsın. Geceleyin doğan güneşim, gündüzümün ay halisin. Kararsızlığımın korku hissi, içimdeki yangının sahibisin.



Gidebilirsin tamam, yüküne hamal arayabilirsin. Zaten ben seni hiç sevmemişim ki. Hayalin kaldı yalnız, birde kulaklarımda sesin çınlar hala, onlarıda al. Kalmasın senden ne bir eser ne bir emanet. Yada bir parça daha kal, olurmu. Tırnaklarım sökülüyor gidişini seyrederken. Acımı atlatayım öyle git.

Devamını Oku
Önder Öztürk

Herhangi bir mevsimin,
Demli çay kokusunun buram buram koktuğu sabahında,
Merhaba diyerek,
Geleceğin zamanın hicretindeyim.
Doğum günü ya da yıldönümü değil kutladığım,
Hükmünü giyindiğim cemalinin duvarlarına,

Devamını Oku
Önder Öztürk

MARAŞ I VARLIĞIN YOKLUYOR

Gözlerinin müebbetliğine yatan bakışlarım,
Sürgün yedi yüreğimin bozkırlarına...


Devamını Oku
Önder Öztürk

Gezdiğin kaldırımların kokusu geliyor burnuma, yağmurun ıslatıyor saçlarımı. İçime çekiyorum derin derin vede lanet okuyarak ekşiyor insanların suratları. Heryer zifiri karanlık, sokak lambasının titrek ışığı aydınlatmıyor artık odamı. Birden duraksamalarım aklıma geliyor. Yağmurun, hücrelerimi doldurduğunu hissediyorum.



Şakaklarımdan bacaklarıma bir şeyler sözülüyor oluk oluk. Ve tenimde rüzgara yer yok. Odamın terasa açılan kapısından içeriye doluşuyor toz, toprak, yağmur, çamur… Ve bende kalanlar savuruyor, hortum oluyor, tufan oluyor. Sonra bir ışık huzmesi alıyor içimi sonra birden karanlık. Uzaklaştığını şimdi anlıyorum.

Devamını Oku
Önder Öztürk

Kamboçya’ da ölüm tarlaları gibi vücudumun derin yarıklarından kanlar akmakta. Her şeyin bittiği zaman, ölümün son anı ve kıyısındayım. Haydi benim olmayacak mısın. İçimdeki tortulaşmışlıkların bir hükmü yok. Haydi benim olmayacak mısın, cenazem kaldırılacak az sonra. Omuzlara düşen morluklarım olacak.



Sen neredesin, hangi cemre seni göstermekte, eylül’ ün hangi günü sana yakıyor bedenini. Ölüm mahkumu bir eşkiyanın bile son isteği yapılırmış. Konuşmayacak mısın. Allah’ ın aşkına konuş. İsmail’ in kuzuları için konuş, Yusuf’ un yüreği var yüreğinde hala. Ya da dur Meryem gibi sus anlıyayım.

Devamını Oku
Önder Öztürk

Gece dolunaya düşen bir cemalinin peşine,

Gözyaşlarımı eze eze attığım adımlarla,

Her gece sokağına geldim.

Devamını Oku
Önder Öztürk

Bir kervan yürür yar! Bu coğrafya yürür hey ikliminde cayır cayır kanadığım. Başlar seccadene eğildi, sırılsıklam yeryüzü.



Ömrümün kumlu aralarında seke seke yürüyen küçük kız çocuğu;

Devamını Oku
Önder Öztürk

Yüreğim sensizliğe bir kere yok dedi ve gördüğüm tüm ayrılıklar kederime katık oldu. Saldık sıla, naz ve ben tüm hüzün dolu geceleri. Seyrine doyum olmayan o hayal perdesi cemalini yorgan bildik, seni gördüm bir kere olmaz deme, sana hayır diyemem. Benim, gözlerine heyecanlandığım kalbimsin ve damımsın başıma.



Adın kavuşmak olsun bu kere, ne olur ki ismin dillerde zikirdeyken. Adın kavuşmak olsun uğruna aklımı kaybettiğim. Çileden çıkıp çilesine düştüğüm. Her gece kahır basarken afakanlarımı, mahşerden sanki bir el uzanır ve yanar birden tüm şehrin ışıkları. Ben yanarım cayır cayır.

Devamını Oku