Hatırlarım da
daha çok küçük yaşlarımda
Amerikalılar vardı apartmanımızda,
hep ne kadar şıklardı
ve ne güler yüzlülerdi.
İlk başladığımda;
seni
o muhteşem ihtişamınla
hayal edilemezliğinle
meditasyonlarımın içine sıkıştırmaya çalışmıştım.
Günde ikişer saat
Bu şehrin
bu toprakların aurası bitmiş!
Çamur kahverengi ile kırmızı arası
hani kirli, beklemiş kan gibi olmuş
bataklıklardan beter! ..
Adım gibi hatırlarım
söyledimdi ben o gece
yine geldiğinde beni almaya
bana bırakma seçimi
kendin al diye!
Kimi gitti İzmir'e
kimi gitti Bodrum'a
kimi gitti Maldiv'lere...
bayram bu
şehir şimdi en medenî halinde...
İpi yok ki; bağlayamazsın kimseyi inine...
Satmışız ruhları en baştan
doğumda üzerimize geçirdikleri
şu ucuz kefenlere;
hayat boyu ne etsek de
güzelleştirsek diye debelenir dururuz
Yaş oldu '37' diye mi,
kafadaki çatlakların sayısı arttı,
ruhtaki ateşler abardı,
sabırlar azaldı diye mi,
aşkın içine ettik ve onu
Ne dersen de
etrafında dönüp bakmadığın
o 'sıradan' dediğin kadınlar
dokunmaya kendinde hak bulamadığın o süslü bebeklerden
çok daha ateşli bir sevişmeye sürüklerler seni.
Neleri yapmaya kadirdir bu benlik dışarıda!
ne savaşlara girer elinde kurşunu kalmamış tüfeği,
süngüsüyle!
ne kahpe yöntemlerle çevirir düşmanının etrafını,
ne satışlara girer alt etmek için adileri de;
içeri döndü mü ardından bütün bunların,
Merak etme çocuğum, dostum
merak etme
güzel şeylerin da sırası gelecek.
lakin seni güzeller'den alı koymadık.
kader senin
yol senin
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...