Olgun Ekinci Şiirleri - Şair Olgun Ekinci

0

TAKİPÇİ

Olgun Ekinci

Yarım asra yakın
Yoksulsam hala
Viski niyetine içiyorsam biramı
Deniz özlemini yok sayıp
Koli basilli nehir suyunu yeğliyorsam
Koyaklarda saklamışsam özlemimi

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Kutup soğuklarında lav'lar savaşıyor yüreğimde
Tükeniyorum
Ağaçların savrulduğu fırtınalarda kavruluyor
Yanıyorum
Tenimde şimşekler dansediyor
İnliyorum

Devamını Oku
Olgun Ekinci

***Kızıma***

Hakkari'nin dört mevsimi var yüzünde

Ağaçların ilkbahardaki en güzel görüntüsü

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Ölmeliydim oysa
Bedenim paramparça olmalıydı
Kalbim delik deşik
Tanınmalıydım kan-revandan
Tek parçamı bile bulamamalıydılar

Devamını Oku
Olgun Ekinci

......... Savruk rüzgârların saçlarını köklerinden savurduğu, aslan yeleli görüntüler çizdiğin ilkbaharda doğadan yayılan koku değildi genzimi yakan sevgili, tenime, hücrelerime nakış gibi işleyen bahar kokulu bir kadının tensel ve anne sevisiydi iliklerime işleyen...

......... Elmaların çiçek açmaya durup, kirazların beyaz gelincik giyindiği mevsimin vitaminini almış tarlaların güneşe döndüğü yüzüydü yüzün, öyle aydınlık, öyle ışıldayan, öyle dingin ve sevdası yüreğinde saklı nazlı köylü güzelleri gibi... Nazın, çiçeğe duran elmanın yeşili, az sonra kırmızıya göverecek kirazın şeker tadıydı, ben bilirdim tatlıydı, sence acımsı olan...

......... Vişne tadında hüzünler biriktirir, şeker karıştırmazdım her nesnenin tat farklılığında hissedilenlerin ayrı lezzetinin ayrımına varmak için ve her ayrımda farklı kokular sindirmek varken bahar kokuları giyinmiş kadının kutsal kokusu gelir, yerleşirdi içime... Bahar demek sen, sen demek bahardı, bahar kokardı saçların, savrukluğu yüreğimde saz tellerimi titretir, bilinmeyen türküler söyletirdi elma-kiraz besteli...

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Çocukluğumda
İtfaiye şoförü olmak isterdim
En çok,
Siren sesleri çığlığında
Yol veren araçlar
Keyiflendiriyor, özendiriyordu yollar açıldığında

Devamını Oku
Olgun Ekinci

…………… Sağanaklar sel olurken siyahi gecenin sonsuz eşliğinde iştahsızlığım, sonu gelmeyen sinsi açlıklar doğuruyor yine sabaha gebe olan yıldızsız gecelerin ardında… Ne yesem anlamıyorum, anlasam bilmiyorum, bilsem tadını alamıyorum tek başına atıştırmalarda… Çökünce akşamın karanlığı yerini alan sokak çakıcılarında...

…………… En sevdiğim sokak fast- foodları bile anlamını yitiriyor çıkardığı kokulu dumanlara, kocaman kapaklı tencerelerden buharı çıkan mega kolesterol yüklü sakatatların sanatsal şekilde dikilip,pişirilip, satıldığı bel kemiğine tehdit kürsülerde yendiği kaldırım üstlerinde…

.………… Vejetaryenler düşüyor usuma esrik açsızlığımda… Üzülsem mi, acısam mı bilmiyorum onlar kendi hallerinden, damak tatlarından sonsuz hoşnutlukta da olsalar… et yiyememenin dayanılmaz sancılarını çektiğim çocukluğumdan bu gecenin göbeğine ulaşıyor.. Bitkisel kebaplar, otlardan sakatatlar üretiyorum kendimce ve sokak satıcılarına önerebileceğim… Olmuyor, nedensiz ve malzemelerin yetersizliğinden...

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Madem;
Sigara içimli, uzun, öğle molalı
Keyifli doyulmaz sohbetin
Ardından yakışmıyorsa romantizm
Uygun düşmüyorsa sevdaya dair

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Sen yazacağım romanımın
Kapak resmi
İlk sözü
Giriş'i
Tek kahramanı
Dip notlarısın…

Devamını Oku
Olgun Ekinci

Yüzüm kahvaltı masasın da uyanırken güne
Gözlerimin denize kilitlendiği
Nemli, kavuran sabah saatlerin deydim…
Dem kokan çayımın ilk yudumu
Dilimi yalarken...
Yarı dalgalı denizin köpüklerine vuran

Devamını Oku