**Eğer bir gün ayrılırsak…**
Güneşin gizemli doğuşunu izleyen seyyahların,
Ufak siyahi bir bulutun ardında gözyaşı döken
Doğmamakta direnen güneşten,
Kalemi yazmaz olur, satırları tükenir, köşesi boş kalır…
G özlerindeki sonsuz sevginin
Ü ç boyutlu yansımaydı
L avantaçiçeği iki firari yüreğe..
Seni Yavaş Yavaş Unutuyorum
Önce saçların düşüyor aklıma
Ordan başlamalıyım unutmaya
Gördüğüm hiçbir kadın
Bahar esintili saçlarını çağrıştırmıyor
Şafağın gözü Mata Hari
Ölüme, kurşuna gözleri açık
Eylülce gülümseyen
Kızıl saçlı dansöz kadın
Sinekli bir bakkaldan
Deli, uçuk, serseri
Fırtınalar içinde depreşen
Bir adam için
İvedi kan aranıyor
Damarlarında
Kadınlarımdı onlar
Sevdiğim ama göremediğim
Yıldız kadar parlak
Onlardan çok uzak
Işıltısı yürek, varlıkları kutsal
Ulaşılmaz..
Sen, dizelere dökmediğim şiirim
Satırlarına başlamadığım öyküm
Demleyip henüz içmediğim çayım
Dumanları tüten ıtır kokulu çorbam
Sabah keyfim
Gece yıldızım
Bugün de ölmedim…! ! !
Sana çıkıyorum yine bu sabah
Mahfasığmaz'dan hareketle
Her gün rutinleşen yollarda seninleyim
İller Bankası kavşağından
Dilberler Sekisi'ne ulaşıp
Beni dilim dilim doğrayıp
Parçalara ayırdım
Her parçamı birer birer postalayacağım
Sana geleceğim mektup mektup
Sesim gelecek sana önce
Düzene asi sana uysal sesim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!